ARAF-8

602 238 240
                                    

MERHABA PATATES KIZARTMALARIM🍟🍟

TEKRARDAN BİRLİKTEYİZ UMARIM ÇOK İYİSİNİZDİR.

HAZAL ARTIK OYUNA DAHİL OLUYOR AÇIKCASI ÇOK HEYECANLIYIM

                                                                                  İYİ OKUMALAR

OY VERMEYİ UNUTMAYIN

*********

İçinde bulunduğum bu durum beni o kadar germişti ki kalbim göğsümü yırtarak dışarı çıkacakmış gibi atıyordu. Birkaç saniye boyunca derin derin nefes aldım. Dosyayı açmadan önce bunu yapmaya ihtiyacım vardı.

Kapağı yavaş bir şekilde açtım. İlk sayfada maktulün, yani babamın, adı, yanında da avukatı, yani benim, adım; alt kısmında da suçlunun ve onun yanında avukatının adı yazıyordu. Arka sayfaya geçtiğimde ise önceki dosyada bulunmayan sayfalardan biri vardı.

Olay yerinin birkaç fotoğrafı ve Ali Taşkın'ın adli tıp raporları vardı. Olay, Beylikdüzünde limanlara yakın bir ara sokakta sabah altıyı yirmi geçe gerçekleşmişti. Sanığın ve alanda bulunan birkaç kişinin ifadesine göre:

Yayan ve sarhoş olduğu görülmüş olan Ali Taşkın karşı taraftan gelmekte olan Asaf Yıldırım'ın önünü keserek önce kendisinden para istemiş, sanık bu teklifi kabul etmediğinde ise maktul cebinden çıkardığı bıçağı havada birkaç defa savurarak tekrar aynı istekte bulunmuştur. Sanığın yeniden reddetmesiyle ikili arasında bir arbede yaşanmış ve maktul elindeki bıçakla adamı karnından bıçaklaması sonucu sanık, belinden silahını çıkararak maktulün bacağından vurmuştur. Bacağından vurulmasıyla dengesini kaybeden maktul, yere düşmeden önce sanığın koluna bıçağı saplamış ve sonrasında sanık, kendini kurtarabilmek için maktulün kafasından vurmuştur. Sanık yaptığı son savunma karşısında alanda şoka girerken maktul olay yerinde can vermiştir.

İfadeyi okurken olay anı gözümde canlanıyordu. O adamın bir para uğruna ölmüş olması, sanırım Allah'ın yarattığı bir ilahi adaletti. Sayfanın altında yazan adli tıp raporunda da maktulün bir kurşun bacağından, bir kurşun da kafasından olmak üzere iki kurşun sonucu hayatını kaybettiği yazıyordu.

Her ne kadar sanık maktulün kafasına kurşun sıksa da olay, kesinlikle meşru müdafaaydı. Prosedür gereği duruşma öncesinde güvenlik kayıtlarını incelemem ve olay yerini gezmem gerekiyordu. Asıl can sıkan kısımda burasıydı. O canavarın ölü bedenine bakarken rahatsız olmamakla beraber zevk de alıyordum ama kamera kayıtlarında canlıyken izlemek... Bedenimde olumsuz bir etki bırakacağını biliyordum.

'İyi tarafından bakmalıyız ki olay meşru müdafaa olduğu için ilk duruşmada bitecek.' iç ses haklıydı. Dava ilk duruşmada biteceği için sonrasında o herif hakkında hiçbir şeyi duymak zorunda kalmayacaktım.

 Dosyadan otopsi fotoğrafını çıkardım. Bütün vücudu kesilip açılmıştı. Fotoğrafı havaya kaldırdım ve yüzümle aynı hizada tuttum. Onun bu halini görmek dudaklarımın kıvrılmasını sağlamıştı. 

"Umarım o cehennem ateşinin içinde kavruluyorsundur baba." fotoğrafa bir süre daha baktıktan sonra dosyaya geri koydum. Bu sefer duruşma hakkında bilginin verildiği sayfayı açtım. Nedense bana gönderilen dosyada bu sayfa da yoktu.

Duruşma tarihi 22 haziran perşembe günü yani tam bir hafta sonraydı. Bu tarz davalar çok kısa sürede halledildiği için diğer davalara göre daha kısa sürede yapılıp aradan çıkartılırdı. Dosyadan görevli hakim ve savcı kısmına okuyup dosyayı kapatırken tekrar açtım. Savcının ismi kulağıma bir yerden tanıdık gelmişti.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin