5-YEHR

595 43 67
                                    


🤍

🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🤍


Son günlerde hayatım gittikçe çıkmaza sürükleniyor. Benim tek yaptığım ise oturup izlemek. Bunca şey ile savaşmak zaten oldukça yorucuyken bir de üzerine evlilik teklifi aldım. Artık işin içinden hiçbir şekilde sıyrılamayacağımı düşünüyorum. Ömer ağabeyi hatırlıyorum. Hastanedeyken bana getirdiği güzel hediyeleri de öyle. Ama benim için o kadar. Fazlası yok. Hastanedeyken her gün geldiğini hatırlıyorum. Ağabeyim, Hakan ve Ömer ağabey. Her zaman beraber gelirlerdi. Ben bugüne kadar bir tek Hakan'a o gözle baktım. Ömer ağabeyin amacı neydi anlamıyorum o yüzden.

Yakışıklılık desen adam on numara. Kariyer desen aynı şekilde. O zaman bu adam neden benimle evlenmek istiyor?

Elimdeki kalemi hırsla sallarken anneme söylediğim kelimeler kulağımda yankılandı.

"Adam kendine eş arar anne, sırtına kambur değil."

Katlayıp kenara koyduğum kağıdı hışımla açtım. Ve satırlada tekrar göz gezdirdim.

"Kambur değil de..."

Allah kahretmesin! Bu adam annemle konuştuğumuz şeyleri duymuş ve bana acımış mıydı? Sırf bu yüzden miydi benimle evlenmek istemesi?

Ne bekliyordun ki Asiye?

Sahi ne bekliyordum ki? Beni görüp ilk görüşte aşık olmasını mı? Oysa ben...

Oysa sen mi?

Hayır değil. Sadece gözleri güzeldi işte. Güzel bakmıştı.

Çok güzel bakmıştı.

Abartma Asiye! Adam sana sadece acıdı. Onun için bir şey ifade ettiğim yok. Adam doktor, belki de sadece vicdan yaptı. Ama ben onun öyle vicdan yapıp da hor görebileceği bir kız değildim. Hasta olabilirdim. Tamam. Ölmek üzere de olabilirdim ama bu. Bu çok kırıcıydı. Bugüne kadar hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyordum. Yüzsüz yüzsüz bir de düşürdün diyordu.

Şu an resmen çıldırmak üzereydim. Sinirden dilim damağım kurumuştu resmen. Su şişedeki suyun bittiğini fark ettiğimde su almak için mutfağa gittim. Bir yandan da elimdeki kağıdı sıkıyordum.

Kağdın elimde olduğunu fark ettiğimde doldurduğum suyu üç yudumla bitirdim. Sonra pencere kenarındaki çöpe giderek elimdeki kağıdı sinirle parçaladım. Bir yandan da açık olan mutfak penceresinden derin nefesler alıyordum. Ama sinirim geçmek yerine katlanarak büyüyordu.

Gözümü kapatıp sakinleşmek adına derin bir nefes daha aldıktan sonra gözlerimi açtım. Dış kapının kapanma sesinin ardından gözüm bahçeden çıkan Ömer ağabeyi gördüm. Beni fark etmediği için rahatça öfkeli bakışlarımı sırtına diktim ama rüzgarın sertçe esmesiyle perdenin alt kısımlarındaki boncuklar şıngırdadı. Çıkan ses refleks olarak kafasını benim olduğum pencereye doğru çevirmesine sebep oldu.

BEN ASİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin