2 gün bitmişti bile . Bugün günlerden cumaydı . Saat beşi çeyrek geçiyordu . Çantamı alıp evden çıktım . Arabama doğru ilerledim . İçeride telefonumun şarj aletini unuttuğumu fark edip geri döndüm. Alt komşum ile girişte karşılaştık.
-Günaydın, Faruk Bey .
-Hı , ee , günaydın.
-İyi misiniz ?
Faruğun yüzü bembeyaz olmuştu.
-Evet iyiyim . Acelem var da şimdi . İyi günler .
-Size de.
Faruk Bey'i yıllar sonra ilk kez böyle görüyordum. En son eşinden boşandıktan sonra benden psikolojik destek almıştı ve ben de ona içinden geçen her şeyi ve başına gelen olayları bir kasete kaydetmesini , bunun ona iyi geleceğini söylemiştim. O günden beri Faruk Bey mutluydu. Neyse çıkar kokusu diye düşündüm. İçeriye girip şarj aletimi aldıktan sonra arabama döndüm. Sıla 'nın evine doğru sürdüm.
Sokaktaki bütün araçlar park halindeydi , Sıla 'nın arabası da dahil olmak üzere . Dikkatimi çeken bir şeyler olmamıştı. Sıla aşağıya dikkatli bir şekilde bindikten sonra bavullarını arka bagaja koydu . Yanıma oturduktan sonra emniyet kemerini bağladı. Kırmızı , şirin bir elbise gitmişti . Saçlarını kırmızı bir bandajla geriye atmıştı. Hafif bir makyaj vardı yüzünde. Çok tatlı ve masum görünüyordu . Sıla için çok üzgündüm çünkü gözleri önünde en yakın arkadaşı katledilmişti . Polise bir şey de diyememişti korkusundan. O da haklıydı . Kendi canını korumak zorundaydı .
-Günaydın.
-Günaydın.
-Şey ben çok heyecanlandım , dedi Sıla.
Arabayı sürmeye koyuldum . Yaklaşık 3 saate orada olacaktık ve ben de orada onlarla bir süre kaldıktan sonra yani ortalık durulduktan sonra Sılayı evime alacaktım , en azından davalar çözülünceye dek .Cinayet konusunu açmamaya karar verdim . Ortamın gerilmesini istemiyordum .
-İdil ?
-Efendim .
-Neden bana yardım ediyorsun ? Yani neden benimle hayatını paylaşıyorsun ? İstersen polise anlatıp beni başından atabilirdin ama sen eşyalarını , yemeğini benimle paylaşmayı seçtin.
O an aklıma babamın bana anlattığı bir hikaye geldi .- "Bir çiftlikte iki erkek kardeş babalarından kalma çiftlikte birlikte çalışıyorlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı. Diğer kardeş ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi.
Günün birinde bekar kardeş şöyle düşündü;
- Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de adaletli değil. Ben bekarım ve pek fazla ihtiyacım yok. Kardeşimin geniş bir ailesi var. Onun daha fazla ihtiyacı olur.
O günden sonra bekar olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye itti.
Bu arada evli olan kardeş de kendi kendine;
- Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de doğru değil. Ben evliyim, eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana
bakabilirler. Fakat kardeşim yaşlandığı zaman ona bakacak hiç kimsesi yok. İlerde onun daha fazla ihtiyacı olacak.
Böylece evli olan kardeş de her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki kardeş de
yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar. Çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken karşılaştılar. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.Hayatın akışında kardeşlik bencilce sadece kendini düşünmek değil başkalarını da düşünmek ve kardeşçe paylaşmaktır"
-Çok güzel bir hikayeymiş. Baya anlamlı , dedi Sıla .
Radyoyu açtım .
Kalben ~Haydi Söyle çalıyordu .
Otobandan gidiyorduk ve neredeyse hiç araba yoktu . Gaza bazsam bir şey olmaz diye düşündüm. Bağıra bağıra şarkı söylemek istiyordum . Sıla da benimle aynı fikirde gibi görünüyordu.
-HAYDİ SÖYLE , ONU NASIL SEVDİĞİMİ , HAYDİ SÖYLE , RÜYALARDA GÖRDÜĞÜMÜ HAYDİ SÖYLE ...
.
.
.
.
Navigasyon 100 metre sonra sola dönmemiz gerektiğini söylüyordu . Sakince sola döndüm , arada da arkamızdaki arabaları kontrol ediyordum , takip ediliyor muyuz diye . 1 kilometre ilerledikten sonra ormanın güzellikleri içinde 4 villa görüldü . Burası çok güzel görünüyordu. Arabayı park ettikten sonra önce eve bakmaya gittik. 2 ev sağ tarafta , 2 ev sol tarafta ve ortası yemyeşil bir alandı. Sol taraftaki 2. Evin önünde bir yaşlı kadın ve bir yaşlı adam oturuyordu. Çok sevimli görünüyorlardı. Akın ve benim hayalimizdi bu . Emekli olduktan sonra kırsal bir alana yerleşmek istiyorduk.
-Merhaba .
-Ah , merhaba kızım, dedi tontiş teyze. Yanında tahtadan yapılmış bir sandalye de oturan yaşlı amca ise gözleriyle selam verdi . Yandaki ev boş olandı . Sağ taraftaki ilk ev Burak Beye aitti yanındaki evde ise bir kadın yaşıyordu . Görünürlerde kimse yoktu. Sıla ile eve yöneldik , zili çaldık. Açan kimse olmayınca Sıla telefonunu çıkarıp erkek arkadaşını aradı fakat telefonu kapalıydı .
-Şarjı bitmiştir herhalde , dedi Sıla.
-Teyzecim , amcacım burada yaşayan Burak Beyi gördünüz mü acaba ?
-Yok kızım ama markete gitmiştir belki . Bu yolun aşağısında bir market var . Bi bakın isterseniz . Bu arada Burak yavrumun neyi oluyorsunuz ?
-Ben kız arkadaşıyım , dedi Sıla .
-Ne kadar da yakışıyorsunuz Burakla. Allah bozmasın , dedi tontiş teyze. Koltukta oturan amcanın yüzünde bir keder vardı sanki gözleri ile bir şey anlatmaya çalışıyor gibiydi .
-Kızım , eşim 2 yıldır felçli . Doktor temiz hava alması için böyle bir yeri tavsiye etti bize . 2 yıl önce bir trafik kazası yüzünden böyle oldu.
-Anladım , çok geçmiş olsun.
Teyze kafasını salladıktan sonra içeriye girdi .
-Bekleyelim mi yoksa markete mi gidelim? , dedim.
-Burağın arabası burda , dedi Sıla . Gözleri irileşmişti . Korkmuştu anlaşılan.
-Belki yürümek temiz hava almak istemiştir . Buralara bir yere anahtar bırakmış olmalı .
Orta kısmı cam olan kapıdan ellerimle destek vererek ve gözlerimi kısarak içeriye baktım. Puslu cam olduğu için bir şey göremedim. Evin arka kısmına gelince derin bir koku sezdim . Havada kan kokusu vardı. Taze bir kan kokusu ...
Yandaki eve baktım salonun ışığı yanıyordu , köşede küçük bir cam vardı . Büyük ihtimalle lavabo camıydı. Evin arkasındaki balkonun açık olduğunu fark ettim. Sağıma soluma baktıktan sonra balkondan içeriye girdim.
-Burak Bey !
İçerisi çok ıssızdı . Salondaki koltuk takımlarının yanından geçip Amerikan mutfağa doğru yürüdüm . Koku ağırlaşmıştı. Merdivenlerin oraya gelince ayağımın altında bir şeyler hissettim. Halıyı kaldırıp baktım. Bir kapı vardı. Bir bodrum kapısıydı. Kapıyı açıp içeriye indim . Yerde yatan adamı görünce çığlık atmamı engelleyemedim. Burak yerde kanlar içinde yatıyordu. Hemen dışarı çıktım ve Sılaya polisi ve ambulansı araması gerektiğini söyledim ve telefonumu açıp bizimkileri aradım. Yan evden saçları fönlü sarışın , uzun boylu kadın gelip neler olduğunu sordu . Bu kadın bana bir yerlerden tanıdık geliyordu fakat şu an ona odaklanamazdım çünkü aklımda hala içeride gördüğüm sahne vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Yıllar Sevgilim
Mystery / ThrillerSuç/Aşk /Dram sevenler için ... Hayat neydi bizim için? Ego tatmini miydi ? Yoksa giden bir parçanın gelmeyeceğini bilerek , umut bağlamak mıydı ?