Ne yapacağınızı biliyorsunuz:) Finalin şerefine yapabildiğiniz kadar yorum yapın. Sizi mutlu edeceğim diye rekorumu kırıp bölümü uzun yazdım. 2400 kelime civarı. Haydi, iyi okuyun minnoş şeyler sizi🙋
Ne kadardır yerde bu şekilde oturuyordum hiç bilmiyordum. Saat mi olmuştu, yoksa dakikalar mı geçmişti?
Belki de sadece saniyelerdi, fakat zaman algısı bana her zamankinden daha uzun geliyordu.Birşey düşünmek istemiyordum. Beynim hiç olmadığı kadar boştu. Herşeyin bitmiş olduğuna inanmak istemiyordum.
Bu kadar çabuk yalnız hissedeceğimi hiç düşünmemiştim. Bu kadar erken pişman olacağımı bilemezdim. Onsuz, bir hiç olarak kendimi hissetmem normal miydi?
O yoktu fiziken, ama sanki hep bir adım arkamdaydı. Şimdi, yolunu değiştirmişti.
Artık orada değildi.
Kafamı ellerim arasından çekip dikleştirdim. Elimi uzatıp az önceki buruşturduğum notu geri aldım ve düzleştirdim. En çok takıldığım kısmı bir kez daha okudum. Herşeyin bitmesi belki de bana bir ceza, sana bir ödüldür.
Bu mu ödül?! Ama aptallık bende. Ne aptal gibi uzatıyorsun!
Kafamı çevirip hemen önümdeki aynadan kendime baktım. Kızarmış gözlerimin önüne dökülüp onları kapatan saçlarımı geriye ittim.
Ben hep böyleydim. Eskiden de böyleydim. Ben hep kaçardım. Kendi arkamda bile duramazken ben ne bekliyordum? Yıllar önce bitirdiğinde de sesimi çıkarmamıştım. Şimdi de yaptığım tek şey oturup boşboş beklemekti. Neyi bekliyordum? O aramayacaktı, beni kimse aramayacaktı. Ben birşeyler yapmadıkça hiç birşey olmayacaktı.
Ellerimi yumruk yapıp sıktım.
İçimde büyüyen ona olan kızgınlığım ve kırgınlığım baş kaldırırken çoktan karar vermiştim.
Kendi cezanı kesmene izin vermeyecektim Taehyung. Bu kadar kolay olamazdı.
Bir hışımla ayağa kalkıp odama ilerledim. Çantamdan anahtarımı alıp salona ilerledim. Telefonumu elime aldım ve koridora döndüm. Üzerimdekileri önemsemeden üzerime bir hırka aldım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirirken notu cebime çoktan atmıştım.
Kapıyı açtım ve tekrardan bu eve dönerken herşeyin eskisi gibi olmayacağı bilinciyle evden çıkıp kapıyı arkamdan kapattım.
Kızgınlığım içimde üzüntümü bastırırken şuan aklımdan geçen tek şey onunla yüzleşmekti.
...
O herkesin aşina olduğu binanın önüne geldiğimde uzaktan bir baktım.
Karanlıkta ışıkları yanan binada acaba Taehyung hangi odada kalıyordu? Bakışlarımı biraz indirip giriş kapısına çevirdim ve gördüğüm şeyle kafamı iki yana salladım. Bu güvenliklerden hiç bir şekilde geçemezdim.
Telefonu üstümdeki hırkanın cebinden çıkarıp elime aldım. Numarasını aramadan önce derin bir nefes aldım ve ara tuşuna bastım.
Bir kaç kez çaldırmıştı ancak açmamıştı. Tekrar aradım, yine açmadı. Bir kez yine aradım, meşgule attı.
"Gerizekalı."
Dişlerimin arasında tıslarken ne yapacağımı düşünüyordum.
Mesaj kutusuna girip ona ilk kez yıllar sonra mesaj atacağımın şaşkınlığını geçip parmaklarımı klavyenin üzerinde hareket ettirdim.
Aç şu telefonu, delirtme beni.
Bir kaç dakika bekledim ve mesajı okuduğunu gördüm. Zaman kaybetmeden telefonunu bir kez daha aradım. Bu sefer saniyeler sonra açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Me [KTH]✔
FanfictionLanet olası telefon zilini yine, aynı saatte duyduğumda hayatımı sorgulamaya çoktan başlamıştım bile. Bu kişi her kimse benimle kafayı buluyordu. Tekrardan, telefonu açıp açmamak için çok düşündüm, ancak bu sapık kimse vazgeçmeyecek gibi duruyordu...