Ufuktaki Şafak 🏳️‍🌈

rengârenk

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
Media: selen (kağan)
Bu karakter yeni (değerli bir okurun tavsiyesi💋) selen geçiş sürecini tamamlamış bir trans kadın. Selenin hikayesi her trans birey gibi zorlu ve acıklı. Seleni sevin cunku ben çok seviyorum 💜🌈
🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

Barlastan💛:
Sabah erken uyanmak zorundaydık cunku artik eve dönme vakti gelmişti. Gözümü açtığımda yanimda uyuyan mik bedeni gorunce gülümsedim çok tatlıydı be! Öylesine masum öylesine temiz ki onu uzmeyi hiç istemiyorum.
Gözlerinin önüne gelen saçları geriye doğru ittim ve alnına bir öpücük kondurdum. Gozleri acilmaya basladiginda gulumsedim ve bana bakmasını bekledim gözlerini tamamen açınca bana baktı ve "gunaydin" dedi çatallarmış sesiyle "gunaydin Denizim" dedim sevinçle. Ona iyice yaklaştım ve "sabah sabah bu kadar tatlı olmayı nasil başarıyorsun?" Dedim. Yine yüzü kızarmıştı. "Ka- kalkalimmi?" Dedi ve kalkmak icin doğruldu. Kolundan tutup tekrar yatağa yatmasını sağladım ve üzerine çıkıp dudağımı yüzünde gezdirmeye başladım.

Daha sonra eğilip dudağını öptüm ve rahatlaması icin yavas hareket ettim. Yavaşça bacağını okşamaya başladım. Ellerimi yavas yavas yukarı çıkardım baş parmağimla adonisini okşamaya başladığımda ağzından bir inleme çıkmıştı. Tişörtünü çıkarmak için elini uzattığım sırada müdürün sesi ile kendime geldim. Megafonla dışarıda bağırıyordu. "Uyanın artik eve gidiyoruz!" Dedi ve birkaç bisey daha zırvalayıp gitti. Devam etmek istedim ama çoktan üzerini düzeltmiş ve yerinde doğrulmuştu bile. "Artık kalksak iyi olucak" dedi domates gibi suratıyla. Gülümsedim ve "senin su utangaçligini ne zaman yeneceğiz" dedim. Kafasini eğdi ve "uğraşıyorum" dedi.

🌈🌈🌈

Şafaktan🌼:

Üzerimi giyinip henüz ufuk uyuyorken çadırdan ciktim. Müdürün gotunu yirtmasina rağmen uyanmamıştı.
Etrafıma bakınıp belinayı aramaya başladım. Onunla konuşmamız gereken seyler vardı. Sonunda onu bulmuştum. Ağaca yaşlanmış iki arkadaşıyla konuşuyordu. Hemen yanlarına gidip belinayı kolundan tuttum ve yanındaki arkadaşlarına "bizi biraz yalniz bırakın" dedim. Onlar gidince onu ağaçlarına arasına sürükledim. "Şafak ne- noluyor?" Dedi tedirgin bir sesle. "Akına burda oldugumu söylemiştin değilmi?" Diye bağırdım. Bir adım geri çekildi ve " bak be- ben seni seviyorum. Senin ufuk denen adamla aynı çadırda kalmanı beni istememeni sindiremedim iste!" Dedi. "Bana bak belinay beni sevebilirsin saygım sonsuz ama bana ve Ufuğa zarar vermeye devam edersen hersey senin için daha kotu olur!" Dedim ve arkamı döndüm gitmek için hamle yaptığım sırada önüme gecti beni omuzlarımdan itti ve sırtının ağaca çarpmasını sağladı daha ne oldugunu anlamadan tam onumde durdu ve bir anda dudaklarini dudaklarima bastirdi. Onu sert bir sekilde ittim ve "bak sana zarar vermek istemiyorum ama bunu yapma. En azından kendinden nefret ettirme defol git!" Dedim onumde olduğu icin sert bir sekilde omuz attim ve yanından ayrıldım arkama döndüğümde yere düştüğünü gördüm ama umursamadim.

Tekrar çadıra döndüğümde Ufuğun uyandığını gordum. Yanina gidip "gunaydiiiinnn askiiiiimm!" Dedim ona sarılırken. "Gunaydin melâikem" dedi O da bana sarılarak. "Sonunda gidiyoruz" dedim sevinçle. Gercekten börtü böceğin olduğu ortamda bulunmaktan hiç hoşlanmıyordum. "Noldu benimle uyumaktan sıkıldınmı?" Dediginde yalnis anladığını ve benimde bunu unuttuğumu fark ettim artik onunla uyuyamayacaktim. Bir anda sevincim yerini üzüntüye bıraktı. "Hassiktir! Ben onu unuttum ya. Hayir ben seninle uyumak istiyorum. Benim kurtulmak istediğim şey börtü böcek. Heryerimizi ısırıyorlar" gülümseyip bavulunu toplama işini bıraktı ve bana döndü. "Kurtuldun artik böceklerden. Ayrıca burdan gidiyo olmamiz bundan sonra birlikte uyumayacağımız anlamına gelmez" dedi ve eğilip dudağıma kucuk bi öpücük kondurup işine geri döndü. "Nasil yani?" Dedim şaşkınca. Göz kırpıp "Ilerleyen zamanlarda görürsün" dedi ve bavulunu toplayınca permuarini cekip yere koydu.