Harry garip hissetmişti. Gözlerini açtığında Privet Drive'da olmadığını fark etti. Severus "İyi misin Harry?" diye sordu. Çünkü cisimlenmenin özellikle küçük çocuklar için bulantılı olduğunu biliyordu. Harry başını salladı. Severus çocuğu kucağından indirdi ve çocuğa üstündeki kabanı örttü. Kaban uzun olduğu için Harry'nin yürümesini zorlaştırsa da küçük dağ evine girmeyi başardı.
İçeri girer girmez sağında mutfak vardı. Tam karşısında ise kapısız, küçük oturma odası duruyordu. Tam karşıda şömine yanında üçlü koyu yeşil iki koltuk, koltukların yanında birer siyaha yakın ahşap fiskos sehpası duruyordu. Oda loş sarı ışıkla aydınlanıyordu. Siyah halı iki koltuğun arasındaydı. Oda zindanlardaki gibi taş duvarlı dekore edilmişti. Oturma odasının solunda üst kata çıkmak için ahşap merdiven, merdivenin altına kitaplık yapılarak değerlendirilmişti.
Severus Harry'i şöminenin önüne sürükledi. Çocuğun ince kıyafetleri zaten ilk başta dikkatini çekmişti. Mutfağa girip iki sıcak çikolata hazırladı. Normelde ne kendi kahvaltı etmeden sıcak çikolata içerdi, ne de çocuğa içirirdi ama bu gün bir ayrıcalık olabilirdi.
Severus kupayı Harry'e verdi. Çocuk ona soran gözlerle bakınca "Sıcak çikolata" dedi. Çocuk yavaşça kupayı dudağına götürdü ve minik bir yudum aldı. Tanrım! Bu mükemmel bir lezzetti! Harry'nin yüzü aydınlandı. İçi sıcacık olmuştu. Severus çocuğun yüzündeki mutluluğu görünce gülümsedi. Sessizlik uzun bir hal almaya başlayınca Severus "Harry biraz sonra kahvaltı edeceğiz. Ve kahvaltıda bize biri katılacak. Ben kahvaltıyı hazırlarken sen de yukarıda koridorun sonunda banyo var, duş alabilirsin. İlk oda misafir odası, orası senin odan. Havlu ile kıyafetleri banyoda bulabilirsin" dedi. Harry "Bir oda mı? Benim için mi?"dedi hayretle. Severus anlamayarak kaşlarını çattı "Evet Harry, başka nerede uyuyabilirsin?" Harry kısık sesle cevap verdi "Bir dolap?" Severus sıkkın bir nefes verdi "Hayır Harry. Senin için bir odam var. Dolaplarda uyuyamazsın. Bir daha da uyumayacaksın" Harry "Peki efendim" diyerek, kupasındaki son yudumu bitirdi. Üzerindeki kendisinden katca büyük kabandan kurtularak, merdivenden üst kata çıktı.
Buranın da alt kattaki gibi duvarları taştandı. Koridor loş sarı ışıkla aydınlanıyordu. Sol tarafta üç oda dizilirken, sağ taraf bomboştu. Koridor büyük değildi. İnceydi ve kısaydı. Harry kafasını ilk oda olan misafir odasına - artık onun olan odaya- soktu.
Odada koyu kahverengi ahşaptan, beyaz örtü ve beyaz kılıflı yastıktan oluşan bir yatak vardı. Aynı kahverengi ahşaptan bir çalışma masası ile gardırop duruyordu. Yatağın hemen yanında bir komidin ile sarı gece lambası vardı. Yatağın üstünde yuvarlak bir pencere kondurulmuştu.
Harry başını tekrar koridora çevirip sondaki banyoya girdi. Banyo siyah ile açık gri döşenmişti. Etrafı incelemeyi bırakıp duş almaya koyuldu.
Severus şöminenin başına geçip floo tozu alarak misafirin ismini söyledi. Yaşlı bir kadın başı şömineden çıktı "Merhaba Severus, nasılsın?" dedi. Severus "İyiyim. Kalıcı bir misafirim var. Üvey annem olarak seni tanıştırmalıyım müsait misin?" Kadın bir süre düşündü sonra "Evet müsaitim" dedi. Severus başını salladı ve konuşmayı sonlandırdı.
Mutfağa geçince dolabı açıp çaydanlığı aldı. Ocağa koyarak su ısıttı. Diğer dolaptan dün yaptığı kruvasanları çıkardı (pek de hamarattır oğlumuz). Biraz reçel, taze ekmek, peynir ve daha birçok şey çıkarıp masaya koydu.
Çocuğu en kısa zamanda bir şifacıya götürmeliydi. Hogwarts'a bu gün zaten gitmeliydi. Çocuğum Poppy'nin yetenekli ellerine bırakabilirdi. O sırada da Albus'la vasiyet hakkında konuşabilirdi.
Şömineden gelen sesle oturma odasında yürüdü. Üvey annesi şöminenin önünde duruyordu. Kadın evlatlık oğluna yürüdü "Severus oğlum, misafirin kim?" Severus adım sesleri gelen merdiveni işaret etti "İşte misafirim" dedi. Harry merdivenin son basamağında durdu ve kadına baktı. Kadın Harry'e yaklaştı. Harry'nin boyuna gelmek için diz çöktü "Merhaba Harry ben Severus'un üvey annesi Minerva McGonagall. Sen bana Min diyebilirsin"
(Siz şok şok şok bense bim tmm çok kötü bi espriydi)
Harry kadına güvenmişti. Çok samimiydi. Harry'de gülümseyerek "Memnun oldum ben Harry, Harry Potter" dedi. Severus çocuğun aç olduğunu bildiği için onları mutfağa yönlendirdi. Harry normal insanlarla oturabildiği için mutluydu. Masa da bir sürü lezzetli yiyecek vardı. Harry hilal gibi görünen ekmeği denedi. İçinde çikolata vardı! Çok lezzetliydi.
Harry en son iki kruvasan ile bir bardak sütle doymuştu. Severus ona küçük bir şişe uzattı "Bu Besin İksiri Harry. Alman gereken yeterli vitamini, kalsiyumu vb. barındırır. Tadı vanilyaya benzer" Harry içinde krem renkli sıvı bulunan şişeyi aldı. İçince çok hoş bir tadı olduğunu fark etti. 'Demek vanilyanın tadı böyleymiş' diye düşündü.
Severus kahvaltı bitince Harry'yi kucakladı ve şömineyi gösterdi "Harry bu büyücü şöminesidir. İstediğin yere gidebilirsin. Şimdi biz Hogwarts'a gidiyoruz" Floo tozundan alıp şömineye girdi "McGonagall'ın ofisi" diye bağırınca yeşil alevler onu yuttu. Harry bu işten biraz korktuğu için gözlerini kapatmış ve Severus'a daha sıkı sarılmıştı. Gözlerini açtığında bambaşka bir yerdeydi.
~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~
Helüüüğğ cancoşlarrr...
Minerva'nın Severus'un üvey annesi olmasına şaşırdınız dimi...
Sizi bilmem ama ben onları hep böyle hayal etmiştim. Neyse bölüm kısa oldu ama artık yazamıyorum gözlerim ağrıdı. Çünkü bu bölümün sabah taslağını hazırladım sonra bu yayınladığımı yazdım üstüne diğer bölümü yazacağım. O yüzden bu günlük baş başşş...
Okuyan herkese teşekkür ederim öptüm sizi 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI
ФанфикHarry Dursleyler'den dört yaşında kurtulursa ve bu kurtarıcı Snape olursa ne olur? =} Harmione düşünüyorum ama bu kitap Harry'nin çocukluğu ile ilgili o yüzden ikinci kitapta Harmione diyebiliriz. ÖNEMLİ: e-posta sorunu nedeniyle yarım bırakılmak zo...