DRACO
Hermioneyi belinden kavradım ve kucağıma aldım .
- Demek şakaydı gıcık indir beni !!
Hermioneyi koltuğa oturttum . Kaçmaya çalışsa da bırakmadım ve gözlerinin içine baktım .
- Artık anlatmak zorundasın
Hermionenin gözünden damla damla yaşlar akmaya başladı ve gözlerime masumca baktı .
- Tamam
Derin bir nefes aldı . Tedirginliği her halinden belli oluyordu . Yavaşça gözlerini kaçırdı . Biraz bekledikten sonra en sonunda girdi söze .
- Draco bak çok sinirlenme
- Anlat artık Hermione
Sinirlerim şimdiden gerilmişti bile ve bu durumdan hiç de hoşlanmamıştım . Çok kızacağıma o kadar eminim ki .
- Tom-
- NE YAPTI O ***
İkimizde gerilmiştik . Ben ayağa kalkmıştım . Hermionenin koktuğu belliydi ama daha deminki tepkimden mi yoksa o *** den mi bilmiyorum . Sakinleşmeye çalışarak tekrar sordum . Gözlerimdeki nefretin yerini şefkat ile değiştirdim ve Hermionenin yanına oturup ellerini tuttum .
- Ne yaptı güzelim sabah gayet iyiydin
- Tam da banyodan çıktığımda aradı
- Aradı
- Telefonun ne olduğunu öğretmiştim sana
- Hmm tamam
Hermione biraz daha sakinleşmişti ve ağlamadan konuşuyordu . Kendini tuttuğu belliydi ama benim biraz daha beklemeye niyetim yoktu . Neler oluyor bir an önce öğrenmek istiyorum .
- Ne dedi sana Hermione !
- Çok kızdığını ikimize de bunu ödeteceğini evlenmemin yaptığım en büyük hata olduğunu ve beni kaçıracağını söyledi
Sinirlerim bir anda alt üst oldu . Hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyorum diyebilirim . Hermionenin yanında aşırı tepki vermeyi ne kadar istemedem de kendimi bu durumda asla tutamıyorun . Bir şeyler aldım ve yere fırlatmaya başladım . Duvarları yumruklamadan rahatlayamayacaktım . Kendimi toparlamaya çalışırken dolabın kenarında oturmuş elleri ile başını tutmuş hem ağlayan hem de korkan Hermioneyi görünce durdum . Ben ne yapıyordum . Hemen Hermionenin yanına koştum . Eğildim ve başını yavaşça kaldırdım . Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerini kaçırdı ve elimi itti .
- Özür dilerim bebeğim
- Git !!
- Aşkım gerçekten kendimi kaybettim özür dilerim
Başını yavaşça omzuma koyduğunda biraz da olsa mutlu oldum ve göğsüme dağılan saçlarını okşadım .
- Merak etme ben halledeceğim
Hermione ses vermedi ve bir süre daha böyle bekledik .
HERMİONE
Tedirgindim ama Draconun yeşil elma kokusu ile rahatlıyordum . Tom dan nefret ediyorum . Duygularımı anlatamam ama sadece sinirli ve mutsuzum . Draco yavaşça başımı kaldırıp dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktığında az da olsa rahatladım . Bana her şeyi unutturan o dudaklara değdirdim dudaklarımı . Ellerimi sarı saçlarına koydum . Oda bir elini belime diğerini yanağıma koydu. İşte şimdi daha iyiyim diyebilirim . Dudaklarım hala onunkilerde dolaşırken yeşil elma kokusu buram buram burnuma doluyordu .
DRACO
Öfkemi ve mutsuzluğumu alıp götüren o dudaklar beni en mutlu eden şey diyebilirim . Bir süre sonra yavaşça geri çekildiğimde Hermioneye sımsıkı sarıldım . Çenimi başına koydum .
- Prensesim benim sen dert etme
- Peki bay yakışıklı
Gülümsedim . Hermione mutluydu ve bu beni de mutlu etmişti . Tom a söylediklerini bir bir yedirmeden önce biraz sakin kalsam iyi olacak . Hem anahtar kelimeyi de duymuşken artık yeşil elma yiyebilirim . Yavaşça kalktım .
- Yeşil elma nerede hayatım
- Şey yeşil elma kalmadı
- Ne !
- Kalmadı işte
- Neyse yarın alırız gel biraz oturalım
Yeşil elma kalmamış . 😵😵 . Üzdü ama neyse . Hermionenin yanındayım . Biz dün evlendik . İşte bu bana ömürlük yeşil elma karşılar . Tom denen o *** e gününü göstermeden önce bir yeşil elma yesem güzel olurdu ama .
Çana yeşil elma kalmadı mı çana 😜🍏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMİONE~KALBİMDEKİ BOŞLUK
RomanceDraco : Herzamanki gibi devam ettim onu sevene kadar . Hermione : Nasıl oldu bilmiyorum ama oldu onu seviyorum