21

5.4K 286 64
                                    

   "Nereye gidiyorsun lan?" Okulun yanındaki büyükçe parkta ağaçların arasına doğru giderken arkasında yürümeye devam ediyordum. Elini arkaya uzatıp tutmam için beklediğinde eline vurup reddettim ve önüne geçtim. Biraz yavaş olma planlarımın hepsini bertaraf etmek için uğraşıyordu. Bu yüzden kendime sınır koymam gerekiyordu.

   "Niye tutmadın elimi?" Ben ileride durup ağaca yaslanırken o az önceki yerinden yüzüme bakıp konuşmuştu. "Çünkü kamusal alandayız ve neden tutayım?" Çocuk gibiydi, amına koyayım. Bakışları, düşüncesizce hareket etmesine sebep olan cesareti ve mızmız sesi ile tam bir çocuğa benziyordu.

   "Yine mi şu sıfat meselesi?" Yanıma doğru adımlamaya başladı ve tam önümde durarak çatık kaşları eşliğinde konuşmaya devam etti. "Gayim ya da biseksüelim, ben bu kadar umursamazken sen neden endişeleniyorsun anlayamıyorum." Sözleri beni yine şaşırtmamıştı. Gerçekten tam bir çocuktu. Elini sobaya değdirmeden bunu yapmaması gerektiğini anlayamıyordu. İnsanlar öğrendiğinde ve çoğunluk tarafından homofobiye maruz kaldığında anlayacaktı herhalde dikkatli olması gerektiğini.

   "Bu umursamazlığın beni daha çok düşündürüyor. Düşüncesizce hareketler yapıyorsun, endişeleniyorum." Sözlerimin sonunun ona duyduğum endişe ile bitmesine karşılık yüzünü istila etmeye çalışan gülümsemeyi görebiliyordum. Bir adım yaklaşıp tam önümde dikilmeye başladı.

   "Benim için endişeleniyor musun?" Dudağını ısırıp gözlerindeki parıltılarla bana bakarken kalın dudaklarım iki yana kıvrılmıştı. "Endişeleniyorum tabii oğlum. Ben daha önce yaşadım bunları ama sen yaşamadın. İnsanların sana iğrenirmiş gibi bakmasının nasıl hissettirdiğini bilmiyorsun." Dişlerinin arasına sıkıştırdığı dudağını serbest bırakıp usulca başını salladı.

   "Sen söyleyince her şeye inanasım geliyor. Yine de sana yaklaşmak istiyorum. Homofobiye uğrayacak olduğumu bilmek beni neden durdurmuyor?" Sakince söylediği sözlerle gülümsemeye devam ederek kafamı iki yana salladım. "Çünkü altı yaşında gibisin, başına gelmeden ders almıyorsun." Sözlerime karşılık kaşlarını çatıp sakin ifadesini kızgınlıkla değiştirmişti. Bana bakarken kaş çatmasına alışkın olmadığım için alnında oluşan ize parmağımı bastırıp kaşlarının düzelmesini sağladım.

   "Açık konuşalım Derin. Eğer şimdi burada seni öpersem engel olur musun?" Tatlı sesi ile mırıldanırken buna evet deme şansım yoktu, bunu o da biliyor olsa gerekti ki kendine bu kadar güvenerek böyle bir soru sorabiliyordu. Tereddütümün farkına vararak tekrar konuşmaya başladı.

   "Aklını devreye sokuyorsun, yapma bunu. Ben kalbinle cevap vermeni istiyorum." Parmağını kaldırıp sol tarafıma değdirdi ve orada hafifçe daireler çizmeye başladı. Parmağını yakalayıp elini elime kenetledim.

   "Birimizin aklını kullanması gerek, değil mi? İkimizde kalbimizle hareket edersek bu ilişkide kim bizi kötülüklerden koruyacak?" 'Bu ilişki' lafımla birlikte kısıkça kıkırdamıştı. Boştaki elini uzatarak yanımda sallanan elimi kavrayıp parmaklarımızı iç içe geçirdi. "Bana laf atsan bile konuşman hoşuma gidiyor."

