İskender -5-

61.5K 3.2K 821
                                    

Heĺöww

__________

054*: Nereye yiğidim?

Kaya: Beni mi takip ediyorsun sen?

054*: Yok daha çok iskender!

054*: Harbi nereye, hemen kaçtınız yine 'muhteşem altılı' olarak?

Kaya: Ne o kıskandın mı, İskender? :D

Kaya: İskender demişken, sözünü unutmadım :')

054*: Tamam dediysek tamam bee

054*: Ne uzattın,

054*: Nereye gidiyorsunuz?

Kaya: İskender yemeye :d

054*: Üzdün :(

Kaya: Ne yaptım aq

054*: Konuştuğun kız , seninle birlikte iskender yemek için ölen bi kız

054*: Farkındaysan

Kaya: Ee napim? Yemiyim mi

054*: Şimdi acilen beni mutlu etmen gerek, hadi hızlı ol

Kaya: Ne alaka lan

Kaya: Nasıl mutlu edim ben seni?

054*: E bilemem artık 💏

Kaya: Tövbe tövbee

Kaya: Ha bak buldum, dur

054* > kişisi 'İskender' olarak değiştirildi

Kaya: *ekran görüntüsü*

İskender: Yaa

İskender: Ya yaa

Kaya: Ben en güzeeelll

İskender: Msjejsjsosjhzuwhehsiwisysusuxjsuesujsjshshsus

Kaya: Tamam, görev tamamlandı

Kaya: Bırak da hayatımın aşkına odaklanayım artık

Kaya çevrimdışı |

İskender: Bu acıttı

İskender: Sen sormazsın belki ama yine de söyleyeyim

İskender: Bi iskender kadar sevilmemek, değer görmemek, hayatının tek aşkı olamamak

İskender: Acıttı :)

İskender çevrimdışı |

Telefonumu bırakıp masaya döndüm. Tabii o sırada Arda beyimiz de bana tip tip bakıyordu. Masaya ufak bir bakış attım, herkesin siparişi gelmişti. Ben ve Efe hariç.

Okul çıkışı çoğu zaman olduğu gibi yine iskender yemeye gelmiştik. Ben, Arda, Kaya, Sena, Barış ve tabii ki Efe. Eski numaradan ona sormuştum çünkü bana cevap verip vermeyeceğini merak ediyordum. Vermiş, üstüne üstlük beni mutlu etmek için telefonuna 'İskender' diye kaydetmişti. Hatırlayınca tekrar gülümseyesim gelmişti ama karşımdaki Arda'yı ve bakışlarını görünce bu fikirden hemen vazgeçtim.

"Laann! Hadi yaa! Bizimkiler niye gelmiyor?" Efe'ye gözlerimi devirerek baktım.

"Sabret azıcık, gelir şimdi." Sözümü bitirdiğim gibi görevli tabakalarımızı masaya bıraktı.

Gözlerimi Kaya'ya kaydırdığımda tabağının yarısını bitirmiş olduğunu gördüm. Şokla ona bakarken hissetmiş gibi gülümseyen yüzünü kaldırıp bana baktı.

"Oha oha! Yavaş ol öküz, kimse kaçırmıyor önünden?" Masadaki herkes sözlerim üzerine gülerken o da güldü ve bana küçümseyici bir bakış, ki bu benim dilimde etkileyici bir bakış, atarak konuşmaya başladı.

"Her iskender yemeye çıktığımızda aynı şeyleri yaşıyoruz ve sen aynı şaşkınlık dolu nidaları atmaktan sıkılmıyorsun. Bence artık alışmalısınız Piremses Hanım."

Ay ölüyorum galiba...

Ama tabii bunu onun bilmesine gerek yoktu.

Piremses lafına değil tabii ki!

Benim prenseslerle ilgili ufak bir rezilliğim vardı ve arada benle böyle dalga geçerdi. Gerçi onun haricinde de kullanırdı bu lafı ama sebebini henüz çözememiştim. Mesela Arda'ya sürekli "Piremsesim" diye hitap eder, bir posta dayak yemeden rahatlamazdı.

Tekrar göz devirdim ve önüme dönüp yemeğime odaklandım. Normalde bu lafın altında kalmazdım lakin yemeğim soğuyordu ve ben bundan nefret ederdim.

,

"Eee ne yapıyoruz?" Arda'nın sözüyle elimdeki dondurmayı yalayıp ona baktım.

Evet henüz yaza girmemiştik tam olarak ama dondurma yiyorduk. Ne yapalım, iskenderin üzerine çok iyi gidiyordu insafsız.

"Valla sizi bilmem ama ben sevgilimi alıp kaçıyorum biraz. Yeter anasını satayım, neredeyse sıçmaya bile sizinle gidiyorum, Arda." Barış, Sena'yı kolunun altına çekerken sahte bir sinirle Sena'ya baktım.

"Sena? Cidden beni bırakıp gidiyor musun? Beni şu adama mı tercih ediyorsun?" Sena pişkin pişkin gülerek kafasını 'evet' anlamında salladı. Kabul de ediyor pezevenk. Sonunda dayanamayıp bende güldüğümde gözüm milyonlarca kez yaptığı şeyi tekrar yapıp Kaya'ya kaydı.

Telefonuyla uğraşıyordu ve abim olacak vasıfsızda kafasını uzatmış onun telefonuna bakıyordu. Neye bakıyordu bunlar?

"Ben annemin yanına uğramalıyım gencolar. Bi sonraki ana kadar görüşürüz." Efe asker selamı çakıp yanımızdan uzaklaştı.

Efe, ben ve Sena ile aynı dönemdendi. Yani 11. Sınıf. Tabi 12 olmak üzereydik ama o ayrı bir konu. Abim, Kaya ve Barış ise 12. Sınıftılar. Efe'yi, Ardalar ile ben ve Sena tanıştırmıştık. Sena ise Kaya ile birlikte çocukluktan beri komşumuzdu. Arda ve benim aramda 2 yıl vardı aslında ama doğduğu ay dolayısıyla kimliğine yanlış yazılmıştı. Aslında Arda aramızdaki en büyük kişiydi.

Son üç kişi kaldığımız zaman kalbimin depar atmasına aldırmayıp sakin adımlarla onların yanına ilerledim. Hala telefonuyla uğraşıyordular.

"Hadii! Gitmiyor muyuz?" İkisine hitaben sorduğum soruyu Arda kafasını telefondan kaldırarak bana cevap verdi.

"Gideceğiz, beyinsiz. Bir sabret." Tip tip ona bakarken o kaşlarını çatıp Kaya'nın telefonuna geri döndü.

Ben sinirle homurdanırken Kaya, kısa bir an için bana döndü. Sonra abime bakıp bir şeyler söyledi. Bunun üzerine abim Kaya'nın omzuna vurup bana doğru geldi.

"Yürü hadi."

"Ne oldu, Arda? Kaya ve senin moralin neden bozuldu bir anda? Ve Kaya neden bizimle dönmüyor?"

" Her şeyi merak etme, Arya. Hem sanane kızım Kaya'dan?"

Sözlerine gözlerimi devirip önden yürümeye başladım. Ben nasıl olsa öğrenirdim.

___________


İSKENDER || Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin