toprak°22

19.6K 573 67
                                    

Elimi cebimdeki telefona götürüp mesaj var mı diye kontrol ettim yeniden. Okulun bitmesine yiarım saatten az kalmıştı ve mesaj falan yoktu. Kayla meraklı gözlerle bana bakarken mesaj olmadığını o da anlamıştı. "Seni engellemiş ama beni değil benden mesaj mı atsak." çokiyi bir fikir gibi gelmemişti bana, muhtemelen Kayla'ya da öyle gelmemişti. "Kasmaya gerek yok o kadar. Atacaksa atar." Kayla beni onayladığı da konuştu. "O da doğru."

"Ben bir tane daha çay alacağım." Kayla elindeki fincanı alıp ayaklandığında telefonda olan dikkatimi bozmuştu. Birkaç adım attığı sırada masaya doğru nefes nefese gelen Doruk nedeniyle çay fincanıyla birlikte olduğu yerde kalmıştı. "Test kitaplarını mı çaldılar ne bu heyecan?" Kayla neşeyle konuştuğunda ardından hafifçe kıkırdadı.

 "Berke ve Kerem." dedi Doruk nefes nefese. Ne dediğini anlamamıştım. "Barkın'ı babama onlar vermiş." koştuğu için sesi kesik kesik çıkıyordu. "Babamın odasına girdiğimde ikisi de oradaydı." duyduklarımı anlamlandırmaya çalışıryordum ve Kayla'da benden farksız görünmüyordu. Şaşırdığı hatta çok şaşırdığı her halinden belliydi, kendimi göremesemde muhtemelen ben de onun gibiydim.

"Barkın'da biliyor. Duyduğunda onları bulmaya gitti sanırım." Doruk birkaç derin nefes aldığında ve bende duyduklarını zihnimde anlamlandırabildiğimde bir anlık gelen kesin bir öfke ve hırsla konuştum. "Pezevenklere bak." oturduğum sandalyaden doğrulup çıkışa doğru neredeyse koşarak ilerledim, Kayla ve Doruk'ta arkamdan geliyordu. 

Kayla sakin olmam konusunda birkaç kelime ettikten sonra "Emin misin?" diye sormuştu Doruk'a ve Doruk anında yanıtladı. "Bizzat önümde itiraf etmediler ama konuştuklarından anladım." Doruk'un sesi yine kesik kesik çıkmıştı fakat kendinden emindi.

Nereye gideceğimizi bilmeden ilk önce Keremlerin sınıfına çıkmıştık. Daha doğrusu ben çıkmıştım ikisi de hemen arkamdan.  Ders saati olduğu için kapı kapalıydı. Doruk kapıyı çalıp Kerem ve Berke'yi sorduğunda içerideki öğretmen sınıfta olmadıklarını söylemişti. Kısa bir belirsizlik ve sessizlik ortama hakim olmuştu. "Belki hâlâ müdürün odasındadır." Kayla konuştuğunda Doruk hemen araya girdi. "Benden önce çıktılar." üçümüzde sınıfın kapısının önünde birbirimize bakıyorduk.

"O zaman Barkın buldu bizden önce." dedim, tereddütle, sinirle, isteyerek ya da istemeyerek karmaşık bir ruh hali içerisinde. Az önce hızla çıktığım katları daha hızlı bir şekilde inmeye başladım. Kayla ve Doruk'ta tam arkamdaydı. "Nereye gidiyoruz?" Kayla hemen arkamdan seri bir şekilde adımlarken nefes nefese kalmış bir şekilde sorduğunda yanıtlarım. "Spor salonuna." 

En alt kata indiğimizde spor salonuna doğru hızla yürümeye başlamıştım daha doğrusu koşuyordum. Videodaki görüntüler aklıma geldikçe daha da sinirleniyordum. Almina'nın davranışları, benden uzaklaşmaya başlaması her şeyden de öte Kerem denen piçin hayatımı mahvetmeye çalışmasını kaldıramıyorum.

 Sadece benim değil Almina'nında hayatını mahvediyordu. Barkın ve Serra'nınkini de. Ama onlar benim için ikinci planda kalıyordu şu an. Eskiden bir ilişkimiz olmuştu, küçük, kısa bir ilişki ondan beridir çok nadir gördüğüm bir simaydı Kerem, hatta Berke'yi bile daha çok görmeye başlamıştım.

Onunla ilgili hiçbir şey hissetmiyordum fakat şu an içimdeki en büyük nefretin sahibi oluyordu. Böyle bir şey yapacağını düşünmemiştim. Daha doğrusu böyle şeyler yapacak birisi değildi. 

Spor salonuna girdiğimde içeride Barkın'ın sesleri yankılanıyordu. Hatta henüz kapıdayken bile sesi seçilebiliyordu. "Konuş lan amınakoduğum." sesler soyunma kabinlerinin olduğu taraftan geldiği için hemen o tarafa gitmiştik. Aceleyle nasıl adımladığımı bile hatırlamıyordum. Görüş alanıma beklediğimden büyük bir kalabalık girdiğinde yeniden şaşırmıştım. Almina, Serra, Barkın, Sarp, Berke, Kerem ve Denizhan.

Mavisini Arayan Deniz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin