''Rahatlamaya ihtiyacım var.''
Derin bir iç çektim.
''Şey...''
Birden boynumdan yakalayıp dudaklarıma yapıştı.
Neler olduğunu anlayamamıştım.Bir an midemde kelebeklenmeler oluşmuştu.Beynimde olan herşey uçup gitmişti.Müzikali unutmuştum.Sadece dudaklarıma değen sıcaklığı hissedebiliyordum.Gözlerim kapalıydı ve dudaklarımda dolaşan dudaklarını hissediyordum.Zaman kavramı benim için durmuştu.Dünya yansa umrumda olmayacaktı.Sadece ben ve Tolunay.Duvara yaslandığımda duvarın soğukluğu birkaç saniyeliğine ürpermeme sebep oldu ama şu an oldukça sıcaklamıştım.Dışarısı oldukça soğuk olmasına rağmen şu an oldukça sıcak hissediyordum.Şu an onu durdurmam gerektiğimin farkındaydım.Ama elimden gelmiyordu,yada yapmak istemiyordum.Sanırım ilk öpücüğümü Cenk yerine Tolunay olarak sayabilirdim.Gözlerimi açtığımda geri çekilip nefesini dışarı verdi.İşte zor kısım burasıydı.Herşey iyi güzeldi,ama şimdi ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu.Tokat mı atmalıydım ? Yoksa utancımdan oradan uzaklaşsa mıydım ? Sanırım tek kaçış yolum vardı.Başa dönmek.Bu sefer büyük bir cesaretle hamlemi ben yaptım.Kaçış yolum yoktu.Midemdeki kelebekler durmak bilmiyordu.Sanki ordan oraya çarpıyor,çarptıklarında da büyük bir yanma hissediyorum.Adeta vücudumda depremler oluyordu.Ama sadece içimdeki duvarlar yıkılmıyordu.Yanıyordu.
Geri çekildiğimde gülümsedi.Gülümsememeye özen göstersem de kendimi tutamıyordum.Saçlarımı kavradı, yaslandığım duvara kolunu koydu ve oynamaya başladı.Gülümsedim.Gözlerimi yana çevirdiğimde,Cenk'in dolmuş gözlerini gördüm.Buraya doğru geliyordu.Bir felaket olmaması için içimden dua ettim.Cenk büyük bir hızla bize yaklaşıyordu.Ve koridor'un öbür ucundan bağırdı.
''Bunun olacağını biliyordum ! Kahretsin,Tolunay ! ''
Tolunay büyük bir hızla kendini benden uzaklaştırdı ve kolumdan sertçe tutarak arkasına aldı.Tolunay'ın kolunun arasından Cenk'e bakıyordum.Onu sadece ben durdurabilirdim.Birbirlerini öldürmelerine izin veremezdim.Tolunay onu duvara yapıştırıp ölene kadar boğazını sıkabilirdi.Bunu kesinlikle istemiyordum.Özellikle de gözlerimin önünde.Tolunay'ın önüne geçip Cenk'e doğru ilerledim.Tolunay'ın arkamdan geldiğini ayak seslerinden duyabiliyordum.Cenk hızla yürüyerek bana doğru geliyordu.Adımlarımı hızlandırdım.Cenk dibime kadar gelmişti.Göğsünden ittim ve birkaç adım geri gitmesini sağladım.Ben insan değildim,ve ondan daha güçlüydüm.Cenk kolumdan tuttu ve ağlamaya başladı.Artık duygularına yenik düştüğünü görebiliyordum.Hıçkırıklara boğulduğunu görebiliyordum.Yavaş yavaş dizlerinin üzerine çöktü ve az önce eli omzumdayken kayarak elime kadar düştü.İçim ürperdi.Birinin gözümün önünde ağlamasına dayanamıyordum.Özellikle bu güçlü bir erkeğin,çaresizce gözümün önünde ağlarken duyduğum hıçkırık sesleriyse,dayanamıyordum.Dizlerime çöktüm ve ellerimle yüzümü kapattım.Tolunay da yanıma oturmuş boş bakışlarla Cenk'e bakıyordu.Artık Cenk'le düzgün bir şekilde konuşmam gerektiğinin farkındaydım.Ellerimi yüzümden çektim ve dolan gözlerimi sildim.Dudaklarımı zorlukla açtım ve konuşmaya başladım.
''Cenk,inan bana sen çok iyi birisin.Ama bunca şeyden sonra seninle birlikte olmamı bekleyemezsin.Evet biliyorum bana karşı duygular barındırıyorsun.Ama bunca yaptıklarından sonra seni sevmek içimden gelmiyor.Biliyorum,değişmek istiyorsun.Ama ne kadar istese de çok değişemez insan.Ben de değişmek istiyorum.Ama insan özünde neyse,odur.Sana güvenmekte tereddüt çekiyorum.Ve en önemlisi,burda gördüklerinden canının yanmasını istemiyorum.Bana söz verebilir misin? Sadece arkadaş olacağımıza ve artık üzülmeyeceğine söz verir misin? Hayatıma karışmayacağına söz verir misin ? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood Absorbent Friendship
VampirosSanırım bunu yapmak zorundaydım.Onları bırakıp gitmek zorundaydım.Kaçmak zorundaydım.Bir an gözlerindeki acıya baktım.Onlar annem ve babamla oyalanırken kaçmak zorundaydım. Gözlerimin onunda koca bir katliam.Belkide ölüceklerdi.Hemen olduğum yerden...