   İki yanda birbirine bağlanmış ellerimiz ile mırıldandıkları olduğundan daha samimi geliyordu. Baş parmaklarım ile ellerinin üstünü okşamaya başladığımda gülümsedi ve vücudunu benimkine doğru biraz daha yaklaştırdı. Gözleri yeşillerimde geziniyordu, irislerinin her bir yanının partıltılarla kaplı olduğunu görebiliyordum.

   "Şimdi seni öpeceğim, haberin olsun. Sonra vay efendim benim haberim yoktu, birden öptün falan demek yok." Hiçbir şey yapmayarak yüzüme yaklaşan yüzüne izin vereceğimi belli ettim. Nefesini dudaklarımın üstünde hissetmek ilk seferden sonra çok istediğim bir şeydi. Şu anda burada böyle duruyor olmak tüm vücudumu ısıtıyor gibiydi. Beklenmedik durumlar karşısında duyduğum endişeyi bulacağım yere baktığımda yerinde yeller estiğini görüyordum. Toprak beni öptüğününden beri yapmasını beklemediğim şeyler yapması beni sadece heyecanlandırıyordu, vücudumda endişenin esamesi bile okunmuyordu.

   Sonunda diliyle ıslattığı dudaklarını benimkilere değdirdi. Açık olan gözlerim onun dudaklarımız birleşir birleşmez kapanan gözlerine eşlik ederek kapandı ve kendimi pembeliklerinden ağzıma aktardığı duygulara bıraktım. Bu çekimle baş etmek zordu, o bana yardımcı olmak istemezken her şey olduğundan elli kat daha zor hale geliyordu ve ben bu mücadeleye hazır değildim. Benim için karşı koymak zordu, o yüzden izin vererek olacakları görmek kararına varmıştım.

   Dudaklarını aralayıp dilini onunla birlikte aralanan dudaklarıma değdirdi. Heyecan vücudumu sarmaya başlarken ellerimin arasındaki ellerini sıkıştırdım ve kendime çekerek göğüslerimizin birleşmesini sağladım. Dilimi ağzıma yaklaştırdığı diline değdirip kısıkça birleşmesini sağlarken daha fazlasını istediğim gerçeği beynimde yankılanıyor gibiydi. Ah, nasıl güzeldi. Çocuksu tavırları bile onu olduğundan kötü göstermeyi başaramıyordu. Kendisi olması yeterliydi güzel olmak için.

   Dudaklarımız uyumlu hareketlerle birbirlerine eşlik ederken kavradığım ellerinden birini bırakıp elimi ensesine çıkardım. Saçlarının arasına geçirdiğim parmaklarım ile yüzünü benimkine daha fazla yaklaştırmayı amaçlıyordum. Vücudunun sıcaklığı birleşen göğüslerimiz ile benimkine aktarılırken daha fazla temas etme ihtiyacı duyuyordum. Çok çabuk teslim olmuştum ama ne kadar iyi hissedeceğimi bilirken karşı koymak her zaman olduğundan daha zor gelmişti.

   Pişman olmamayı dileyerek dişlerini yaladım ve nefessiz kalmama aldırmadan dudaklarımı hareket ettirmeye devam ettim.

***
Wattpad'in ip adreslerini, şifreleri ve mail adreslerini çaldırmış ya da satmış olduğu gerçeği beni o kadar sinir etti ki çocuklarım öpüştü diye bile sevinemiyorum şu anda... Belki buradan giderim haberiniz olsun
Öpüldünüz
(Şifrelerinizi şifremi unuttum kısmından yenilemeniz öneriliyormuş, aynı şifre ile kaydolduğunuz başka bir yer daha varsa onları da değiştirin)

ARE YOU GAY? | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin