Bir Çift Buz Mavisi Göz

148 9 60
                                    

Radyo da Cem Adrian ¬- MUTLU YILLAR şarkısı çalmaya başladı , sağ elimle direksiyonu tutuyodum ,sol dirseğim ise istemsizce cama gitti. Bir gözyaşı yanağımdan süzüldü. Bir şarkı içinde nasıl bu kadar anı olabilirdiki ? Hatırladın mı Akın ? Bizim şarkımızı... Annemin , babamın , kardeşim Leyla nın ölüm melodisini hatırladın mı , sevgili kalbim ? Hiç unutmadımki dedi ,içimden bir ses . Ürperdim . Kırmızı ışıkta durdum , gözüm tabelaya kaydı . İZMİR yazıyordu . Anlık bir karar ile ,yani içimdeki ses öyle diyordu, arabamı İZMİR yoluna çevirdim . Bu gidiş bir başlangıç ve bir son olucaktı.


Otobana saptım , ayağımı tereddütsüz bir biçim de gaz pedalına bastırıyordum. Düşündüm , kaybedecek neyim vardı ? Arkamdan ağlayan olur muydu ? Annem olsaydı , perişan olurdu. Babam sert adamdı , göstermezdi ama beni çok severdi , o da çok üzülürdü bu duruma . Leylam , benim yetenekli kardeşim. Belki de geleceğin en iyi tasarımcısı olucaktı. Akın... çocukluğum, gençliğim, dinlemeye doyamadığım şarkım. Hayatımı oluşturan yapı taşlarımdı onlar benim . Şimdi yanımda olmasalarda hissediyorum , hep benimle birlikteler. Bazen gözlerim uzaklara dalıyor , kendimi yapayalnız hissediyorum . Psikoloji mezunuyum , bu durum biraz daha böyle devam ederse , psikolojik sağlığım çökebileceğini biliyorum. Psikologlar , ben de dahil, yalan söylüyoruz. Anlıyorum diyoruz, ama anlamıyoruz , anlayamayız. Kimisi göstermez ne hissettiğini , içinde fırtınalar kopar yine de dile getirmez, kimisinin ise şiddet olarak dışarıya vurarak dile getirir , kimisinin ise dile getirecek kimsesi yoktur. Bir sor bakalım kendine , anlatacak birim var mı ? Kaybedecek bir şeyim var mı ? Eğer aklının ucundan dahi biri geçiyorsa onu bırakma, o senin umudundur.


Bütün bunları düşünürken , arabamın benzin için uyarı verdiğini gördüm. Navigasyon sayesinde yolumu benzin bulabileceğim yöne çevirdim ama dayanmaz gibi gözüküyodu , hava da kararmak üzereydi.


Kendimi şarkıya kaptırmış olmalıyım, kendimi bir anda hiç bilmediğim bir yerde buldum. Kahretsin ! Benzin bitecek tam sırasını buldu. Arabamdan indim , yardım isteyecek kimsem yoktu .Telefonumu almak için elimi cebime attım , anlık bir adrenalin salgılamıştı vücudum. Telefonum yoktu , hemen çantama baktım . Ordaydı , telefonu elime almamla çalması bir oldu . Korktum bir an . Hemen açtım , arayan Boraydı.


- Efendim ?


- Nerden anladın ?


- Ne diyosun Bora , anlamıyorum


- Efe .... Hapishane de fena dayak yemiş. Ayrı bir hücreye kapamışlar, 'Ben öldürmedim ama kendi saçımı ben oraya koydum .İDİL DİKKAT ET,HİÇ BEKLEMEDİĞİN AN ÇIKACAK KARŞINA' demiş , gardiyanlara.


- ....


- İdil , ne demek oluyor bu ? Sende mi bu cinayetin içindesin ?




(Beynime kan sıçramıştı , Efe hem lise arkadaşım hem de hastamdı. Şizofreniye merdiven dayamıştı. )


- Saçmalama Bora . Ne bileyim ben . Hem sen demiyor muydun, bu adam kaçık cinayetleri o işlemiş belli diye


- Hap mı verirsin , ilaç mı verirsin bilmem ama o kaçığı sustur !


Telefon yüzüme kapandı. KAÇIĞI SUSTUR derken neyi kastetti acaba . Ben hem psikoloktum hem de olay yeri inceleme danışmanıydım. 1 ay önce , mide bulandırıcı cinayetler işlendi. Katil , çocukları kaçırıp , gözlerini alıyor ardındanda tünellere bırakıyodu. Ne bir iz ne bir kanıt bırakıyordu , ta ki son kurban olan Emineye kadar. Tırnağın da Efenin dokusu bulunmuştu ama ben hiçbir zaman inanmadım.


Aklımdan bunlar geçerken bir araba gördüm , hemen elimle işaret verdim. Araba sağa çekti ve arabadan yaklaşık 1.90 boylarında , yakışıklı bir beyefendi indi.


- Sorun nedir , hanımefendi ? , dedi . Sesi etkileyiciydi


- B.. Ben.. Benzinim bitti dedim sesim istemsizce tiz çıkmıştı ve kekelemiştim


- Ahh , siz korkmuşsunuz anlaşılan . Tabii yol ıssız . Merak etmeyin ben de bir bidon benzin var.


Bagaja yönedi ve gülümseyerek geldi. Arabamın benzini dolmuştu. Gözleri buz mavisiydi ve inanılmayacak derecede yakışıklıydı.


- İsmim Doğu


- Bende İdil


- Memnun oldum dedi elini uzatarak ben de elimi uzattım ve


- Ben de dedim


İkimiz de arabalarımıza bindik ve yollarımız ayrılmış oldu belki de birleşmiştir , kim bilir?


Yağmur şiddetini arttırmaya başlamıştı, ben ise İzmire , memleketime gidiyordum. Yol virajlanmaya başladı, radyonun sesini açtım ,Ferhat Göçer - YILLARIM GİTTİ çalıyordu. Annemin en sevdiği şarkıydı ve annemi, babamı, kardeşimi, eşimi bir kazada kaybettim. 2 yıl olmuştu onları kaybedeli. Gaza daha çok bastım ve yolun sonundaki rampayı görmedim.


Son an frene bastım ama ne fayda ...


Arabam rampadan , uçuruma yuvarlanmaya başlamıştı, tek hatırladığım bir çift buz mavisi göz...



Mutlu Yıllar SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin