16. BÖLÜM

16.4K 771 71
                                    

[Oya]

Keyifli okumalar🌸

"Neden böyle yapıyorsun? Niçin kendini mahvediyorsun Münevver?"

Oya ağlayarak kardeşine bakıyordu. Gözleri sargılı bileklerine kaydığında ağlaması artmıştı.

Doğduğundan beri canı gibi sevdiği kardeşinin kendini bu hale getirmesi içini yakıyordu. Saçının teline zarar gelmemesi için elinden geleni yaparken, şimdi onu bu halde görmek...

Münevver ablasının çırpınışlarını görmüyor, duymuyordu. Oya Münevver'den en ufak bir karşılık beklerken o sırtını dönüp gözlerini kapattı.

Konuşmak istemiyordu. Hiç bir şey yapmak istemiyordu. Sadece ölmeyi dilemişti, onu bile becerememişti.

"Ne oldu bize böyle? Biz böyle değildik!"
Ağzından şiddetli bir hıçkırık kaçtı.
"Biz sevgi doluyduk Münevver! Birbirimiz için canımızı verirdik. Ama şimdi ben belki de senin ölmene sebep olacaktım. İstemeyerekte olsa..."

Sonlara doğru sesi kısıldı.

"Aramızdaki sevgi bağının bir erkek kadar değeri yokmuş."

Sesine yansıyan acı tını Münevver'in umurunda değildi.

Münevver onun üzüntüsüne bile inanmıyordu.
O da diğer herkes gibi sahteydi. Onun daha da dibe çekilmesi için uğraşıyordu.
Biliyordu, Münevver onların kurtulmak istediği bir fazlalıktı. Annesi bunu yeterince hissettirmişti.
Bu ailenin huzurunu bozan sorunlu bir kızdı.
Ölmeyi bile başaramamıştı.

Münevver'in tepkisiz hali Oya'yı çıldırtacak hale getirecekti. İyi ya da kötü bir kaç kelime söylesin istiyordu. İçine atmasını istemiyordu. Aksi taktirde bu ona daha çok zarar verecekti.

"Sadece ne istediğini söyle. İyi olman için her şeyi yaparım Münevver. Sen sadece seni iyileştirecek şeyi söyle!"
Dedi yalvarırcasına.

Oya'nın hiç bir suçu yoktu. Yine de alttan alacak, kardeşinin iyi olması için her şeyi yapacaktı. Çünkü abla olmak her şeye rağmen bunu gerektirdi.

Ama Münevver sustu.
İçinde biriktirdiği nefreti sözcüklerle dışa vurmak yerine sustu. O nefretin, zaman geçtikçe içini zehirlenmesine, onu daha da hırçın bir insana çevirmesine izin verdi.

Ölmemişti belki, ama o artık yaşayan bir ölüydü.

*******

Münevver'in o halini görünce Ayperi de fenalaşmıştı. Dayanamayıp bayılmıştı.
Meliha hanım ve Çiçek müdahale edip kendine gelmesine yardımcı olmuşlardı.

Şimdi herkes gözyaşları içerisinde bir haber bekliyorlardı.
Güzide hanım ve Oya hastaneye gitmişlerdi.
Evde Ayperi, Kardelen ve çalışkanlar vardı.

Çiçek hala durumdan titreyerek ağlayan Ayperi'yi sakinleştiriyordu.

O görüntüyü aklından çıkaramıyordu. Çıldıracak gibiydi.

"Ayperi, sakin ol lütfen. Kendini düşünmüyorsan bebeğini düşün."

Ayperi'nin konuşmasıyla eliyle karnını okşadı.
Sahi onun bebeği vardı. Çiçek söylemese aklına gelmeyecekti bebeği.

Üzüntüyle başını iki yana salladı.
Böyle bir olayda sakin olmak kolay mıydı?
Yavaş yavaş bir kızın ölüme sürüklenişine şahit olmuştu. Bilseydi engel olmaz mıydı?
Belki bir kaç dakika daha erken gitseydi yanına bunlar olmazdı.
En çokta onu kahreden buydu.

ÖLÜMCÜL ZAAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin