Harry yavaşça kızın karşısındaki sandalyeye oturdu. Kız onu umursamadı, boyamasına devam etti. Harry çekingen bir sesle "Merhaba benim adım Harry, Harry Potter" dedi. Kız nihayet başını boyama kitabından kaldırıp Harry'e baktı. Kızın kahverengi gözleri ile kahverengi kıvırcık saçları göze çarpıyordu. Kız bir süre Harry'i süzdü sonra ilgisizce "Memnun oldum Harry, benim adım Hermione, Hermione Granger" dedi. Harry gülümsedi. Hermione, Harry'nin şimşek şeklindeki yara izine bakıp "Harry, eğer sormamın sakıncası yoksa alnındaki yara izi nasıl oldu?" diye sordu. Harry sıkkın bir nefes verdi "Bebekken bir trafik kazasında oldu" dedi. Kızın, bu olayı fazla kurcalayıp, ailesinin öldüğünü öğrenmemesini istiyordu. Neyse ki umduğu gibi kız sadece anladığını belirtmek için kaşlarını kaldırmıştı. Bir süre hiçbir şey yapmadılar. Harry ise Hermione'nin burada neden tek başına oturduğunu diğerleriyle oynamadığını merak ediyordu. Yine çekinerek "Hermione neden diğerleriyle oynamıyorsun?" diye sordu.
Kız üzgünce iç çekti "Bilmiyorum... Beni yanlarına almak istemiyorlar. Ten rengim ile saçlarım yüzünden dışlanıyorum" dedi. Harry kaşlarını çattı "Üzüldüm... Bence öyle değilsin Hermione. Ben öyle düşünmüyorum" diyerek kızı neşelendirmeye çalıştı. Hermione işte o zaman ona gerçekten gülümseyerek baktı. Kızın gülümsemesi Harry'i de gülümsetti. İkili bir süre birbirine bakıp gülümsedikten sonra, öğretmenleri Emily Brown'nun "Hadi çocuklar, bahçeye" diyen sesi duyuldu.
Harry ile Hermione bahçeye çıktılar. Hermione bir çanta ile deri kaplama bir ajanda tutuyordu. Ajandayı Harry'nin gözüne sokarak, bilmiş bir yüz ifadesine bürünerek "Burada gördüğün ağaç dalları, yaprakları, bitkileri toplayıp defterime yapıştırıyorum. İstersen bana yardım edebilirsin" dedi.
Harry kızın teklifinden memnundu çünkü yapacak bir aktivitesi yoktu. Kıza bakıp "Olur, teşekkür ederim" dedi. Hermione bir ağaca doğru yürüdü, ağacın yere düşen yapraklarından birini aldı ve çantasının içinden kalın bir kitap çıkarıp bağdaş kurdu. Harry kızın yanına oturarak ne yapacağını izledi.
Hermione kalın kitabın sayfaları çeşitli ağaçlar, yapraklar, çiçek ile bitkilerle doluydu. Hermione elindeki yaprağı tek tek bütün ağaçların yapraklarıyla karşılaştırdı. En sonunda kız sevinçle "İşte burada!" dedi. Harry merakla kıza baktı "Okumayı biliyor musun?" diye sordu. Hermione "Hayır ama annem beş yaşıma girince öğreteceğine söz verdi" diyerek, elindeki yaprağı deftere yapıştırdı. Ardından çantasından çıkardığı kalem ile yaprağın altına kitaptan bakarak yaprağın ismini kopyaladı.
Harry anladığını belirtmek için kaşlarını kaldırdı. İkili oturdukları ağacın altından kalkarak, ağacın yanındaki bodur bir çalıya yürüdüler. Hermione bodur çalıdan bir yaprak kopardı yine aynı şeyi yaptı. Bir süre daha böyle dolanıp yaprak topladıktan sonra çimenlere oturdular. Çok yorulmuşlardı ama değmişti. Somuç olarak 14 çeşit yaprak toplamışlardı.
Hızlı bir öğlen yemeğinden sonra ikili bahçede oturup sohbet ediyorlardı. Harry "Peki ailen ne iş yapıyor?" diye sordu. Hermione "Onlar doktırlar. Genelde fazla çalışıyorlar bu yüzden pek birlikte değiliz" diye cevapladı. Harry başını salladı. Hermione tam ağzını açmış bir soru soracaktı ki öğretmenlerinin "Sınıfa girin" komutu duyuldu.
______________________________________
Severus Harry'i kreşe bıraktıktan sonra tekrar dağ evine cisimlenerek, şömineye adımını attı. Floo tozunu eline aldı ve "Malfoy Malikanesi" dedi.
Az sonra Malfoylar'ın salonundaydı. Lucius onu koltukta, elinde bazı kağıtlarla bekliyordu. Severus baş selamından sonra Lucius'un yanındaki koltuğa oturdu.
Lucius kağıtları Severus'un kucağına fırlattı. Severus kağıtlara göz attı. Lucius, Severus kağıtlara bakmayı bitirince "Bakanlıktan sen ve Harry'e sorular sormak için gelecekler. Yer, zaman tarih belirleyin. Ona göre bakanlığa haber vereyim" dedi soğukça. Hala Severus'un yaptığını onaylamıyordu.
Severus birkaç saniye düşündükten sonra "Cumartesi, Hogwarts'taki ofisimde, saat 13.00" dedi.
Lucius başını eğerek onayladıktan sonra, Severus şömineye geçerek dağ evine kayboldu.
_______________________________________
Kendine güzel bir kahve yaparak, tekli koltuğa oturdu. Saat beş buçukta Harry'i almaya gidecekti. Çocuğun güzel bir gün geçirmiş olmasını umuyordu.
Muggle sokağına cismlenen Severus sınıf kapısının önünde beklemeye başladı birkaç saat sonra sınıf kapısı açıldı. Minik çocuklar dışarı fırlıyordu. Sınıf kapısından çıkan Harry Severus'a yöneldi. Severus Harry'i oluşan kalabalıktan kurtarmak adına kucağına aldı.
Okuldan ayrılırken Harry yeni arkadaşı Hermione'ye el salladı ve ikili boş muggle sokağından cisimlenerek dağ evine vardılar.
°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°
*Tükenmiş bir ruh halindeymiş gibi okuyun*
Evet canım okuyucularım... Haklısınız size layık bir bölüm olmadı. Terbiyeme hiç uymaz ama içine ettim denilebilir. Çok çok çok çok üzgünüm. Cidden sıkıcı bir bölüm oldu. İnanın ne yazacağımı bilmiyorum. Nedense şu sıralar çok mutsuzum. Ne deseniz haklısınız çok kötüydü. Ve unutmadan kitabın başlarında sonbahar ortaları dedim ama Severus o zaman ders vermesi lazımdı yani Harry'nin yanında olamazdı. Ayrıca "Yb ne zaman?" sorularını her zaman (always) sorabilirsiniz. Okuyan oy veren yorum yapan herkese milyon milyon teşekkürler. Bu arada medyaya bitenler...
😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI
FanfictionHarry Dursleyler'den dört yaşında kurtulursa ve bu kurtarıcı Snape olursa ne olur? =} Harmione düşünüyorum ama bu kitap Harry'nin çocukluğu ile ilgili o yüzden ikinci kitapta Harmione diyebiliriz. ÖNEMLİ: e-posta sorunu nedeniyle yarım bırakılmak zo...