deniz°17

14.9K 545 97
                                    

Otoparka girdiğimde yavaş bir hızla art arda dışarıya çıkan araçları görebiliyordum. Fakat hâlâ yarıdan fazlası doluydu. Gözlerim etrafımda gezinirken amacım Denizhan'ı ya da  siyah Ducati v4'ünü bulmaktı. Birkaç adım daha atıp Denizhan'ın her zaman park ettiği yere göz attığımda siyah bir Range Rover olduğunu gördüm.

Genelde herkes arabasını ya da motosikletini ki Denizhan'dan başka düzenli olarak motosiklet kullanan kimse yoktu, aynı yere park ederdi. '34 BRK 001' arabanın plakasını gördüğümde gözlerimi devirdim, kimse görmese de ifademin hoşnutsuz bir hal aldığına emindim.

 Barkın'a ait olduğunu anladım. Arabasından değil plakasından tanıyordum resmen çocuğu. Bütün okul gibi.

Derince bir nefes alıp birkaç adım daha attım zira sırayla çıkan arabaların birisinin önünde savrulmam işten bile değildi. Sonunda birkaç araç daha çıktığında Denizhan'ın motosikletini görebilmiştim. Okulda göremesemde  onu en azından burada olduğunu biliyordum artık. 

Ona mesaj atmaktan ya da aramaktan vazgeçip motoruna yarım bir şeilde oturdum. Okulun çevresini saran duvarların dışarısında küçük bir insan kalabalığı vardı fakat gereksiz olduğunu düşünerek ne olduğuna bakma gereği bile duymamıştım.

Sağ elimi tam kalçamın yanına koyup Denizhan'ı beklemeye başladım. Gözlerimi etrafımdaki lüks arabalarda gezdirdim yeniden. Kendimi otoparktan çok lüks arabalar satan bir galeride gibi hissediyordum.

Neredeyse beş dakikadır burada durmuş Deniz'i bekliyordum ve açıkçası sıkılmıştım, üşümeye de başlıyordum. Tam beklemekten vazgeçip doğrulmuştumki Denizhan'ın içeriye girdiğini gördüm. Okulda olmadığını anlamıştım.

Otoparkın dış kapısından, arabaların çıktığı kısımdan  içeriye girdi. Gözlerimi onun üzerinde sabitlerken birkaç adım daha attığında tam arkasından Barkın ve Sarp'ta içeriye girmişti. Bilmediğim bir şey olduğunu hissediyordum. Denizhan ve Barkın birbirlerine bu kadar yakındı ve hiçbir şey olmuyordu.

Denizhan'ın beni bulan donuk bakışları birkaç saniye duraksamasına sebep oldu ardından büyük adımlarla yanıma ulaşmıştı. "Siktir." daha çok kendi kendine söylüyor gibiydi. 

"Sen burada beni mi bekledin?" tüm çabalarıma rağmen ısıtamadığım ellerim onun da buz gibi olan avuçlarının içindeydi. Gözlerimi gözlerini bir an olsun benden ayırmayan Barkın'dan ayırmadan kafamı salladım usulca.

"Buz gibi olmuşsun." dedi halbuki bahardaydık bahar bu kadar soğuk olmamalıydı. Kaşı patlamıştı Barkın'ın. Hatta her zamanki yerinden. Muhtemelen o çocuğun kaşı asla iyileşmiyordu.

 Yüzünde de ufak tefek kızarıklıklar vardı. Ve Sarpta'da bir saniyelikte olsa ona odaklandığımda aynı durumda olduğunu gördüm hatta daha da kötüydü.

Denizhan beni kollarıyla sarıp okulun binasının otoparka açılan kapısından içeriye soktu. Tam yanındaydık zaten kapının. Genelde otoparkta arabası olanlar bu çıkışı kullanıyordu, ben değil. Beni hemen kapının yanındaki kaloriferin önüne bırakıp ziyaretçiler için konulmuş sandalyelerden birini oturmam için getirdi.

"Teşekkü ederim." dedim sırtımdaki çantayı çıkartma gereği duymadan usulca otururken. Gözlerimi şeffaf siyahlarına götürdüm, donuk bakışları dışında her ifadesini izlemek hoşuma gidiyordu. 

Aslında o kadarda üşümemiştim hatta üşüdüğümü bile hissetmiyordum sadece genelde ısınmayan ellerim soğuktu fakat benimle ilgilenmesi çok hoşuma gidiyordu. Sevgi arsızı mı oluyordum ne. Söz konusu bana sımsıcak bakacak, benimle ilgilenecek bir Denizhan olunca her şey olabilirdim.

Mavisini Arayan Deniz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin