toprak°18 'ilk aşk'

29.1K 646 206
                                    

|Bölüm Şarkısı: Bulutsuzluk Özlemi- Rüzgar|

Gülümsedi sonra, 'dünyayı değiştireyim mi?' dercesine.

Şurama batan, şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim.

"Görüyorum." oldukça iğneleyici çıkan sesini umursamayıp küçük bir yudum aldım. O çoktan dördüncü birasını içiyordu bile. "Anlat." dedi merak dolu ama aynı zamanda tekdüze sesiyle.  Çapraz duran dizlerini kendine doğru çekip karşısındaki manzaraya odaklanmıştı. Elindeki kutuyu bir defa daha ağzına götürdükten sonra benden ses çıkmayınca dönüp kısa bir bakış attı. 

Elimdeki kutudan küçük bir yudum daha aldım. Kafamı geriye doğru bırakıp gözlerimi kapattım. Çocukluğumdan kalan hayal kırıklığı dolu anılarım bir bir zihnime dolmaya başladığında hâlâ kalbimde yer eden küçük aşkımda zihnimi doldurmaya başladı. Her ne kadar bundan kaçsamda ağır geliyordu halâ. 

Bir an anlatmamayı düşünsemde sonra vazgeçtim. Konusunu bile ben açmıştım. Konuştukça, anlattıkça rahatlarsın belki de. Bunu hiç denememiştim. Yıllar önce yaşanmış benim bile hala unutmak istediğim bir anıydı, belki değildi bile. Benim abartılı duygularımdı hatırladıklarım.

"Çocukluk aşkımı anlatacağım." dedim. Sesimin önemsiz bir şeyden bahsediyormuş çıkmasını umarak. Zira çok fazla anlam yüklüyorum bu saçma sapan şeye. Kısacık duraksayıp devam ettim. "Dalga geçme tamam mı?" dedim ardından ve küçük bir kahkaha attığımda tepki vermemiş muhtemelen bir an önce  anlatmaya başlamamı bekliyordu.

"Beş yaşındaydım ya da altı tam hatırlamıyorum. Annemle babamın birlikte olduğu zamanlardı işte." dedim kısa keserek. Sağ elimle hafif esen rüzgarda uçuşan saçlarımı kulaklarının arkasına atıp boşta olan sol elimi Denizhan'ın omuzuna koydum. Bu hareketim olduğu yerde kıpırdanmasına sebep olmuştu. 

"Annemin yeniden evlendiğini, Almina'nın üvey ablam olduğunu falan biliyorsundur zaten." bildiğini düşünsemde söyleme gereği hissetmiştim. Ben bunu hiçbir zaman dile getirmeden de Almina sayesinde herkes biliyordu. Elimdeki kutudan küçük bir yudum daha aldım. Gevşememi sağlayacağını umarak.

Kendimi toparlanmış konuşmaya devam edecekken Denizhan araya girdi. "Baban?" derince bir nefes aldım. "Fransa'da şu an." dedim ve ekledim. "Yeniden evlenmedi o. Çok sık görüşmüyoruz." Üstünü kapattığım düşündükçe zihnimi bulandıran kalbimi acıtan duyguları yenilememek için daha fazla bir şey söylemedim babam hakkında.

"Her neyse." dedim sorduğu soru gereksizmişçesine. "Babam mimar, bir şirkette çalışıyordu ben küçükken, yani biz henüz bir aileyken." zihnime dolan anıları bir kenara itmeye çalışarak elimdeki biradan bir yudum aldım. "Yazındı, annem genelde evden çalışırdı, projeleri alıp çiziyordu. Bazen proje sahipleriyle işi, toplantıları oluyordu." Denizhan'ın omuzunda olan sol elim tamamen spontane bir şekilde ensesine doğru yol aldı. Elimi ensesindeki kısa ama yumuşak saçların arasında gezdirmeye başladım. 

"O zamanlarda evde duramayacağım için babam beni de kendisiyle götürüyordu iş yerine." elim istemsizce Denizhan'ın saçlarının arasında gezinirken anımsadığım anılarla yüzümde küçük bir tebessüm oluşmuştu. "Mesela en iyi hatırladığım anlardan bir tanesi gittiğimiz şirket binasının ne kadar büyük olduğuydu. Hayatımda ilk defa o kadar büyük bir şey görmüştüm. " devam ettim. 

"İçerisi daha da güzeldi, o andan itibaren en büyük amacım öyle bir yerde çalışmak olmuştu sanırım." hafifçe kıkırdadığımda Denizhan olduğu yerden kalkmadan biraz daha önüme doğru gelip kafasını bağdaş kurduğum için bacaklarımın üzerine kucağıma doğru yasladı. Bakışlarımı ona çevirdiğimde gökyüzüne odaklanmış şeffaf siyah gözlerini gayet iyi bir şekilde görebiliyordum.

Mavisini Arayan Deniz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin