17. BÖLÜM

13.3K 707 64
                                    

                           

İYİ OKUMALAR

Karnındaki sızıyla gözler açtı Ayperi. Hissettiği acıyla kesik kesik inlemeye başladı. Derin derin nefes alıp sırt üstü çevirdi bedenini.

Bir süre boş boş tavanı izledi.
Hızlı nefes alışverişleri hala dinmemişti.
Yine yüzüstü uyuduğu için kendine kızdı. Böyle uyuyarak hem kendine hem de 6 aylık olan bebeğine zarar veriyordu. Ama elinde değildi bu durum.
Atahan geceleri onu defalarca kez sırt üstü çevirse de yine aynı şekilde uyuyordu.

Birkaç dakika daha dinlenip doğruldu.
İşte şimdi kendini daha iyi hissediyordu. Sabahları yatakta birkaç dakika da olsa vakit geçirmek gerçekten iyi geliyordu.

Ayaklarını yere değdirdiğinde hissettiği soğukluk tüylerini ürpertti.
Hemen sabahlığını alıp üzerine geçirdi. Daha sonra ayağa kalkıp perdeyi sonuna kadar açıp içeri güneş ışınlarının girmesine izin verdi. Odası aydınlanınca yüzünde istemsizce bir tebessüm oluştu. Işık yüzüne vurunca gözlerini kapatıp birkaç saniyeliğine anın tadını çıkardı.

Karnında hissettiği hareketlenmeyle küçük bir kahkaha attı. Elini şiş karnında gezdirip bebeğini şefkatle okşadı.

"Acıktın mı sen bebeğim?" Diye mırıldandı sanki bebeği onu duyacakmış gibi. Bu haline daha da gülüp banyoya ilerledi.

Kişisel ihtiyaçlarını giderip kıyafetlerini giydi. Aynanın karşısına geçip saçlarını topuz yapıp yüzüne birazcık makyaj sürdü.
Atahan'ın Fransa'dan ona getirdiği çiçekli parfümünü de sıkıp odadan çıktı. Aşağıya inmeden çocukların odasına ilerledi. Kapıyı açıp içeri girdiğinde Aydilge ve Ömer'in yerde oturmuş Çiçek'le oyun oynarken buldu.

"Günaydın" Diyerek yavaşça onlar gibi halıya oturdu.

" Günaydın, bakıyorum bugün de erkencisin Ayperi"

Çiçek'in gülerek söylediğiyle yalandan göz devirdi. Ama daha sonra o da güldü.

Hamile olduğu için çok fazla uyuyordu. Üzerinde tonlarca yük varmış gibi yoruluyordu. Otursa bile yorulup uykusu geliyordu. Bazen akşama kadar uyuduğu da oluyordu.

Meliha teyzesi bunun hamilelikte olabileceğini söylemişti. Ayperi yine de uykusunu düzenlemeye çalışıyordu. Gün içinde çocuklarla yeterince ilgilenmediğinde kendini rahatsız hissediyordu.

Ömer, Ayperi'yi görünce elindeki oyuncak arabayı bırakıp emekleyerek kucağına gelmek istedi. Tebessümle kollarını açıp onu kucağına aldı. Ses çıkarmadan kafasını göğsüne yasladı. Başına sevgi dolu bir öpücük kondurdu. Daha sonra düz ve sarı saçlarını okşamaya başladı.

Ömer'i gerçekten çok seviyordu. Yaşıtlarından farklıydı. Bebek değil de yetişkin bir insan gibi sessiz, sakin ve neredeyse hiç ağlamıyordu. Ayperi onunla ilgilenirken Aydilge de olduğu gibi zorlanmıyordu. Bu yüzden ona alışmış, onunla vakit geçirmeyi çok sevmişti.

Annesi olmadığı için elinden geldiğince onunla fazla ilgileniyor, kardeşleriyle bir tutuyordu.

Çocuklarla biraz zaman geçirdikten sonra kahvaltı için aşağıya indiler. Yardımcılar çocukları bebek sandalyelerine yerleştirirken kendisi de yerine geçti. Sofrada Güzide hanım, Oya ve Kardelen vardı sadece.

Atahan ve Taner bu aralar yoğun olan işlerinden dolayı birkaç gündür erken işe gittikleri için kahvaltıya kalamıyorlardı.

Münevver ise yine her zamanki gibi sofraya gelmemişti. Aylardır bahçeye çıkmak dışında neredeyse hiç odasından çıkmamıştı.
Bahçeye çıktığındaysa salıncakta sallanmaktan başka bir şey yapmıyordu. Bu haline herkes üzülüyordu. Gittikçe içine kapanıyordu ve bu onu tüketiyordu.

ÖLÜMCÜL ZAAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin