"Ne yapmamı bekliyorsun? Kollarımı sana sımsıkı dolayıp yüzlerce kez seni ne kadar özlediğimi fısıldamamı mı? Gözlerinin içine bakıp gülümseyerek aşk şarkıları söylememi mi? Seninle eskisi gibi uyumamı ister misin? Hafızamdan silinmek üzere olan yüz...
Elimdeki telefonun kilit ekranını açarak gündemden bir haftadır düşmeyen Jungkook tagi üstüne tıkladım.
ÜNLÜ İDOLÜN ZOR DAKİKALARI.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dünyaca ünlü idol dünya turunun üçüncü durağı olan Avusturalya'da konser sırasında fenalaştı. Konsere ara verilip arkaya alınan idol tüm sağlıksal problemlerine rağmen konseri tamamlamadan sahneden inmeyeceğini söyleyerek hayranlarının yanına geri döndü. Tüm hayranlarını endişelendiren ünlü idolün sağlığının şu an yerinde olduğu BigHit tarafından açıklandı.
Bakışlarımı karşı masada yemek yiyen Jungkook'a çevirdim. Tam bir haftadır konuşmuyorduk. Ara sıra bakışlarını üzerimde hissediyordum ama umursamıyordum. Karşımdaki sandalye çekilirken Jennie kendini yorgunlukla sandalyeye bıraktı.
"İdol olmak kadar boktan bir şey daha yok. Ölüyorum yorgunluktan." Cevap vermediğimde bakışlarımı takip ederek o da gözlerini Jungkook'a çevirdi. Jungkook yemeğini yerken yanına giden sarışın kıza çevirdim bakışlarımı. Elindeki kupayı Jungkook'un önüne bırakarak bir şeyler söyledi. Jungkook gülümseyerek teşekkür ettiğinde kız saygıyla eğilerek arkasını döndü.
O sırada bakışlarımı fark etti. Vücudu anında gerilirken gülümsemeye çalıştı. Parmağımı uzatarak yanıma gelmesini işaret ettim. Anında adımlarını hızlandırarak yanıma geldi. "Ne zamandan beri üyeler ile bu kadar ilgilisin? İşinin kostümleri ütülemek olduğunu sanıyordum?" Kız endişeli bakışlarını bana çevirerek açıklama yapmaya başladı.
"Efendim son bir haftadır Bay Jeon sürekli bu çaydan içmek istiyor. İstediği zaman kendisine ondan getirmemi rica etti. İsterseniz size de getirebilirim." Elimi havaya savurarak umursamazca "İstemez." dedim. "Gözümün önünden kaybol yeter." Kız anında saygıyla eğilip yemekhanenin çıkışına ilerledi.
Tam çıkacakken içimden gelen bir dürtü ile ona seslendim. "Ya da vazgeçtim. Bana da getir." Kız kafasıyla onaylayarak yemekhaneden çıktı. Bugün Bang PD benim için bir stüdyo kiralamıştı. Konserlere çıkamıyorsam bile dans edip video çekerek yayımlamamı istemişti. Geçen hafta Jungkook'un daha önceden yaptığı bir koreografiyi birlikte çalışmıştık. Normalde onu kayda alacaktım ama dün aldığım ani bir karar ile koreografiyi biraz değiştirmiştim. Onu sinirlendirmek istiyordum.
Yaklaşık beş dakika sonra sarışın kız elinde dumanı tüten fincan ile yanıma geldi. Çayımdan bir yudum alırken Jennie'ye döndüm. "Stüdyoya gitmeden önce kuaföre gidelim mi?" Jennie sanki bunu dememi bekliyormuş gibi mutlulukla ellerini çırptı. "İşte bana bunlarla gel kızım. Rosé'yi de çağıralım mı?" Omuz silkerek cevap verdim. "Sen bilirsin"
Yarım saat içinde otelden çıkmış menajerin bizim için ayarladığı araba ile kuaföre gelmiştik. Tüm güvenlik önlemleri alınmış kuaför sadece personelleri ile bizi bekliyordu. Jennie çığlık atarak güzellik salonuna daldı. Biz de arkasından sırıtarak girdiğimizde tüm çalışanlar bizi selamladı. Jennie direkt talimatları vermeye başladı. "Ben saçıma bir şey yaptırmayacağım. Tırnak bakımı istiyorum." Kadın kafasıyla onaylayarak "Sizinle Sun Hee ilgilenecek." Dedi.