3.4

3.7K 318 1.3K
                                    


Hıçkırarak merdivenlerden çıkmaya çalışırken önümü bulanık görüyordum. Çarptığım insanları umursamadan ilerlerken bizimkilerin arkamdan koştuğunu biliyordum.

Hızla kapının önüne gelip kapıya sertçe beş kez vurdum. Kapı açıldığı an Sehun'u itekleyerek içeri girdim. BamBam'ın koltukta yatan bembeyaz bedenini görmem ile arkamı dönüp çığlık atarak denk gelen ilk kişiye sarıldım.

Jennie hızla BamBam'ın yanına gitti. Eli ile nabzını bir umut kontrol ederken hepimiz bunun umutsuz bir hareket olduğunu biliyorduk. Ağlamam şiddetlenirken Jungkook kollarını bana daha sıkı sardı. Hepsi şoka girmişti.

Jimin Sehun'a dönüp "Ambulansı arıyorum." Dediğinde Sehun viski bardağını bar tezgahına bıraktı. Nasıl bu kadar rahat olabilirdi?

"Tabii ara. Buraya gelip hepimizi tutuklasınlar sonra." Yoongi kaşlarını çatarak Sehun'un üzerine doğru bir adım attı. "Ne yapacağız gidip ormanda cesedini aleve mi vereceğiz?" Sehun umursamaz bir sırıtış yokladı.

"Aslında ilk aklıma gelen oydu ama fazla klişe olur. Sonuç olarak bir hukukumuz vardı." Gözlerim duvarın karanlık köşesine sinmiş yaşlı gözlerle BamBam'ın cesedini izleyen Kai'ye takıldı.

Jungkook'u omuzlarından iterek hızlı adımlarla yanına gittim. Yere oturup kollarımı ona sardığım an hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. "Lisa bırakmaya karar vermişti. Tedavi görüyordu. O iyileşmek istiyordu."

Benimde hıçkırıklarım artarken Kai konuşmaya devam etti. "Bu boktan şey hepimizi öldürecek. Bugün BamBam yatıyor orada yarın ben. Sonraki gün sen. Bu boktan şey asla yakamızı bırakmayacak."

Başını omzuma yaslayarak ağlamaya devam etti. Jungkook bembeyaz olmuş yüzü ile BamBam'ın cesedine bakıyordu. "Lalisa ölmek istemiyorum."

Sehun ayaklanarak "Bu kadar ağlamak yeter. Plana başlamazsak hepimiz patlayacağız." Dedi. Sinirli bakışlarımı ona çevirdim. Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. "O artık öldü. Ne kadar zırlasanız da geri gelmeyecek. Ben sizin götünüzü kurtarmaya uğraşı-"

Jungkook şu ana kadar belki de bir insana attığı en sert yumruğu Sehun'un yüzü ile buluşturduğunda hepimizin içine bir ferahlık geldi. Sehun'u kollarından tutup "Şu sikik çeneni kapat yoksa seni burada öldüreceğim." Diyerek Jennie'ye döndü.

"Ne yapacağız?" Jennie endişe ile etrafına bakındı. "İhbar etmek zorundayız. Bu adi herif Tanrı bilir kaç kişiyi daha böyle zehirlemeye devam edecek." Sehun tam ağzını açmışken Jungkook çenesine bir yumruk daha geçirdi. "O. Çeneni. Kapalı. Tut."

Yoongi Jennie'ye döndü. "Eğer bunu yaparsak Lalisa tutuklanacak." Jennie ellerini yüzüne kapattı. "Böyle bir durumu nasıl görmezden gelebiliriz? Koltukta bir ceset yatıyor."

Kai'ye dönerek "Fedakarlık vakti." Diye fısıldadım. Bir dakika bile tereddüt etmeden gözyaşlarını silip ayağa kalktı. Bana elini uzatarak beni de ayağa kaldırdı. "Bizlik sıkıntı yok. Arayın polisi. BamBam'ın öylece gitmesine izin veremeyiz." Sehun şok olmuş gözlerle bize bakmaya başladı.

"Bu kadar aptal olmayın. Hayatınız bitecek." Kai omuz silkti. "Şu an da pek hayatımız var sayılmaz." Sehun hızla ayağa kalktı. "Bakın benim bir fikrim var. Herkes karlı çıkacak." Jungkook tam çenesine bir yumruk daha atacakken Jennie onu durdurdu. "Bırak bir anlatsın."

"Her yerden parmak izlerimizi silelim iyice temizleyelim buraları . Zaten BamBam'ın uyuşturucu skandalı çıktı. Herkes yorumlara dayanamayıp aşırı doz alarak intihar ettiğini düşünecek. Gizli numaradan biz çıktıktan sonra ihbar ederiz. Gelir cesedi alır cenazesini düzenlerler."

Jennie iki kaşını havaya kaldırdı. "Tek bir şartla kabul ederiz?" Yoongi kaşlarını çatarak Jennie'ye döndü. "Şeytanla anlaşma yapılmaz." Jennie omuz silkti. "Ben de melek sayılmam." Sehun "Ne derseniz kabul." Dediğinde Jennie "Ne bok kullandığın umurumda değil. Gebermeyi hak ediyorsun ama satmayı keseceksin." Dedi.

Sehun anında kafasını aşağı yukarı salladı. "En yakın arkadaşımı bu bok yüzünden kaybettim. Sence devam eder miyim?" Kimse cevap vermedi. Jennie, Jimin'e döndü. "Sen Lalisa'yı götür. Bizde buraları halledelim." Gözlerimi BamBam'ın cansız bedeninden ayıramıyordum.

Jimin tam bana doğru bir adım atmışken Jungkook onu durdurdu. "Eğer burada kalmaya devam edersem temizlememiz gereken bir ceset daha olacak." Diyerek göz ucu ile Sehun'a baktı. "Onu ben götürürüm" dedi ve bileğime parmaklarını sardı. İtiraz edecek durumda değildim. Onunla birlikte bir adım atmaya çalıştım. Titreyen bacaklarım ile dengem kaybolurken Jungkook kollarını belime sardı.

Bir kolunu dizlerimin altından bir kolunu da belimden geçirerek beni kucağına aldı. Son bir kez BamBam'ın cansız bedenine baktım. Hıçkırıklarım tekrar bedenimi ele geçirirken kafamı Jungkook'un göğsüne yasladım. Hızla odadan çıkarak beni arabaya taşıdı.

Beni yolcu koltuğuna bıraktığında boynunda birleştirdiğim kollarımı daha sıkı sardım. "Korkuyorum." Saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Yanındayım güzelim. Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim."

Kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna geçti. Hızla bardan uzaklaşarak şirkete sürmeye başladı. Dizlerimi kendime çekerek hıçkırıklarımı dindirmeye çalıştım. BamBam'ı o şekilde görmek beni çok korkutmuştu.

Şirkete geldiğimizde Jungkook arabayı garaja çekip beni tekrar kucağına aldı. İtiraz etmedim. Odama çıkarak anahtarlığındaki anahtarla kapıyı açtı. Anahtarımı hala taşımasına sevinemedim. Örtüyü açarak beni yatağın içine bıraktı. Hıçkırıklarım artık iç çekişlere dönüşmüştü. Korkuyordum.

Üzerimi örterek bir süre bana baktı. Ardından odadan çıkmak için arkasına döndü. Titreyen ellerimi bileklerine sardım. "Gitme."

Anında geriye dönmüş yatağın yanına, yere oturarak parmaklarımızı birbirine kenetlemişti. "Ölmek istemiyorum." Diye fısıldadım. Ellerimin üzerine bir öpücük kondurdu. "Sağlıklı düşünemiyorsun şu an. Ölmeyeceksin. Güvendesin. Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim."

Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı. "Düşündüm." Diye fısıldadım. "Bir şeyleri artık kaldıramayacak raddeye geldiğimde aynısını yapmayı düşündüm. Aşırı doz. Güzel bir ölüm yolu gibi gelmişti." Jungkook'un bedeni kaskatı kesildi.

"Beni kurtaracak tedavimde bana destek olacak arkadaşlara sahiptim. O da bırakmak istiyordu. Tedavi olmak istiyordu. Onu yalnız bırakmamalıydım." Gözyaşlarım yastığı ıslatmaya başlamıştı. Hiçbir şey demeden beni dinliyordu.

"Ölümün bir kurtuluş olduğunu düşünmüştüm." Çenesini kenetledi. "Jungkook korkuyorum. Bir gün aklım yerimde değilken kendime hakim olamazsam. Jungkook ölmek istemiyorum."

Ellerimizi birbirinden ayırmazken diğer elini saçlarımın arasından geçirdi. "Lalisa sen iyileşiyorsun. Yanından bir saniye bile ayrılmayacağım. Sana zarar gelmesine asla izin vermeyeceğim." Sesi titriyordu.

Hafifçe olduğu yerden doğrularak alnıma bir öpücük kondurdu. "Uyumaya çalış." Gözlerimi kapatarak parmaklarımı sıkılaştırdım. Gece beni bırakıp gitmesinden korkuyordum. Yalnız kalmak istemiyordum.

Uykuya dalamadım. Yarım saat gözlerim kapalı öylece yatakta yattım. Jungkook uyuduğumu sanıyor olmalıydı. Kısık sesle şarkı mırıldanmaya başladı.

Huzur veren sesi titremelerimi azaltırken uyku beni kollarına çekmişti.


XOXO

-ddeuslra

✔️COMEBACK ✔️LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin