20. günün şafağında

68 4 1
                                    

Media:ufuk🖤

Iyi okumalar 💋

Ufuktan🖤

Şafağı bıraktıktan sonra eve döndüm. Herseyi çok yalnis anlamıştı. Ama aramızı düzeltecektim. Şafaktan başka birini düşünemiyordum. Beni çok etkilemiş ve değiştirmişti. Onu seviyorken kaybedemezdim. Hemen vuralin odasına girdim ve kamera kayıtlarını yok ettim. Böylece şafağın buraya geldiğini göremeyecekti. Salona indiğimde Ahenk koltukta ağlıyordu. Oma doğru gidip yanına oturdum. Elimi omuzuna koydum ve "bence biraz dinlenmelisin" dedim. Dolu dolu gözleriyle bana döndü "annem yoğun bakımdayken nasil uyuyabilirim?" Dedi. Odamda oturuyorken bir anda ahenkin çığlığını duymuştum aşağı indigimdede bana annesinin kaza geçirdiğini ve yoğun bakımda olduğunu söylemişti. O yüzden yanındaydım. Ona su getirmek için mutfağa gittiğimde bana arkamdan sarılmıştı. Ruh hali kotu olduğu icin bir tepki vermedim. Daha sonra ona suyu vermek için önüme döndüğümde bardağı tezgaha koydu ve hiç beklemediğim bir anda beni öptü. Once şoktan tepki veremedim. Daha sonra onu ittim. Annesi bu durumda olan biri nasil bunu yapabilirdi. Bilincinin yerinde olmadığını düşündüm.

Daha sonra şafağı görmüştüm ve o herseyi yalnis anlamıştı. Kendimi nasil affettirecegim bilmiyordum ama bir sekilde yapacaktım. Ahenkin omuzundan elimi çektim ve "yarın görmeye gidersin. Merak etme en iyi doktorlar bakicak ona" dedim. Hafifçe gülümsedi. "Gerek yok aslinda bem yarın görürüm doktora gerek yok" dedi. Şüpheli davransada umursamadım. "Peki" dedim odama çıkarken. Onula aynı evdeydik ama ben hep odadaydım. Görüşmüyorduk yani. Şafağı da buna ikna edecektim.

🖤🖤🖤

Her sabah iki ders geç kalırdım ama bu gun erken kalkmıştım. Safakla birlikte okula gitmek için. Giyinip ciktim, arabaya bindim ve onun evine gittim. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra evden çıktığını gördüm. Hemen arabadan inip yanına gittim. Beni gördü ama orda yokmuşum gibi davranıp yürümeye devam etti. "Günaydın bebegim" dedim. Bir anda bana donup ölümcül gözlerle bakmaya başladı. "Bebeğin falan degilim gerizekali!" Dedi. Butun sakinliğimi koruyarak "ayıp" dedim sadece. Her sinirlendiğinde yaptığı gibi diliyle yanağını şişirdi. "Git başımdan" diyip önüne döndü. Tekrar kolunu tuttum "seni almaya geldim" dedim arabayı gosterirken. "Hadi ya!" Dedi şaşırmış gibi yaparak. Eee! Sikicem tribini. Dinlese anlıcak ama salak olduğu icin dinlemiyo. "Bence bi öpüşsek sinirin geçer" dedim sırıtarak. Gözlerini yumup derin bir nefes aldı ve "o kızı öptüğün dudaklarinla birde benimi opuceksin?" Dedi. Sakin kalmaya çalıştığı belliydi. Ve benimle arabaya kolay kolay binmeyecegide. Iyice yaklaşıp kolunu tuttum.

"Bunu yapmak zorunda birkatin" diyip onu patates çuvalı gibi omuzuma aldim. "Ufuk san mal mısın! Indir beni hemen salak!" Dedi daha homurdanmaya devam ederken yürümeye başladım. Cevap olarak sadece "yooo" dedim. Dahada sinirlenip sırtıma vurmaya başladı. "Ya ben senin gotunu gormek zorundamıyım sabah sabah" dediginde gülümsemem genişledi. "Gece gece mi görmek istersin" dedim. Bu sefer cimciklemeye başlamıştı. "Böyle yapma ama sen beğen diye o kadar squat yaptim" dedikten sonra sanki mümkünmüş gibi dahada sinirlendi. Sonunda arabaya varınca kapıyı açıp onu içine bıraktım ve şoför koltuğuna geçip kapıyı kilitledim. "Mafyamisin lan se- ha pardon unutmusum öyleydin zaten dimi?" Dedi dalga geçerek. En azından dalga geçebilecek kadar iyiydi. "Tamam şimdi sus" dedim ona bakmadan. Kollarını gogusunde birleştirip kafasini cama çevirdi. "Bidaha beni almaya gelme seninle isim yok artik" dediginde sinirlenmeye başladım. "Ama benim seninle var!" Dedim sesimi yükselterek. Ona bakınca kafami yola doğru cevirdi. "Önüne bak sikmiyim belanı" dedi. Küfür ederken daha sakin olması şaşırtıcıydı. Sanirim bu onun stres atma yöntemiydi.

Saate bakıp "dersin başlamasına daha var, kahvaltı yapmaya gidelim. Kesin kahvaltını yapmamişsindir sen" dedim. Bir anda bana döndü "ben ac degilim beni okula biraktiktan sonra zıkkım yiyebilirsin mesela" dedi. Yine çok sakin kalarak "bu seferki hakaret yaratıcı değildi çok klişe sana yakışmadı" dedim. Kahvaltı yapacağımız mekana geldiğimizde arabayı durdurdum. Bana iyice yaklaşıp gözümün içine baktı. Saf öfkeyle bakıyor olsada kokusu, gözleri, ya da herneyse ondaki biseyler beni ona sürüklüyordu. Bu mükemmel anda mükemmel bir cümle ile anın büyüsünü bozdu. "Senin amini astarini sikerim beni geri götür!" Derin bir nefes verip geri çekildim "cok dizi izliyorsun" dedim ve kapıları açtım. Arabadan inince hemen kacmamasi icin kolunu tuttum. Elini tutturmazdi cunku. "Kaçmam merak etme burdan okula kadar yürürmüyüm sence?" Dedi. Haklıydı o hayatımda gördüğüm en üşengeç insanlardan biriydi.

Ufuktaki Şafak 🏳️‍🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin