Bölüm 25

1.1K 68 33
                                    

Multimedyada video koyamıyorum. Çok uğraştım ama yapamadım. Bunun için sizden özür diliyorum.
Şimdi yeni bölüme başlıyoruz.😊

Şirkete varınca arabadan indim aldıklarımı arka bagaja koydum ve Hamzanın yanına gittim. Diğer korumalara bir göz attım. Herkes kendi halindeydi.
Sırtımdaki çantayı Hamzaya uzattım.
Hamza şaşkınlıkla bana bakarken bir açıklama yapma gereği duydum. Tekrar etrafa bakarken konuşmaya başladım.
-Kızın için. Ateş Bey akşam yemeğini dışarda yiyecek artı gece dövüşüm var. Bunu al.

Hamza mahçup bir şekilde bana bakıyordu. Aslında onu gayet iyi anlıyordum. Ben de onun yerinde olsam ben de böyle olurdum. Hatta daha kötü bile olabilirdim
Hamza utanarak çantayı aldı. Hamzaya baktım.
- Hadi git şimdi kızının yanına burda oldukça koruma var. Ben de Ateşten yani Ateş Beyden izin alırım.
-Teşekkür ederim. Bu iyiliğini unutmuycam. Sende gece dikkat et. Bir şeyde beni ara. Hemen gelirim.
-Teşekkür etmene gerek yok. Hadi bakalım.
Hamzayı gönderince ben de şirketin içine girdim. Saate baktım. On beş dakika gecikmiştim. Ateş şimdi başımın etini yer. Yok nerde kaldın? Yok bilmem geç kaldın falan filan. Hiç kaldıramam. Asansöre binip Ateşin odasının katında durunca hemen indim. Hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Kapının kolunu açıp içeri konuşarak girdim. Girmez olaydım:
-Ateş sadece on beş daki...
Ateş ve asansörde fantezi yaptığı sarışın kadın şu anda karşımda yiyişiyorlardı. Ateşin gömleği düğmeleri açılmış şekilde üstündeydi ve kadının üstünde sadece çamaşırları vardı. Ben bunu bile iç çamaşırından saymam ki, sadece ip ve dantelden oluşan bir şeydi. Buradan bile görebiliyordum. Yuhhh yani!! Ateş kızı çalışma masasına yatırmış masanın üstündeki eşyalar odanın etrafına dağılmıştı. Ateş benim sesimi duyunca kadının üstünden çekildi. İçimdekileri istemsizce dışarı söyledim.
-Yuhhhhh! Yiyişicek başka bir yer bulamadınız mı? Ohaaa!
Kadın yerdeki gömleğini ve eteğini alıp Ateşin odasının içinde olan diğer kapının içine girdi. Ateş gömleğinin düğmelerini iliklerken ben de pencereyi açtım. İçerisi çok değişik kokuyordu. Anlamlandıramadığım bir kokuydu. Ateş sinirle bana baktı.
- Bu gördüklerini unutuyorsun Derin!!
-Yooo niye unutayım?Elime geçmiş bir fırsat kullanmadan durmam.
Ateş üstüme doğru geldi. Böyle gözümü korkutabileceğini düşünüyordu anlaşılan. O sırada kadın giyinmiş bir şekilde kapıdan çıktı. Bana nefretle Ateşe ise büyük bir açlıkla bakıyordu.
-Ateşcim numaramı biliyorsun. İstediğin zaman arayabilirsin.
Diyerek kıvırta kıvırta odadan gitti. Ayyy kıçımın kenarı sürtük!
Ateş ise kızı takmamış sadece bana odaklanmıştı.
- Derin eğer az önce gördüklerini unutmazsan devamını senin üstünde uygularım.
Pis sapık ne olcak? Ancak sapıkça sözler!
-Ateş ya banane. Ne halin varsa gör. Açıkçası umrumda bile değilSadece takıldığım şey bir kaç gün önce bana ve özelini birbirine karıştırma diyordun şimdi de bunları kendin yapıyorsun.
-Sanane Derin! Seni ilgilendirmez. Benim şirketim benim hayatım sanane!!
-Zaten banane dengesiz herif. Bundan sonra benimle ilgili en ufak bir şeye bile karışırsan bu gördüklerimi herkese anlatırım. Kimseye bakıcak yüzün olmaz. Gerçi yüzün varmı? Ondan bile emin değilim.
BU söylediklerimden sonra Ateş hızla kolumdan sımsıkı tuttu.
-Ateş bırak dokunma. Tiksiniyorum senden.
- Derin zorlama yoksa elimde kalacaksın.
Kolumu kurtarıp Ateşe sert bir tokat attım. Tokatın sesi odada yankılandı. Ateşin yanağında benim el izim belirgin bir şekilde belirmişti bile.
Ateşin yana doğru giden yüzü bir süre öyle kaldı. Sonra yavaşça tekrar bana döndü. Öyle bir bakış attı ki seni şimdi sikicem bakışıydı. Tövbe tövbe !
Bir anda beklemediğim bir şekilde saçlarımdan tuttu. O kadar sıkı ve ve sert bir şekilde tutmuştu ki! Bağırdım.
-Napıyorsun ya dengesiz herif? bırak saçımı!
- Sen ne hakla bana tokat atarsın? Bunun hesabını sorucam senden! Seni yalvarta yalvarta becermezsem ben de Ateş değilim. Diyerek yüzüme tokat attı. Sarsılıp yere düştüm. Saçlarım ense köküme kadar acıyordu. O kadar sert bir tokat atmıştı ki dudağım patladı.
Dudağımdan akan kanı elimin tersiyle sildim. Ateşe baktım.
-İşte sen busun. Âciz ve zavallısın. Beni elde etmek için yapmadığın kalmadı şimdi de zorla mı yapıcaksın. Beni öldürmeden hiç bir şey yapamazsın. O zaman da cesedime yaparsın ancak!
Ateş ceketimin kollarından tutup beni ayağa kaldırdı.
-Bunca zamana kadar sustum. Sürekli hakaret derecesinde ağır konuştun ama yeter artık. Bundan sonra benimsin. Ya güzellikle ya da zorla. Beni öpeceği sırada yüzümü yana çevirdim. O yüzden de öpücüğü kulağımın altına geldi. Bacağımdaki silaha uzandım. Silahı Ateşe doğrultunca geri çekildi.
-Bunca zamana kadar söylediklerimde haklıydım ve ne zaman haklı olsam beni kovdun. Sana bir şey itiraf edeyim mi? İlk başta sana karşı bir şeyler hissettim ama seni tanıdıkça nasıl kızları kullanan bir şerefsiz olduğunu görünce hislerim uçup gitti. Şimdi değil daha gram sevgimi, gram günahımı vermem adi herif.
Ateş ise korkuyla bir bana bir de elimdeki silaha baktı.
- Derin tamam. Sakin ol. Benim hatam. Az önce kendimde değildim. Affet beni.
Başımı olumsuz bir şekilde salladım.
- Beni delirttin yeter artık. Burdan gidiyorum. Hiç bir şekilde yanında durmam. Seni korumak için yaptıklarıma bak ama sen napıyorsun? Beni iğrenç bir şekilde elde etmeye çalışıyorsun. İğrençsin. Nefret ediyorum senden.
Ateşin genellikle boş bakan gözlerinde pişmanlığı gördüm ama hemen eski haline döndü. Sert bir şekilde bana bakmaya başladı yine!!
- Derin tamam yaptım bir hata. İndir şu silahı.
-Asla şimdi burdan gidiyorum ve bundan sonra umrumda bile değilsin. Geri geri adım atarak kapıya doğru yürüdüm. Her bir adım Atışımda Ateş de atıyordu. Boşta olan elimle kapının kolunu tuttum.
-Ateş bir adım daha atarsan vururum seni.
Ateş ise kafasını salladı. Bende kapının kolunu tutup kapıyı hızla açtı ve odadan çıkıp kapıyı sertçe çarptım. Asansörlere doğru ilerledim. Şansıma kapanmak üzere olan bir asansörü son anda tutup içine girdim.

EİEN PROTECTION (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin