Delil

52 9 50
                                    

Cinayet mahali  ağır derecede kan kokuyordu.  Topuklu ayakkabımın sesi koridorda hoş sesler çıkarıyordu. Geniş holden geçip salona girdim. Yerde yatan cesede baktım. Etraf kan içindeydi  .   Ev inanılmaz derecede topluydu ve simetrikti.  Hırsızlık olayı olamazdı .  Aklıma dosyalar geldi ve maktulün   odasına gittim. Acaba dosyalarını nereye koymuştu?
Polislere  dosyaların nerede olduğunu sordum , evde hiç dosya olmadığını ,  büyük ihtimalle  ofisinde bulundurduğunu söyledi. Bir an önce ofise  gitmem lazımdı. Katil benden önce ulaşmış olmalıydı  belki  de orada bir kanıt bırakmıştı  . Komisere söyleyip çıktım  . Erhan hâla aynı ofisteydi . Katil eğer Erhanla yakın bir ilişki kurmadıysa , ofisinde yerini bilmiyor olabilirdi  . Hala zamanım vardı. Arabama atlayıp  ofisin yolunu tuttum  .  Ofisin bulunduğu binanın önünde durdum,  ne zamandır gelmiyordum buraya. Ne zaman önünden geçsem , anılarım peşimi bırakmıyordu.  Anıların güzeli kötüsü fark etmiyor bana. Kaybettiğim insanların anılarını değişmiyorum hiçbir anıya çünkü  onlardan geriye kalan fotoğraflar ve anılar var. Fotoğraflar belki bir gün kaybolur  ama anılar gitmez. Gizli gizli ağlamak fayda etmiyor , gözyaşı üzüntüleri silmiyor  fakat  içimi bir süre olsa da ferahlatıyor. Bunları düşünürken asansöre binip  5. Kata bastım . 2. Katta tatlı  , yaşlı  bir teyze bindi.
-Nereye gidiyorsun  kızım? ,  diye sordu  . Ses tonu çok sevimliydi.
-5. Kattaki ofise bir bakmam gerekiyor dedim  ve o an aklıma  , arama emri almadığım  geldi ama burası  eski kocamın  ofisiydi  ve arama emrine gerek yoktu.  Erhan ile aynı ofiste çalıştığı için bir göz atmamda sakınca yoktu.
-Hangi avukata gidicektin kızım ?
-Akın  Soylu  .
- Duymadım hiç.
-Siz niçin buradasınız?
- Yan komşumla  davalıyız. Erhan Beye geldim bende.
Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.
-O da 5. Kattaki ofiste,dedi.
-B .. biliyorum.
-Erhan  bey iyidir. Naziktir.
  Evet anlamında başımı salladım. Sonunda 5 . kata gelmiştik  .
-Şey teyzecim. Erhan bey yok , sonra gelin isterseniz.
Tatlı teyze arkama gözlerini dikmişti ve şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Arkama tereddütle döndüm ve hemen telefonumu çıkarıp  başkomseri aradım .

~~~~~~~

-Arama izni çıkarıldı henüz çıkarıldı,  senin burada ne işin vardı  , İdil ?  ,dedi başkomser  .
-Akın 'ın ofisine göz atıcaktım başkomserim ve gelince  de burayı böyle buldum. 
Kafamı çevirip  darmadağın olmuş ofise baktım. Katil bir şeyler aramıştı.
Başkomser  tek kaşını kaldırıp bana baktı.  Dağınık ofise girdim . Sağ taraftaki masanın üstünde Erhan Karameşe yazıyordu.  Sol taraftaki masanın üstünde ise Akın Soylu  yazıyordu. 
Akın Soylu...
Gözlerimin önüne birden ilk tanıştığımız gün geldi:
Üniversite 3. Sınıf  ....
Okulu bitirmeme 1 yıl vardı. Sıla , en yakın arkadaşım ,  beni ve Akını tanışırdı bir  mantıcı da . Çok romantik bir tanışmamız olmadı bizim ama duygusal bir ayrılık oldu. Ayrılıklar duygusaldır  , acıtır  . Burukluk  bırakır kalpte  . Yalnızlık neydi bizim için ?  Sevdiklerinin gitmesi mi yoksa bir melodinin yavaş yavaş  silinmesi miydi?
Hastane kapısında , kimsen olmadan oturup beklemekti yalnızlık  . Hayatını güzelleştiren  , hep yanında olan insanların , yaşam mücadelesini tek başına izlemekti .
10 saniyelik  bu düşünce,  gözümden birkaç damla gözyaşı akmasına sebep olmuştu   . Elimle gözyaşlarımı silip arkamı döndüm  ve yerde bir sey gördüm.  Ofisin adresinin  yazılı olduğu bir kart. Işin tuhaf yanı şuydu : bu kart  eski basımdı yani bu ofiste bulunmazdı. Bu kart sadece eskiden burda olan birinde olabilirdi...

Polis delil olarak almıştı kartı  benden. Kafam çok karışıktı.  İnce bir nokta vardı ama ben ince noktayı göremiyordum.  Eve gidip dinlensem iyi olucaktı. Kafamı toparlamam gerekiyordu  ama öncelikle  Doğu 'nun psikolojik danışmanı olarak yapmam gereken birkaç iş vardı. Bugün seansımız vardı. Doğu ya gittim .  2 saat onda kaldıktan sonra evimin yolunu tuttum.  Doğu hafta için de yaptığı şeyleri anlatmıştı. Eve girip sıcak su da duş aldım. Saçlarımı tarayıp,  krem sürdükten sonra  salona geçtim.  Oturdum  ve televizyonu açtım  . Uzun zamandır  televizyonu açmadığımı fark ettim.  Kumandayı yanımdaki boş  masaya koydum.  Birden durdum  çünkü  masa boştu.  Oysaki bu masada Akın 'ın ofisinin kartı  ve birkaç resim vardı.  Şimdi ise ne resim ne de o kart vardı.  Ayağa kalktım  ve çığlık atmamak için kendimi zor tuttum  zira bugün delil olarak alınan kart  benim evimdeki karttı  ....

Mutlu Yıllar SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin