deniz°14

15.9K 504 72
                                    

Gözlerim yolda gezinirken görüş alanıma siyah Ducati girdi ve birkaç saniye sonra da tam önümde durdu. Denizhan sağ ayağını zeminle buluşturup kafasındaki kaskı çıkarttı. "Düşündüm ki yemeğe gelmesem de." kaskı nedeniyle iyice dağınıklaşan saçlarını düzeltmeye çalışıyordu.

"En azından birlikte gidebiliriz." devam etti. "Seni dışarıda beklerim." elini yavaşça uzatıp omzuma koydu. "Hem yanında birisini hissetmek iyi gelecektir." kafamı sallayıp onu onayladım ve bana uzattığı kaskı kafama geçirdim. 

Beni bu denli düşünmesi o kadar hoşuma gittiği Denizhan'ı sevgimle boğana kadar öpebilirdim. Deniz'in bununla nasıl nefes aldığını düşünsem de bir şey söylemedim.

Kollarımı onun beline doladıktan sonra hızla hareket ettik. Çünkü bunu bir an önce yapmasaydık muhtemelen birbirimize dalmaya başlayacaktık ve bu yoğun duygulardan çıkmak hiçte kolay olmuyordu. Kaskın dışında kalan saçlarımı uçuran ve açıkta kalan tenimi ürperten rüzgar iyi hissettiriyordu. Deniz'i anlamaya başlıyordum, en azından motor tutkusunu.

Kafamın içinde onca şey varken hepsini gerimde bırakıyordum sanki, sadece anı hissetmek gibiydi.Hoş Denizhan gibi birisi yanımdayken her anım çok güzeldi.  Bir parça da ruhunun serseri, asi, kuraltanımaz yanını keşfetmek gibiydi. Aldığım nefes buhranlı zihnimi bile ferahlatıyordu sanki.

"İn bakalım." Denizhan elimi tutarak ayağımı zeminle buluşturma yardım etti. Elim hemen kafamdaki kaska giderken çıkartmak için birkaç saniye uğraş vermiştim fakat başarısız olunca Denizhan yapamayacağımı anlayıp benim yerime çıkarttı. 

Saçlarım darmadağın görünüyordu muhtemelen. "Seni bekleyeceğim." dedi Denizhan. "Çıkana kadar." bana bir gülümseme sunduğun da ve ardından küçük ama tutkulu bir öpücük bıraktığında dudaklarımın kenarına  bunun cesaretlendirmek ve kendimi iyi hissetmem için yaptığı kesindi.

"Siktir et." Denizhan'a karşı söylemiş bulunsamda zihnimde ki tüm yoğun düşüncelere karşıydı. "Sen de benimle gel." devam ettim. "En fazla ne olabilir ki?" enerjik çıkan sesime karşın Denizhan aynı ciddi, anlayışlı ve yumuşak ifadesiyle konuştu. "Emin misin?" 

"Bana çok kötü bir durumdaymışım gibi davranma." hızlıca devam ettim konuşmaya. "O kadından hoşlanmazsam onu istemediğimi her fırsatta söylerim." Denizhan beni dikkatle dinliyordu. "Evleneceklerse zaten hiçbir şey değişmeyecek." 

"Ben sırf onlar mutlu olsun diye her şeyden çok mutluymuş, memnunmuş gibi davranan cici kızlardan olamam." dedim bu Deniz'in dudaklarında belirli belirsiz bir kıvrılmaya sebep olmuştu. "Oturup salya sümük ağlayacakta değilim." sanki son zamanda yaşadıklarımdan sonra kendimi bulmuş gibi hissediyordum.

"Annem sorunlu bir çocuk olduğumu ima etse de sevilmeyecek olsam da hiçbir şeyi değiştiremesem de bildiğimi okumaya devam edeceğim." kelimelerimi art arda sıralayıp sonunda derince bir nefes aldığımda sanki üzerime çöken havamı karartan bulutlardan kurtulmuşumda güneş açmış gibiydi.

"Ben seni herkesin yerine severim." Denizhan şeffaf siyah gözlerini kalbimin ritmini zorlayacak bir biçimde bana sunup konuşmaya başladığında araya girdim. "Romantik romantik konuşma sen de." devam ettim. "Bilincimi yitirmemem gerek." Denizhan küçük bir kahkaha atıp dudağımın kenarına küçük bir öpücük daha  kondurdu. Cam gibi şeffaf gözleri parıldıyordu.

İkimiz birlikte içeriye girdiğimizde gözlerimi masalarda gezdirdim. Cam olan duvarın yanındaki masada babamı ve tam karşında oturan bir kadın gördüğümde o tarafa doğru birkaç adım attım. Denizhan'da neredeyse bir adım gerimdeydi. 

Babam beni fark ettiğinde hafifçe gülümsemiş ardından masaya ulaştığımızda şaşkın bakışlarıno tamamen Denizhan'a çevirmişti. Tek başıma gelmemi bekliyordu, öylede olması gerekiyordu fakat hiçbir şey olması gerektiği gibi değildi zaten.

Mavisini Arayan Deniz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin