!Bölüm bolca "oppa" lafı içerir! Öncelikle kızımız şu lafı oppacı fln olduğu için kurmuyor. Korede koreli kızlar kendilerinden büyük erkeklere böyle seslenebilir. Bölümü okuyunca anlayacaksınız, kızdaki hayranlık duygusu oppacı olduğu anlamına gelmiyor.
İyi okumalar♥️Elimdeki kağıtları masaya bırakıp sırtımı sandalyeme yasladım. Gözlüklerimi çıkarıp gözlerimi ovaladım. Kaç saat masa arkasındaydım hiç bir fikrim yoktu.
Bakışlarımı yan tarafa çevirip içi boş bardağımı elime aldım. İkinci bardak kahvem de bittiğine göre üçüncüyü doldura bilirdim.
Sandalyemi arkaya itip uzun süre hareketsizlikten uyuşmuş bacaklarımı ovalayıp ayağa kalktım.
Mutfağa ilerleyip elimdeki bardağı tezgaha koydum. Kahvemi yaptıktan sonra tekrar çalışma masama ilerledim. Bugün biraz ayık kalmalıydım. Yarına yetiştirecek çok iş vardı.
Kahvemden bir yudum alıp sandalyeme oturmadan önce bir kaç egzersiz yapıp tutulmuş yerlerimi gevşettim. Yaşlanıyor muydum ne?
Sandalyeme oturup kağıtlara öylece baktım. Daha üç tane sınıfın sınav kağıtlarına bakacaktım. En azından dört sınıfınkini bitirmiştim, azıcık sevine bilirdim.
Kalemi tekrardan elime aldığımda masanın yan tarafında ekranı parlayarak sessizde çalan telefona kaydı bakışlarım. O an işte saatin kaç olduğundan haberdar oldum.
00.00
Sırtımı sandalyeme geri yaslayıp kalemimi elimde oynatarak telefonun ekranına bakmaya başladım.
Bir yandan da düşünüyordum; işi idollük olan bir adam nasıl oluyor da her gece gün atlamadan beni bir dakika bile ne erken ne geç arayacak vakit buluyordu?
Kesinlikle kim olduğundan habersiz olsaydım, buna bu kadar takılmazdım.
Kafamı iki yana sallayıp telefonu elime aldım. Dün beni aramalarına cevap vereceğimi söylemiştim. Huysuz olduğumu biliyordum ama sözümün üstünde durmayacak biri de değildim.
Hem sanırım işten kafamı kaldırıp birazcık onunla konuşabilirdim.
Aramasını kabul edip telefonu kulağıma götürdüm."Alo?"
"Efendim."
"Ehe, telefonumu açtı, gördün mü hyung?"
Söylediği şeylerle kaşlarım çatıldı. Az önce hyung mu demişti o?
"Ne?! Kiminle konuşuyorsun sen?"
"E hiç.."
"Bana bak Taehyung, benim üzerimden iddia gibi birşey yap-"
"Ne münasebet canım, sadece Jin hyung boşuna arama açmayacak demişti de, ben de açacağını kanıtladım."
"Tüh, keşke açmasaydım."
"O niyeymiş, yüzüme baka baka kıpkırmızı kızarana kadar cam
silişi kahkahasını duymayı kaldıramazdım, cidden.."Güldüm. Bir anda farkına vardığım şeyden sonra gözlerimi şaşkınlıkla büyüttüm.
Oha...
Anladığm kadarıyla baya baya Kim Seokjin Taehyung'la benim üzerimden bahse girmişti. Bildiğimiz yani, Kİm SeOKjİn!
Aniden sandalyeden fırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Me [KTH]✔
FanfictionLanet olası telefon zilini yine, aynı saatte duyduğumda hayatımı sorgulamaya çoktan başlamıştım bile. Bu kişi her kimse benimle kafayı buluyordu. Tekrardan, telefonu açıp açmamak için çok düşündüm, ancak bu sapık kimse vazgeçmeyecek gibi duruyordu...