Suyumdan bir yudum aldığımda bakışlarımı telefonun ekranındaki saate çevirdim.
Dudaklarımı şaşkınlıkla aşağı kıvırdım. Çok garip...
Saat gece yarısını çoktan geçmişti, fakat Taehyung hala aramamıştı. Bu... TUHAF!
Cidden, acaba unutmuşmuydu? Ya da artık beni aramayacaktı?
Ne yani, beni aramayacakmıydı? Ama...
Boşverip odama ilerledim. Tam kafamı yastığa koymuştum ki, içimdeki merak iliklerime kadar işlemiş, beni rahatsız ediyordu.
Çok meraklı bir insan olduğum için bu durumda asla uyuyamazdım.
Merakıma yenik düştüğümü hissettiğimde yatakta hafif doğruldum. Komodinin üstündeki telefonu elime aldım ve onun numarasını aradım.
İçimden uyumamasını umut ederek gözlerimi kapadım. Birkaç kez çaldırdıktan sonra telefonu açmıştı.
"Min Ji?"
" 'Seni unutmadım, beni hatırla'ya ne oldu?"
"Ben..."
"Sen ne? Artık beni aramayacak mısın yani?"
"Böylesi daha iyi."
"Nesi daha iyi mesela? Beni kendine alıştırdıktan sonra saklanbaç oynamak mı?"
"Seni kendime alıştırmak mı? N-nasıl, bunu başardım mı?"
"Ha, anladım...Amacın buymuş demek. Evet, alıştırdın. Ben normal bir günde kimsenin aklına gelmezken, senin her gece beni araman...nasıl desem, özel bir insanmışım gibi hissettiriyor. Bunu başardın, sana alıştım."
"Ama-"
"Aması yok. Beni aramaya devam et. Her gece seninle konuşmak güzel."
"Neden böyle düşünüyorsun? Sana birini hatırlatmıyormuyum?"
"Olabilir.. Ama sen onun gibi değilsin, o beni bir kalemde silecek kadar değer vermiyormuş... Sen öyle değilsin bence."
"Beni tanımıyorsun.."
"Boşver, sen beni her gece aramaya devam et yeter. Hatta...istediğin zaman ara. Arkadaş olalım."
"Min Ji... Tanımıyorsun dediğimde ciddiydim. Belki karşına yine çıkarsam beni görmek istemeyeceksin, bunu biliyorum..."
"Niye? Çirkin misin?"
Güldüğünü duyduğumda ben de gülümsedim. Bu gülüş tanıdık gibiydi, ya da bana öyle geliyordur.
"Şurada iki dakika ciddi olamadık Min Ji ya."
"Onu bunu boşver, sadece yarın beni ara tamam mı?"
"Tamam.."
"Bu arada, soruma cevap vermedin? Çirkinsen baştan söyle yani."
Yine güldü.
"İstersen, baştan evlenme dairesine gidelim, ha?"
"Yavaş gel! Sadece arkadaş olalım dedim."
"Sadece şakaydı, korkma. Ama ben seninle yüzyüze konuşabileceğin, birlikte yemek yiyebileceğin, eğlenmeye gidebileceğin gibi bir arkadaş olamam."
"Neden?
"Karşına çıkmak istemiyorum."
"Anladım, sen cidden çirkinmişsin."
"Min Ji!"
"İyi be, tamam, konuş."
"Belki, bir gün... Cesaretim olduğunda çıkarım."
"O gün ne zaman?"
"Bunu bilemeyiz."
"Uff, çok gizemlisin! Neyse, uykum dağılmadan uyusam iyi olacak. İyi geceler."
"İyi geceler.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Me [KTH]✔
FanfictionLanet olası telefon zilini yine, aynı saatte duyduğumda hayatımı sorgulamaya çoktan başlamıştım bile. Bu kişi her kimse benimle kafayı buluyordu. Tekrardan, telefonu açıp açmamak için çok düşündüm, ancak bu sapık kimse vazgeçmeyecek gibi duruyordu...