Arabaya binip kemerimi bağlarken ağlamaktan kızarmış gözlerim acıyordu. Jungkook sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Direkt konser alanına geçerken arabada unuttuğum telefonumu elime aldım. Menajerden sayısız mesaj vardı.
"Bugün ben de sahne alacakmışım." Jungkook kuşkulu bakışlarını bana çevirdi. "İyi hissetmiyorsan bir bahane bulabiliriz." Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Bir yerden toparlanmaya başlamam lazım." Yüzünde ufak bir gülümseme oluştu.
Elimi radyoya uzatarak açma tuşuna bastım. Radyoda çalan şarkı yüzümde kocaman bir sırıtış oluşturdu. Bu birlikte yazdığımız ilk şarkıydı. Ben bağırarak şarkıya eşlik etmeye başladığımda Jungkook kocaman bir kahkaha attı. Sabaha kadar uyumamış iki insana göre fazla enerji doluyduk.
Dimple bitene kadar bağıra bağıra şarkı söyledik. Şarkı değiştiğinde Jungkook arabanın üstünün açılmasını sağlayan tuşa bastı. Gözlerimiz güneşten dolayı kısılınca hızını hafifçe düşürdü. "Torpidoda gözlükler vardı güzelim." Torpidoyu açarak güneş gözlüklerini çıkarttım.
Dört yıl önce eski arabasındaki torpidoda bıraktığım gözlüktü. Gözlüğünü ona uzatırken kendiminkileri de taktım. Hızını artırarak müziğin sesini yükseltti.
Eğlenceli bir yolculuğun ardından arabayı konser alanının garajına park etti. Tavanı kapatıp anahtarları alarak arabadan indi. Bende arabadan indiğimde yanıma gelerek elini uzattı. İkilemde kalarak bir eline bir de gözlerine baktım.
"Sana söz veriyorum eğer bu eli şuan tutarsan bir daha asla bırakmayacağım. Bu yüzden aklında en ufak bir kuşkun dahi varsa tutma. Seni beklerim Lisa. Sana söz veriyorum beklerim."
Gözlerim doldu. Dudaklarımdan kaçacak olan hıçkırığı tutmaya çalışarak titreyen elimi eline uzattım. Benden önce davranarak titreyen elimi havada yakalayarak beni göğsüne çekti. Hıçkırıklarımı tutamazken kollarımı beline sardım. Saçlarımın arasına burnunu yerleştirerek derin bir nefes aldı.
"Seni çok özledim. Seni tahmin bile edemeyeceğin kadar çok özledim." Kollarını sıkılaştırıp saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. Bir süre sarılarak ayakta bekledik. Ardından geriye çekilerek ellerini yanaklarıma yerleştirdi. "Yeter bu kadar gözyaşı. Cehennemi mi söndüreceksin aptal."
Gülümseyerek ben de ellerimi yanaklarına çıkardım. Yanağındaki elimi tutarak avucumun içine bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum." Tam ağzımı açmıştım ki parmağını dudağımın üzerine bastırdı. Yanaklarımdaki ıslaklığı elleri ile silerek gülümsedi.
"Gözlerin yaşlı iken değil, mutluluktan parlarken söyle istiyorum." Elini ellerime indirerek beni asansöre doğru çekiştirdi. "Cebimdeki telefonun dünden beri yüzüncü titreyişi. Az daha gitmezsek Jimin bizi öldürecek." Olduğum yerde durdum. Gözlerim korkuyla açılırken Jungkook bana döndü. Onu umursamadan arabaya çekiştirmeye başladım.
"Güzelim ne yapıyorsun?" diye beni durdurduğunda endişe ile konuşmaya başladım. "Oraya gidersek kesin seni dövecek. Şu lanet abicilik şeysi. Kardeşimi üzersen adlı aptal konuşma." Jungkook kocaman bir kahkaha attı. Geldiğim günden beri ilk defa bu kadar içten bir kahkaha attığını görüyordum.
"Bebeğim daha önceden yedim o dayağı ben. Bünyem alışkın." Umutsuz bakışlar ile ona baktım. "Bu sefer beni de dövebilir ama." Gülümseyerek beni kendine çekti. Kolunu omzuma atarak asansöre yürümeye başladı. "Hiçbir şey yapamaz. Ben senin yerine de yerim."
Asansör üyelerin olduğu kata geldiğinde kolunu omzumdan çekerek parmaklarımızı birbirine kenetledi. Kapının önüne geldiğimizde Jungkook'a döndüm. "Hala geri dönebiliriz. Bunu yapmamıza gere-" Kapıyı beni umursamadan açtığında konuşmayı kestim. Tüm üyelerin bakışları bize döndü. Ardından ellerimize.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️COMEBACK ✔️Liskook
Фанфик"Ne yapmamı bekliyorsun? Kollarımı sana sımsıkı dolayıp yüzlerce kez seni ne kadar özlediğimi fısıldamamı mı? Gözlerinin içine bakıp gülümseyerek aşk şarkıları söylememi mi? Seninle eskisi gibi uyumamı ister misin? Hafızamdan silinmek üzere olan yüz...