ARE YOU GAY? | bxb

25

Medya Toprak 🥴 şu sigara içen halleri benim sonum olacak 🥵🥵
***

(Derin)

Okula doğru yaklaşmaya başlamışken Toprak kafamı içinde bulunduğumuz durumdan uzaklaştırmak için durmadan devam ettiği konuşmasına ara vermişti. Adımlarımı durdurup onun da benimle birlikte durmasına sebep olduğumda derin bir nefes alıp gözlerimi ışıltılı bakışlarıyla birlikte beni izleyen gözlerine çevirdim. "Son kez soracağım, yapmak istediğin şeyden emin misin?" Endişeli sesimi duyması gözlerini devirmesine sebep olmuştu. Durmadan soruyordum evet ama haklıydım. Endişelerim boyumu bile aşmıştı çünkü. Yanımda onun olacağını bildiğimde omuzlarındaki yükün hafiflediğini hissedebilirken bu hafifliğe alıştıktan sonra tekrar yalnız kalırsam ne olurdu bilemiyordum. Bu yüzden emin olana kadar sormak zorundaydım.

Parmak uçlarını yüzüme doğru çıkarıp kaşlarımın üstünde ve yanlarında gezdirdiğinde istemeden kastığım yüzümün gevşediğini hissedebilmiştim. Elinin hareketine eşlik edecek şekilde usulca konuşmaya başladı. "Sürekli bana soruyorsun, emin miyim değil miyim diye. Ben eminim, yanında olmak istiyorum ama bu sefer benim sormak istediğim bir şey var: Sen emin misin? Yanında hangi sıfatla bulunmamı istediğini biliyor musun?" Dün gece uyumama engel olan düşüncelerin sorusuyla birlikte tekrar beynimi işgal ettiğini ayrımsayabiliyordum. Şimdi onun gibi davranma sırasıydı sanırım. Tasasız, genç ve özgür... Aşağıya indirdiği elini parmaklarımla kavrayıp kendimden emin tuttuğum sesimle birlikte konuşmaya başladım.

"Senin elini tuttuğumda omuzlarımdaki yük hafifliyor. Dudaklarının beni nasıl kör hale getirdiğine kendin şahit oldun. Kendimi biliyorum bu yüzden sana emin şekilde yanımda olmanı istediğimi söyleyebilirim." Sözlerimi bitirdiğimde elini kavrayan parmaklarımı sıkıştırıp beni kendine çekti.

"Of Derin! Her şeyi tartıp konuşman beni nasıl etkiliyor bilemezsin. Bu kadar zeki olman... Sapyoseksüel yaptın beni amına koyayım!" İşte onun ciddi kalma süresi bu kadardı. Sözlerine karşılık gülümseyip elimi yanağına çıkardım ve bakışlarımı diliyle ıslattığı dudaklarında gezdirmeye başladım. Ah, nasıl güzel dudakları vardı. Bilerek yapıyormuş gibi durmadan yaladığında onu öpmem için çağrı yapıyormuş gibi hissediyordum.

Sonunda dayanamayıp yüzüne doğru eğildim ve dudaklarımı nemlendirdiği dudaklarına bastırdım. Kısa süreli temasla dudaklarındaki ıslaklığın benimkilere geçtiğini hissedebilmiştim. "Madem ikimiz de eminiz, kaçınılmazı ertelemeye gerek yok diye düşündüm." Elim hala yanağındayken iki yana kıvrılmış dudaklarımla birlikte konuşmuştum.

Boştaki elini enseme çıkardı ve ani bir hareketle tekrar birleştirdi dudaklarımızı. Yanımızdan okula gitmek için bir sürü öğrencinin geçtiğini biliyordum ama hiçbir şekilde bir rahatsızlık duymuyordum. Onun üzerimde böylesine etkili olması hala beklenmedik geliyordu. Öyle rahattı ki ister istemez kendimi onun akışına uyduruyordum. Bu sefer kısa değil, daha uzun ve ıslak bir öpücüğe teslim etmiştik dudaklarımızı. Eli ensemde ufak hareketler yaparak saçlarımı okşuyordu. Benim elim ise çene kemiğinde yüzünü kavramış şekilde bekliyordu.

Kafasını yana eğip dudaklarını araladı ve dilini çıkarıp dudaklarımı yaladı. Her şeyi ona teslim etmek için çırpınan tarafımı görmezden gelmeye çalışıp baştan çıkarıcı dudaklarından zorlukla ayrıldım. Ayrılmasam olayın çok daha başka yerlere gideceğini biliyordum çünkü. Boş kalan dudakları ile kendine gelmek ister gibi afallamış şekilde gözlerini açtığında yeşillerim koyu bakışlarını karşılamak için hazırdı. Gözlerimi öpüşmenin etkisiyle daha da koyulaşmış gözlerinden dudaklarına çevirmemek için uğraşıyordum. Kendime engel olamayıp kısa bir anlığına benimkilerin ıslaklığını taşıyan kırmızı dudaklarına baktım. Benim bakışımdan cesaret alan Toprak ise küçük bir hareketle dudaklarımızı birleştirdi. Bir saniyede hem dilini hem dişlerini ağzımda hissedebilmiştim.

Ulan, serseme çeviriyordu beni. Kafamı hafifçe iki yana sallayıp kendime gelmeye çalışırken o da nefes nefese şekilde beni izliyordu. Sonunda kendimde dikkatimi çevreye verecek farkındalığı bulduğumda elim hala elindeydi. Herkesin yanımızdan geçerken bize baktığını görüyordum. Birkaç kişinin elinde telefon vardı ve kameraları bize dönmüştü. Bakışlarımı gördüklerinde hemen telefonlarını indirip hızlı hareketlerle yanımızdan geçmeye başladıklarında Toprak'a hitaben konuşmaya başladım. "Bu sefer tam reklam olduk millete, hayırlı uğurlu olsun." Gözlerim hala etraftayken az önce beynimi bulandıran çocuğun gülerek konuşmaya başladığını duymuştum.

"Merak etme yavrum, ben seni korurum." