Kısım 5 Bölüm 4

28 4 0
                                    


Ömer'e ne dediğimi bilmeden sadece elimi sallayarak ondan uzaklaştım. Korku büyük bir hızla bedenimi ve düşüncelerimi ele geçirmişti. Sırrın ortaya çıkmasından başka bir şey düşünemezken lavaboya nasıl ulaştığımı bilmiyordum. Aynadan kendime bakarken gerçekten midem bulanıyordu ve yüzümde mermer beyazlığı vardı. Çantamı asıp en sondaki kabine girmemin ardından midemde olan her şeyi, tüm kahveyi istifra ettim. Terlemeye başladığımı bilirken burada panik atak geçirmek istemiyordum. Yüzümü yıkarken içeri giren Beril ile sinirlerim iyiden iyiye tırmandığında eşyalarımı askıdan alıp aşağıya indim. Tramvay yoluna, caddeye bakan büyük kareli camın önünde başımı dizlerim arasına alıp öylece oturdum. Bir yol bulmam gerekiyordu. Duyulduğu takdirde hiçbir şeyin kolay olmayacağını biliyordum. Kendime bunun yüzünden bir işkence yaşatamazdım. Yıllar önce Alaz'ın yaptığı şeyden bile daha korkunç olacak konuşmalara katlanamazdım. Yüzüme bir şey demeseler bile onların ağzına düşemezdim. Söyleyecekleri şeyleri bilirken bunun ortaya çıkmasına izin veremezdim. Hakkımda, hakkımızda dönecek ithamların hiçbirini yapmamış olsam da bunun dillendirilme ihtimalini bile istemiyordum. Çare bulmam gerekiyordu ve aslında çare elimdeydi. Onunla konuşmam, kendime ve kızıma bir ev bulmam gerekiyordu. Hızla telefonda adını bulurken bir an önce açmasını, derste olmamasını istiyordum.

"Konuşmamız gerekiyor. Akşam eve kaçta geleceksin?"

"Okuldayım şu an. Odamda konuşabiliriz." Onun okulda olmasını beklemiyordum ve asla onun odasına gidip onunla konuşamazdım. Onun dersine bile girmekten korkarken, her biri bir şey anlayacak korkusuyla yaşarken bunu yapamazdım. Bu sonra, evde konuşulması uygun olacak bir konuydu. Nasıl bir tepki vereceğini de bilmezken bunu kamuya açık bir alanda asla yapamazdım.

"Akşam konuşmamız daha iyi olabilir. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp Elmin'e mesaja atarken yakın zamanda görmesini umdum. Dersten sonra onunla konuşmam gerekecekti. Telefonumun sessizde olduğundan emin olup yerimden kalkarken önündeki iki dersi atlatabileceğime emindim. Çarem basitti ve korkmama ya da endişe duymama gerek yoktu. Sinan ile konuşacak, Elmin'e bana bir ev bulması için kankası olan emlakçı ile bir görüşme ayarlaması içi ricada bulunacaktım. Sonrasında hiçbir şey olmayacak ve kimse bir şey anlamadan kendi hayatlarımıza dönecektik. Aynı evde olmayıp geceler yaşanmazken kimse bundan şüphelenmeyecek, bunun hakkında konuşmayacaktı. Ne o ne de ben bir zarar görmeden bu delilikten kurtulacak, kendi yollarımızda yürüyecek, geçmiş hakkında bir daha düşünmeyecektik. Geçmişin hayaletleri ve yarım kalmışlıklarıyla yüzleşip geride bir soru işareti bırakmadığımızdan her şey bambaşka olacaktı. Kızımla hayatımıza kaldığımız yerden daha iyi bir şekilde devam edecektik. Onun hâlâ bir babası, kızımla benim ise kendimize ait bir evimiz, hayatımız ve düzgün koşullarımız olacaktı.

Dersler bitip okuldan çıktığımda sabah olduğu gibi yeniden tramvaya binmek için Su Ürünleri Fakülte'nin önünden karşıya geçtim. İstanbul Kartı okutup duraktaki bekleme yerinin sonuna doğru tırmanırken şansıma kalabalık olmayan duraktan memnundum. Ancak peş peşe gelen üç araçta da binecek yer olmamasından beklemekten başka bir şey yapamadan dikildi. Geçen ger bir seferle durakta kalabalık artarken yaptığım seçimden nefret ettin. Metro çıkısına üşenmeseydim uzun zaman önce orada olabileceğimi düşünürken en sonunda gelen bir araçta yer bulup binebildim. İnsanlıktan, ulaşım çilesinden ve şehirdeki kalabalıktan nefret ederek yaklaşık yarım saat sonra Karaköy'de temiz nefes alabildiğimde bir daha metroya binmeye üşenmeme kararı aldım. Merdivenlerde metroya inerek ya da çıkarak kaybettiğim zaman buna, bu eziyete değmezdi.

Tünelden çıkıp İstiklal'de yürürken verdiğim karardan pişman değildim. Yapılması gerekeni yapıyordum ve acı çekmemeliydim. Ama acı çekiyordum. Sinan'dan uzaklaşmam, bu ihtimali ortadan kaldırmam gerekiyordu. İkimizin de geleceği, kariyerlerimiz için bunun yapılması gerekiyordu. Yıllarca istediğim şeyden yıllar önce yaşanmış, şimdi ise dirilmek için mücadele eden şey yüzünden vazgeçemezdim. O zamanda anlamsız bir eğlence olduğu gibi şimdi de anlamsızdı. Fakat bu sefer ikimizin canını fena bir şekilde, hiç beklemediğimiz bir yerden yakabilirdi. Bunu yaşamamamız gerekiyordu. İkimiz içinde bir aşk değilken heyecan ve zorunluluk uğruna devam etmemeliydi. Ya da ben düşüncelerimden ve hayatımdan ne kadar emindim?

MELEK MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin