"Yoongi şu lanet kıçını kaldır artık." Gözlerimi devirerek sakin kalmaya çalıştım. Jimin sabahtan beri Yoongi'yi kaldırmaya çalışıyordu. Yoongi oflayarak ayağa kalkıp dolabına ilerledi. Ceketini üzerine geçirerek masadan araba anahtarını aldı.
"Neye benziyor bu doktor?" Sorduğu soru aşırı derecede basitti. "Gördüğün en yüksek topuklu ayakkabıyı giyen süslü kızı al gel." Kafası ile onaylayarak odadan çıktı. Bugün Jennie geliyordu ve ben tam 5 gündür madde kullanmıyordum. Sürekli ellerim titriyor kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Jimin kolunu omzuma atarak "Sana işim düştü." deyip beni odadan çıkardı. İki kat aşağıdaki kayıt odasına indiğimizde içeri boştu. "Sana bir şarkı dinleteceğim. Ama tam bitmedi. Bana yardımcı olacağını umuyorum." Elimle bir dakika işareti yaparak masanın altına montelenmiş dolabı açtım.
Elimi iyice gerilere iterek parmaklarımı kapakla buluşturdum. Hala burada olmasının sevinci ile Jimin'e dönüp "Kapıyı kilitler misin lütfen?" diye sordum. Sorgulamadan kapıyı kilitlediğinde kapağı dolaptan alıp masanın üstüne çıkarak yangın alarmının üstüne kapattım.
"Gitmeden önce sabahlara kadar çalışmak zorunda kalıyordum. Buradan kalkıp iki kat yukarı sigara içmeye çıkmak çok yoruyordu." küçük bir kahkaha atarak ses sisteminin başına oturttu beni. Ben sigaramı yakıp bacaklarımı masanın üzerine uzattığımda o çoktan camın arkasına geçmiş kulaklığını takıyordu.
"Başlat." dediğinde sesi yükselttim. Hoş bir melodi çalmaya başladı.
너의 따분한 그 표정 지루한 발끝
Bitkin yüzün,yorgun ayak parmakların
Please look at me now
Şimdi bana bak lütfen
핸드폰은 내려놔 고개 돌릴 생각도 마
Telefonunu bırak,başını çevirmeyi düşünme bile
Let me know your type
Senin tipini bilmeme izin ver
날 골라 쓰면 돼 yeah
Beni seçebilirsin
Şarkı Jimin'in sesi ile birleştiğinde insanın içini kışkırtıcı bir şekilde canlandırıyordu. Bazı kısımlarında eksikler vardı. Kağıda ritmin kaçtığı yerleri ve birkaç satır ile ilgili önerilerimi yazarak yanıma gelen Jimin'e uzattım.
"Sen bir tanesin" diyerek bir sigara da o yaktı. "Yoongi ne zaman gelir?" saatime baktım. "Havaalanı yakın. Birazdan gelirler." Birlikte stüdyo odasından çıktığımızda Jungkook kapıda bekliyordu. Jimin tek kaşını kaldırarak "Noldu kardeşim?" dediğinde yüzüme bakmadan cevap verdi.
"Yerim ile şehir dışına çıkacağız iki gün. İdare edebilir misin?" gözlerim dolarken Jimin'in bakışları bana döndü. "Edemem." Jungkook iki kaşını da havaya kaldırarak Jimin'e baktı. "Ne demek edemem?" Jimin omuz silkti. "Baya edemem. Eğer yakalanırsanız yeni albüm sıkıntıya girer. Herkes Lisa ile bir ilişkide olduğunu düşünüyor ve-" Jungkook Jimin'in sözünü kesti.
"O işi ben hallettim." Kaşlarımı çatarak gözlerinin içine baktım. "Bang PD ile konuştum. Yarın ayrıldığımız haberi açıklanacak." Jimin sinirle konuşmaya başladı. Ben hala Jungkook'a bakıyordum. "Albüm öncesi bunu nasıl yaparsın?" Jungkook omuzlarını silkti. "Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Albümün daha çok duyulmasını sağlar."
![](https://img.wattpad.com/cover/216649518-288-k482119.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️COMEBACK ✔️Liskook
Fanfiction"Ne yapmamı bekliyorsun? Kollarımı sana sımsıkı dolayıp yüzlerce kez seni ne kadar özlediğimi fısıldamamı mı? Gözlerinin içine bakıp gülümseyerek aşk şarkıları söylememi mi? Seninle eskisi gibi uyumamı ister misin? Hafızamdan silinmek üzere olan yüz...