Helööw
Nasılsınız bakalııımm
__________
"Always."
"Always mi?" Arda ve Kaya aynı anda sorunca zaten gerilmiş olan ben, daha daha gerildim. Hızlıca bir açıklama düşünürken gözlerim ikisi arasında gidip geliyordu.
Ne kadar aptalım! Bu yeri bilen sadece anonim miydi Allah aşkına? Saçmalamayı bırakıp bir an önce normal halime dönmeliydim.
"Evet. Geçenlerde bir arkadaşım önerdi, sonra biz de birlikte gelip yedik. Ben de çok beğenince ve buraya yakın olduğunu hatırlayınca söyleyim dedim." Masum, hiçbir şeyden haberi yok havası takınıp konuşmuştum. Kaya'nın kaşı geri yerine yerleşmişti fakat hala değişik bakıyordu. Anlamış olamaz her halde dimi? Gözüm Arda'ya kaydığında kaşlarını çatmış olduğunu gördüm.
"Kimmiş o arkadaş?" Arda'ya, mala bakarmış gibi baktıktan sonra gözlerimi devirip "Sanane Arda ya." diye söylendim. Arda'nın ısrarla sormaya devam edeceğini fark edince hemen konuşmaya atladım.
"Hadi gidelim artık." Kaya'ya döndüğümde hala anlamını çözemediğim bir ifadeyle bana bakıyordu. Daha fazla dayanamayacağımı anlayıp gözlerimi kaçırdım ve önden önden yürümeye başladım.
"Umarım sevgilin yoktur, Arya?" Evet. Arda'nın saçmalama saati gelmişti işte. Omzunun üstünden ona bakıp tekrar "Sanane" dedim.
"Gerçi kim sana bakar ki amk. Ben bile sırf kardeşimsin diye bakıyorum." Arda gülerken benim adımlarım yavaşlamış suratım bariz bir şekilde düşmüştü. Alınmam Arda'nın sözlerine değildi. Arda hep böyle konuşurdu. Alınmam Arda gülerken, Kaya'nın da ona eşlik etmiş olmasıydı. Yoksa bakılmayacak bir kız olmadığımı gayette biliyordum.
Cevap vermeyişim ve yavaşlamam üzerine sanırım Arda alındığımı anlamış olacak ki gülmeyi kesti. Arkadan gelen fısıldaşma seslerini duyuyordum ama bakmamaya kararlıydım. Bir anda hızlı ayak sesleri geldi ve ben tam arkamı dönecekken iki, farklı bedene ait kollar benim üzerime abanmış ve sarılmıştı. Bu farklı bedenler Kaya ve Arda'dan başkasının değildi.
Ben gülümsememek için kendimi zorlarken ikisi de kafasını bana eğmiş gülümsüyordular. "Alınmadım de bana Arya." Arda şebek gibi bana bakarken gözlerimi devirip ona bakmaktan kaçmıştım. Fakat bu kez de Kaya vardı karşımda.
Hassiktir.
Niye bu kadar yakındı ki bana?
Mesela kolu neden omzumdaydı?
Sikeyim, nefesim bi yerlerime kaçmıştı.
Bi insan niye bu kadar güzel gülerdi ki!
Şebek taklidi yaparken bile ayrı tatlıydı!
Ah kalbim!
Dudaklarımı dişleyip gülmemeye çalışırken Kaya daha çok işimi zorlaştırarak "Sarı? Arda şaka yapmıştı amaaa" dedi. Bir de küçük bir çocuk gibi dudaklarını öne doğru büzmüştü. Hayır! Sakın gözün başka yerlere kaymasın, Arya!
Sonunda dayanamayıp gülümseyince onlarda daha çok sırıtıp kollarını gevşetmiştiler. Niye tamamen çekmiyordular ki? Neyse, memnun olmadığımı söylesem yalan olurdu. En iyisi çaktırmadan devam etmek.
İskenderleri sipariş ettikten sonra Barış aramış, onun için de sipariş vermemizi isteyerek geleceğini belirtmişti. Barış farklı bir dershaneye gidiyordu. Konumları da birbirlerine oldukça tersti.
Yemeklerle eş zamanlı olarak Barış da gelmiş, hepimizle selamlaştıktan sonra oturmuş bizim gibi yemeğine gömülmüştü. Aslında pek yemek yiyen bir tip değildim lakin altı saattir yemek yemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSKENDER || Texting
Short Story054*: Sen yakışıklı çocuk, 054*: hayatının geri kalanına 054*: benimle iskender yiyerek devam etmeye 054*: ne dersin? Kaya: Valla sen ısmarlıyorsan Kaya: Neden olmasın, derim şwkkaşjsjdj ___ *Lise #1 (16.11.2020) *Genç Kurgu #2 (01.12.2020) *Kısa...