III, 2. Kısım"Onlar kusursuzdu,
Sahiptiler çünkü
Başarı dolu yüzlere, yaldızdan sözlere.
Onlar kusurluydu,
Sahiptiler çünkü
Öfke dolu maskelere, aldatan dillere."
あİnsanoğlu hiçbir şeye alışamadığını sanardı. Aslında bunu sanarken bile bu cümleye alışırdı.
Zamana alışamadığını söylerdi, zamanın ona yılları içirerek uyuttuğunu bilirdi.
İnsanlara alışamadığını söylerdi, bazen tenha yerlerde gözlerinin arayacağı şeyin insan olduğunu inkar edemezdi.
Hayata alışamadığını söylerdi, ölmemek için Tanrı'nın ayaklarına kapanır ağlardı.
İnsanoğlu bu zamana kadar neye alışamadığını söylese ona daha çok alışmış olurdu. Aslında her şeye alıştığını çok iyi bilirdi, yine de susardı.
Çünkü alıştığı şey, alışamadığını söylediği şeylerin tezatı olarak alışamadım cümlesiydi.
Ben alışamadığımı hiçbir zaman söylemedim, her şeye alışabileceğini iyi bilen bir insan, en çok alışamadım cümlelerine alışmazdı. Ben de alışmamıştım. İskandil Anadolu Lisesi'ne geleli bir hafta olmuştu. Koca bir hafta içerisinde bu okula da alışmıştım. Okulun genel olarak yerlerini ezberlemiş, tanımam gereken kişilerin bir kısmını tanımış, çoğu şeyi elimde tutacak kadar güçlenmek adına enerji toplamaya başlamıştım.
Tabii bilgi de toplamaya başladık diye mırıldandı içimdeki ses.
Şimdiden insanlara kendimi göstermek adına ufak atıflarda ve ataklarda bulunmaya başlamıştım. Hocalar bir şey demese de bakışlarından benden memnun olduklarını görebiliyordum. Hedefim için gereken şeyler bir elimin altında durmalıydı. Durmalıydı ki savaş altında düşmanımdan silahlarımı gizlemek için ilk üstünü örteceğim şeyler bunlar olmalıydı.
Kafama koyduğum ve okula gelmeden önce planladığım bir hedef vardı. Başarmadan düşmeyecektim.
Gözümü tek tük öğrencinin olduğu okulun bahçesinde gezdirdim. Bir yandan hızlı adımlar atmaya devam ediyordum. Her şeyde erken olmayı seven bir yapıya sahibim. İlk gelen, ilk bilen, ilk haberi olan, ilk yerini alan...bu liste böyle uzayıp giderdi. Belki hastalıklı bir takıntıydı ama kim umursuyordu ki? Ben böyle keyfimdeyim ve keyfime benden başkası engel olamazdı. Yine daha yarım saatten fazla bir süre varken okula gelmiştim. İnsanlar ürkerek yeni gördüğü ormanı incelerken o ormanda bir sığınak kurup çoktan yaşamaya başlamış insan olmayı seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOBANA SÖYLE O MASUM
Novela JuvenilBuğlem; İskandil Lisesi'ne adımını attığı an, kaderi taşları yerlerine koymaya başlamıştı. . Ünü dört bir yana zehir gibi yayılmış okul, İstanbul İskandil Lisesi. Bir cinayet. Tehlikeli rekabet. Ninni gibi kulaklara fısıldanan ihanet. Yeminler üzer...