deniz°15

16.2K 505 121
                                    

"Herkese merhaba." dedi memnun olmadığını ve sıkıldığını belli eden bir sesle. Ardından kimsenin karşılık veremesine fırsat vermeden yanımdaki boş sandalyeyi çekip oturdu. Masadaki herkese hızlıca göz gezdirmiş ardından annesine dönmüştü. "Tam hayalimdeki aile ortamı." dedi. 

"Bir kız kardeş ve bir erkek kardeş." Denizhan ve beni işaret etti. Bırakın sesinin tonundan yüzüne yerleştirdiği ifadeden bile onun da olduğu yerden hoşlanmadığını anlamak zor değildi.

"Denizhan benim arkadaşım." dedim ikimizinde karşında olan bedeni işaret ederek. Denizhan gözlerini masaya henüz gelen adam üzerinde gezindiriyordu belki de nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyordu, tıpkı benimde yapmaya çalıştığım gibi. 

"Tek kardeşin ben olacağım." yüzüme gayette belli olan sahte bir gülümseme yerleştirdim. En az onun kadar memnuniyetsizdim ve bunu da belli etmekten çekinmeyecektim. Açıkçası onunda çekinmeyeceğini anlamıştım. "Annem bir aile tanışması olacak demişti." annesine değen gözlerini ardından Denizhan'a çevirdi. "Aksi halde ben de kız arkadaşımı getirdim." 

Deniz'in sadece ve sadece benim için burada olduğunu o kadar iyi biliyordum ki. Sırf ben daha yalnız, daha kötü hissetmeyeyim diye benimle birlikte burada oturuyordu şu an. Bir şekilde tüm konuşmalar ona çevriliyordu ve bunun Deniz'in hoşuna gitmediğinin gayette farkındaydım. Tüm bunlara benim için katlandığını bilmek canımı sıkıyordu.

"Kız arkadaşınının olduğu bir organizasyon istiyorsan sizi mekanıma davet etmek isterim." oturduğu sandalyeyi de hafifçe geriye çekip oturduğu dik pozisyonu yerini daha rahat bir pozisyona bıraktı. Gözleri kısacık beni buldu. Bu sanırım ben halledebilirim demekti. 

"Buraya tanışmak için geldik, başka bir şey için değil Buğra." annesi uyarı dolu sesiyle konuştuğunda az önce adını öğrendiğim çocuk Denizhan'a cevap vermekten vazgeçip annesine dönmüştü. "Peki." dedi yavaşça. Gözlerini kısaca masada oturan herkesin üzerinde gezdirmişti.

"Ben Buğra." dedi. "Annemi zaten tanıyorsunuz." sesindeki iğneleyici tonu anlamamak imkansızdı. "Babam nerede henüz bilmiyoruz." ardından histerik bir şekilde gülmüştü. Fakat çok farkedilebilir değildi. Daha çok kendi içinde gibiydi.

"Hakan." dedi babam ardından elini uzattığında erkeklere has bir şekilde sertçe tokalaşmışlardı. Babam geneldede soğuk kanlı bir insan olduğu için bu masada cinayet bile çıksa sakin halini koruyabileceğinden şüphe etmiyordum. 

"Ben de Elis." dedim sakince. Gözlerim yanımdaki bedeni bulmuştu. "Sizinle de tanıştık zaten." dedim çaprazımda oturan platin sarısı saçların sahibine. Bu yaptığım daha çok babamı memnun etmek içindi. Masada oluşan kısacık sessizliği garsona verilen siparişler bozmuştu ardından yeniden bir sessizlik oluşmuştu masada. 

"Buğra bitirdin mi okulu?" diye sordu babam. Amacı oluşan sessizliği kırmaktı, herhangi bir şekilde. Önündeki sudan bir yudum alıp kafasını salladı Buğra. "Üçüncü yılım." dedi ve ardından ekledi. "Ama mezun olabilecek gibi durmuyorum." Benim eğitim hayatım gibi onunkininde vasat olması kaderin bir başka cilvesi miydi neydi?

"Ne okuyorsun?" dedi babam, gayet dikkatle Buğra'yı dinliyordu. "İstanbul, Hukuk." dedi yanımdaki beden. Konuşmak istemediğini gayet belli eden bir şekilde. Babamın aksine dikkati babam dışında her yerdeydi. 

Babamla böyle konuşuyor olması hoşuma gitmese de onun da bu evlilik durumunu kabullenmemesi bu durumu görmezden gelmeme neden oluyordu. Hatta ilk defa bir 'aile' masasında tek sorunlu çocuk ben değildim. 

Sipariş edilen yemekler geldiğinde babamın ya da Buğra'nın annesinin umduğu gibi sıcak bir ortam ve eğlenceli konuşmalar geçmemişti fakat benimde ummadığım birkaç kelime de konuşulmuştu. Mesela Buğra'nın annesi aramızdaki bu soğuk rüzgardan memnuniyetsizliğini belli etmiyordu. Ya da gerçekten fazlasıyla anlayışlı bir kadındı.

Ben bütün yemek boyunca bana kendini sevdirmeye çalışması beklerken ki bunu babam için yapmış olacaktı asla öyle davranmamıştı. 'Bana Hande diyebilirsin.' demişti. 'O kadar yaşlı değilim ama istersen Hande teyze de diyebilirsin.' demişti yarı alaylı bir biçimde. 

Ardından birlikte alışverişe çıkmayı teklif etmişti. Sanki ilk defa tanışmıyordukta gayet samimi olduğu bir kişiyle konuşuyormuş gibi davranıyordu üstelik bunu bana rağmen yapıyordu. Keşke babamın annem yerine koyacağı bir kadın olmasaydı diye düşündüm o zaman gerçekten de anlaşabileceğim bir karakter gibi görünüyordu. Ya da tamamen rol yapıyordu. 

"Ben rujumu tazeleyeyim izninizle." Buğra'nın annesi konuştuğunda önümdeki boş tabağa çatal ve bıçağını bırakıp hafifçe ileriye doğru ittirmiştim. Ne yaptığı umurumda olmadığı için bir cevap vermemiştim ya da onayladığımı belirten bir işaret. Oturduğu sandalyeyi geriye doğru itip doğrulduğunda babamda hemen arkasından doğrulmuştu. "Eşlik edeyim hayatım."

Birkaç saniye içinde birlikte uzaklaştıklarında derin bir nefes aldım. Beklediğimden daha iyi bir yemek geçirmiştik tabi yanımda oturan Buğra'yı saymazsak. Tek iyi yanı onunda bu ilişkiyi onaylamamasıydı. 

"İstediğinde uslu durabildiğini öğrendiğim iyi oldu." dedi Denizhan donuk sesiyle, yüzünde çapkın bir ifade vardı.  Yaslandığı sandalyede dikelmiş ve masanın üzerinde duran ellerimi avuçlarının içine hapsetmişti. 

Gözlerim parlayan şeffaf siyahlarını bulduğunda gözlerimi devirdim. Ardından ellerimi avuçlarından kaçırmıştır. "İçimden canavarda-" çıkabilir diyecekken konuşmamı kesen  tam yanımda oturan bedendi.

"Ben sevgilimi getirme olayını nasıl sana kaptırdım lan." Kendine konuşuyormuş gibiydi ama üçümüzünde gayet rahatlıkla duyabileceği bir şekildeydi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde ifadesiz halimi yakalamış olacakki devam etti. 

"Hani üvey baba istemiyorum, buraya da senin zorunla geldim, hatta sizinle yemeğe değil sevgilimle vakit geçirmeye geldim demenin farklı bir şekli." sanki bir aptalmışım gibi açıklama yaptığında onun yaptığı gibi küçümseyici bir bakış sundum.

"Ne dediğini anlayabilecek zekaya sahibim aptal." çokta anlamamış olabilirdim fakat bunu belli etmeye gerek yoktu. Bir de Deniz faktörü vardı. Ellerimi öylece şefkat dolu sarıp, o kadar güzel bakarken bilincimin yerinde bile olması bir lütuf sayılırdı. "Onun için gelmedi ama." 

"Eğer anneni görmek istemeseydim gelmezdim ben buraya, senin gibi gelipte hoşnutsuzluğumu belli etmeye çalışmadım." dudaklarımı kıvırdığımda gözlerimi yanımdaki bedenden çektim. Ben de en az Buğra kadar soğuktum bunu inkar edecek değildim fakat bu benim bile kendimden beklemediğim kadar sakin geçen bir yemekti.

"Dünden meraklısın yani evlenmelerine." dirseğini masaya dayayıp kafasını hafifçe eğmişti. "Yeni annenle her gün alışverişe çıkmayı dört gözle bekliyorsundur." Son cümlesini alayla söylediğini fazlasıyla belli etmişti. "Babamı annemden başka bir kadınla görmekten ne kadar nefret ettiğimi tahmin edemezsin." 

Beklediğimden ciddi bir şekilde konuşuyordum. Babama ya da o kadına söyleyemediklerimi Buğra'ya söylüyordum bir şekilde annesine ulaştırmasını da umarak. Fakat daha fazlasını bile söylese bir şeyin değişmeyeceğini çok iyi biliyordum.

 Bir kere o kadın fazla anlayışlı görünüyordu. Bunun da dışında benim fikirlerimi çok önemseyeceklerini düşünmüyordum.

Solgun bakışlarını ve çevremizdeki diğer masalarda gezdirdiği gözlerini hızlaca bana çevirdi. Bakışları canlanmıştı ve şu ana kadarki gördüğüm en ciddi ifadeye sahipti. "İnanmayacaksın ama." dedi. "Ortak bir paydamızın olması beni sevindirdi." 

"Sevinmenin bir şey değiştirememesi ne kadar da üzücü." dedim alayla. Çünkü bu benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Görünki hiçkimse ve hiçbir durum içinde bir şey ifade etmiyordu. "İkimizde birlikte olmalarını istemiyoruz." dedi aynı ifadesiyle. Ne dediğini zihnimde kendimce anlamlandırdığımda benimde ifadem onunki gibi canlanmıştı.

"Onları ayıracağız." dedim sanki günlerdir çözemediğim bir bulmacayı çözmüş gibi hevesle. İfadesi beni onaylar bir biçimdeydi. "Aynen öyle olacak." dedi kafasını salladığında. 'O nasıl olacak?' diye yeniden konuşacakken görüş alanıma önce Buğra'nın annesi sonra da babam girmişti. 

İkisi de az önceki yerlerine yerleştiklerinde derince bir nefes aldım. Babamın bana kalacak olması ihtimali bile bir parça olsun mutlu etmişti beni. Ardından bakışlarım Denizhan'ı buldu. Oldukça sıkılmış gibi görünüyordu. 


Mavisini Arayan Deniz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin