Helöwww
__________
1981 beğenme 100 yorum
ardakiremit: Tabi siz beklemek zorunda olduğunuz bir kardeş demek ne demek bilmiyorsunuz ...
@aryakiremit: bir de bana sor...
@KayaBal: Ben niye hep seni bekliyorum peki?
@barışahin: köpek mi lan o?
@765: yok, kaplana benziyor @barışahin
@887: kedi gibi de sanki @765@efedurmaz: Niye yarım mesela? Gökyüzü çıksın diye mi xjsjsnjd
@15: Sen gel ben hiç bekletmem
@Senaakel: Arya kızıma laf yok
@34: Barış mı Arya mı?@normenderrofficial: AZ ÖNCE ATTIĞIM STORY YÜZÜNDEN OROSPU DAMGASI YEDİM SAKIN BAKMA
@Mervelerde: Yavrum baban nereliii
@Manu: Aahhhh ahhh
@Manu: Gt
°
"Aryaa!"
Arda'nın merdivenleri tırmanan ayak sesleri ile beni çağıran sesini duyunca yatakta yuvarlanıp kafamı yastığımın altına koydum. Çok geçmeden kapım hızlıca tıklatılmış ve daha 'gel' bile demeden içeriye dalmıştı.
"Hayvan mısın ya?" Yatağıma yaklaşıp yastığımı kafamdan çekti ve konuşmaya başladı.
"Hadi kalk gidiyoruz."
"Nereye?" Hemen kafamı kaldırıp cevap vermiştim. Dışarıya çıkmak iyi bir fikir olabilirdi.
"Ben kütüphaneye gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun." Modum yeniden düşerken kafamı tekrar yatağa gömüp konuştum.
"Sebep? Gelmiyorum ben, git sen."
"Gerizekalı, kalk dedim sana, hadi!"
"Yahu ben niye geliyorum ya? Git sen işte. Senin sınavın var, benim değil?"
"Seninde sınavın var. Erkenden çalışman gerek, mal. Hadi kalk iki saat bekleyemem seni." Onu iterek hızlıca ayaklandım ve koştur koştur salona indim. Annem ve babam karşılıklı oturmuş, farklı şeylerle ilgileniyorlardı. Örnek aile işte. Gözlerimi devirip babama hitaben konuşmaya başladım.
"Baba, Arda tutturmuş benimle gel benimle gel diye. Söylesene ona gitmek istemiyorum ya!" Babam gözlerini kaldırıp bana baktı.
"Sana kaç defa abine ismiyle hitap etme diyeceğim kızım? Hem abin haklı. Git sende onunla, ders çalış biraz." Babam istediğim cevabı vermeyince anneme döndüm.
"Ya anne sen bir şey de bari!"
"Baban haklı tatlım." Oflayarak geri odama çıktım. Dolabımdan siyah bilekleri lastikli bir eşofman altı alıp üzerine kırmızı bir tişört giydim. Çalışma masama yaklaşıp birkaç kitabı da çantama yerleştirirken aklıma gelen şeyle gözlerimi sonuna kadar açtım.
Arda, hep Kaya'yla kütüphaneye giderdi. Yani Kaya'yı görebilme şansım vardı! Hemen daha hızlı hareket edip çantamı tek omzuma asıp seri adımlarla merdivenleri bitirdim. Başımı sağa çevirdiğimde Arda'yı gördüm. Bir şeyler atıştırıyordu ve beni görünce ağzındakini yutup "hadi" dedi.
Kursun önüne geldiğimizde tahmin ettiğim gibi Kaya kapıda durmuş, sigara içerken etrafına bakınıyordu. Üzerinde füme bir eşofman altı ve toz pembe bir tişört vardı. İkimizde spor giyinmiştik ve bu beni nedensizce sevindirmişti. Gözleri ilk önce abimi buldu ve bir baş selamı verip selamlaştılar. Gözleri bana doğru indiğinde kalbimden mideme doğru akan sıcaklığı hissettim. Bana bakıp sırıttı ve "oo sen de mi burdaydın Sarı, görmemişim" deyip boyumla dalga geçerken, ben heyecanlandığımı belli etmeyip hafif gülümseyerek gözlerimi devirdim.
Ne yakışıklıydı yahu!
Kaya biten sigarasını atıp ayağıyla ezdi ve hep birlikte kursa giriş yaptık. Hemen alt katta olan geniş kütüphaneye indik. Şansımıza daha yeni ara vermiştiler ve beklememize gerek yoktu. İçeriye girip birbirine çapraz halde duran üç yeri aldık. Kaya ve Arda kendi aralarında şakalaşırken ben kaşlarımı çatarak etrafa bakıyordum. Bu tür ortamları sevmezdim.
"Arya'ya beğendiremedik galiba Arda, baksana ne de memnuniyetsiz." Kaya'nın keyifli sesini duyup istemsiz mutlu olurken kaşlarımı düzeltmemek için kendimi zor tutuyordum.
Arda da gülüp ona katılırken sonunda dayanamayıp bende güldüm. Tam Arda ağzını açmış konuşacaktı ki aranın bittiğini belirten ses duyuldu. O da el mecbur susup kitaplarına döndü. Kaya'ya baktığımda ise elindeki telefonuyla bir şeyler yaptı ve sonra kulaklığını takıp kitaplarına döndü. Ben de boş boş durmanın sıkıcı olduğunu bildiğimden çantamdan bir fizik kitabı çıkarıp çözmeye başladım. Çoğu kişinin aksine severdim fiziği.
Kütüphanede geçirdiğimiz yaklaşık beş saatin sonunda çıkmıştık. Tabi ben bu süre zarfı boyunca sadece ders çalışmamış, arada Sena ve Efe ile yazışmış vaktimi değerlendirmiştim. Arda ve Kaya ise istedikleri üniversite için harıl harıl çalışmış arada bir sigara molası vermiştiler. İkisinin dostluklarına hayrandım. Farklı bölümleri isteseler bile aynı üniversiteye gitmek istiyordular.
"Lan eve gitmeden bi iskender gömelim mi?" Arda bunu bize hitaben sormuştu ve bende kafamı kaldırıp başımla onaylamıştım. Yani uzun süredir yemiyorduk, bir beş gün kadar falan, ve iskender bizim grubun kutsal yemeğiydi. Kaya da telefonuyla ilgileniyordu ve iskenderi duyunca hemen bize dönüp onayladı.
"Olur da, nereye gidelim? Buraya yakın olsun yorgunum ben, hiç yol çekemem." Yorgun olduğu her halinden belliydi. İçimden onu dizlerime uzatıp uyuyana kadar saçlarıyla oynamak gelmişti. Ben saçlarımla oynanmasına bayılırdım ve öğrenmiştim ki o da severmiş.
"Olur kanka. Durun iki dakika ben internetten bakayım." Arda telefonunu çıkarıp açarken bir anda konuşmaya başladım.
Ama keşke konuşmaz olaydım.
"Dur dur. Ben biliyorum buraya yakın bir yer. Yeni keşfettim hatta ve iskenderi baya iyi."
"Hee? Neresi peki orası?"
"Always."
Kaya'nın bana bakan gözleri büyürken tek kaşı da sorgulayıcı ve anlamaz bir ifadeyle havaya kalkmıştı.
Aferin Arya. Sıçtık.
__________
oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım lütfeeennn
Seviliyorsunuzz 💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSKENDER || Texting
Короткий рассказ054*: Sen yakışıklı çocuk, 054*: hayatının geri kalanına 054*: benimle iskender yiyerek devam etmeye 054*: ne dersin? Kaya: Valla sen ısmarlıyorsan Kaya: Neden olmasın, derim şwkkaşjsjdj ___ *Lise #1 (16.11.2020) *Genç Kurgu #2 (01.12.2020) *Kısa...