İmkansızlığın Olabilirliği

168 64 147
                                    

SARAH. AYNI GÜN SABAH SAATLERİNDE...

Kapının acı bir şekilde çalmasıyla yerinden sıçrayarak uyandı Sarah. Saat sabahın yedisiydi. Bu saatte kimin gelmiş olabileceğini düşünerek alnını buruşturdu.

Arkadaşları dün gece ailesiyle birlikte gitmişti ve onlar olmadığından emindi. Yarı uykulu bir şekilde kafasını kaldırdı. Salondaydı. Evi gece yarısına kadar temizlemiş, bir güzel duşunu da aldıktan sonra salona inmişti ve iki dakika dinlenmek için kanepeye uzanmıştı. Görünen o ki  yorgunluktan kanepede uyuyakalmıştı. 

Sarah uyuyakalmış olduğu kanepede, uyku sersemi bir hâlde etrafına bakadururken kapının hala alacaklı gibi çalması onu bir nebze de olsa kendine getirdi.

Aceleyle doğruldu ve ayağa kalkmaya çalıştı ama geniş paça pijamasının ucuna baş parmağının takılması sonucu yere düştü ve kafasını ortadaki sehpanın keskin kenarına çarptı.

Sarah acı bir şekilde inleyip alnını tuttu. Elinde hissettiği ıslaklıkla eline baktı. Alnı kanamıştı. Şaşkınlıkla elindeki kana bakarken, bu sırada kapı hala çalmaya devam ediyordu.  

Sarah ısrarla çalan kapıya bakmadan önce alnını tutarak mutfağa koştu.

Yarası tahmin ettiğinden biraz daha derin kesmişti çünkü kan alnında boğazına doğru akmıştı bile. Elini peçete rulosuna atarak rastgele çeken Sarah eline ne kadar geldiyse alarak boğazından temizlemeye başlayarak kanı sildi ve en son kalan temiz peçeteleri alnına bastırdı.

Alnındaki kesiğin sandığı kadar küçük de olmadığını fark eden Sarah, elini alnında gezdirince kaşının bir santim üstündeki kesiğin en azından iki üç santim olduğunu anladı. Bir tomar peçeteyi alıp alnına bastırması bile işe yaramamıştı. Kan hala suratından aşağıya inmeye devam ediyordu.

Yaptığı sakarlıklardan artık iyice sıkılan genç kız eli alnında hala ısrarla çalan kapıya bakmaya gitti. Kapı deliğinden baktığında gelenin Sally olduğunu görünce öfkelendi. Ne işi vardı burada? 

Oflayarak kapıya baktı. Açıp açmama arasında kararsız kalmıştı ama kapı hala çalıyordu ve açmadan gitmeyeceği belliydi.

Sarah kapıyı açmaya karar verdi ama o gıcık kadını biraz bekletmenin zararı olmayacağını düşünerek merdivenlerin sağında kalan tuvalete doğru gitti ve elini yüzünü yıkayıp temiz bir peçeteyi hala kan akan yarasının üzerine koydu. Bu anormal şekilde akan kan onu korkutsa da  bunu yaranın derinliğine yorarak, sakin adımlarla kapıya yürüdü. 

Hala ısrarla çalan kapıya abartılı bir şekilde göz devirdikten sonra kapıyı açtı. Sally gülerek,

"Günaydın sakar uykucu. "dedi genç kızın alnına kısa bir bakış atarak. "Ağaç oldum kapıda neredesin sen?" diyerek de ekledi tüm neşesiyle eve  girmeye çalışırken. Sarah eve doğru hamle yapan kadının hemen önüne geçti. Bu ne yüzsüzlüktü böyle!

"Tamam." dedi Sally önüne geçen kıza sakince ama Sarah o sakince söylediği tamamın arkasında yatan öfkeyi açıkça görebiliyordu. "Kapıda ayak üstü konuşalım o zaman." Sally neşesinden hiçbir şey kaybetmeyen, pişkin bir surat ifadesiyle kıza baktı. Bu yaptığından hastalıklı bir zevk aldığını inkar etmiyordu. Sarah ile oynamak ona zevk veriyordu.

"Uzatma! Ne istiyorsun?" Sarah sorgulayan bakışlarla ona bakıyordu ama o, son derece rahat bir şekilde,

"Paramı almaya geldim." dedi.

"Ne!" dedi Sarah şaşkınlıkla ama kadının ciddi olduğunu görünce gülmeye başladı."o tren kalktı Sally. Sana artık kapıma gelme demiştim."

Tuhaf Hayatımdaki Küçük SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin