toprak°3

43.5K 887 127
                                    

Çok anlamasam da Barkın birkaç küfür savurup ardından gözlerini ikimize çevirdi ya da daha çok bana. Onda daha önce neredeyse hiç görmediğim bir ifadeye sahipti şu an. Bir parça tedirginlik ve şaşkınlık barındırıyordu koyu yeşilleri. Ama kısa bir süre sonra eski haline döndü.

Birkaç adım atıp sonunda konuştu. "Yok." dedi hırsla. "Hiçbir şey yok." devam etti. "Gitmiş hepsi." Ben henüz anlamaz gözlerle ona bakarken yeniden konuştu. "Deniz buraya kimse girdi mi birader?" Basket atışları yapmaya devam eden beden istifini bozmadan 'bilmiyorum.' dedi.

Kayla da telaşlanmış olacak ki başıyla onaylayıp bana döndü. "Gidelim, o zaman." Hak veriyordum ona Barkın ile birlikte bir olayın içinde olmak ya da Barkın'ın yanında bile olmak bitmek bilmeyen sorunları art arda getiriyordu. Kayla bile bunu kısacık sürede anlayabilmişti.

Kolumu tutup kapıya doğru çektiğinde zoraki birkaç adım attım ve ardından zihnime dolan düşencelerle gitmekten vazgeçip arkamdaki iki bedene döndüm. Barkın zaten olduğu yerde dikiliyordu, diğer beden ise basket topunu tek eline almış anlamsız kısık gözleriyle bana bakınıyor, ne yapacağımı anlamaya çalışıyordu.

"Onun almadığı ne malum?" dedim tek kaşını kaldırıp şüpheyle basket potasının önündeki çocuğu incelerken. Barkın önce bana sonra sonra az önce Deniz diye hitap ettiği çocuğa kısa bir bakış attı. "Tanıyorum." Ellerini iki yana açıp omuz silktiğinde yeniden umursamazca kabinlere yöneldi.

"Yapan kişi müdüre giderse, başına dert alırsın." dedim hırsla. "Bu salaklıkla hala nasıl almadın bilmiyorum ama." Elindeki topu potaya doğru atan bedene ters bir bakış atıp devam ettim. Az önceki gibi dikkatle beni incelemiyordu. "Benimle ilgili bir şey duyarsam iyi olmaz." devam ettim. "Ciddiyim."

Barkın dönüp alaylı ifadesiyle küçümser bir bakış gönderdiğinde gerildiğimi hissettim. "Umursamaz falan davranmaya çalıştığında cool olduğunu falan düşünüyorsan, daha çok salak gibi görünüyosun." Kızgınlıkla art arda ağzımdan dökülen kelimeler anlamlı mıydı onu bile kestiremiyordum. Sevimli ama yapmacık bir gülümse yerleşti yüzüme. "Bil istedim."

Son derste bittiğinde Kayla ile kısacık zaman geçirdikten sonra eve gittim. Odama çıktığımda yan odadan gelen müzik sesiyle Almina'nın benden önce geldiğini anlamıştım, bir dakika bile geçmeden müzik sesi kapanmış ve odama girdi. "Neler oldu inanamayacaksın?" Almina'nın sesi de ifadesi gibi oldukça heyecanlıydı.

"Barkın ile iki çocuk bugün kavga etmiş." ardından sesi düştü. "Of belki de burnu kırılmıştır, hastaneye de gitmedi." Almina heyecanla anlatırken derin bir nefes aldım. Barkın'ın gerizekalı olma ihtimali gittikçe yükseldi gözümde.

"Gerçekten mi?" sahte bir şaşkınlık ifadesi takındığımda devam etti. "Bir şeyler kullanıyordu ya. Her şeyini alıp müdüre vermişler." devam etti. "Son derslerde yoktu, müdürle ne konuştular onu da bilmiyorum." Almina'nın az önceki heyecanlı halini üzgün bir ifade almıştı. "Barkın cevap vermediği için Sarp'ı aradım az önce o anlattı." sözlerini bitirdiğinde şaşırmıştım. Barkın, Almina'nın en yakın arkadaşlarından biriydi.

Almina sadece içtiğini söylemişti, ya sattığını bilmiyordu ya da bana söyleme gereği duymamışt. İkincisi daha mantıklı geldiğinde umursamazca cevap verdim. "Bir şekilde sıyrılır." Önemsiz bir konuymuş gibi konuştuğumda Almina'da onaylarcasına başını salladı.

"Tabi ki." gayet net çıkan sesiyle devam etti. "Bunun yüzünden okuldan atılmaz yani. En azından Barkın atılmaz." Almina konuştuktan sonra bir şeyler daha söyleyip çıkmıştı. Zihnimde küçük bir ihtimal benim de bir şekilde zarar göreceğimi söylese de o sesi susturdum. Her şeyi sonuna kadar inkar edebilirdim. Biraz vakit geçirdikten sonra Kayla'ya olanları kısaca anlattım. O da benimle aynı fikirdeydi.

Mavisini Arayan Deniz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin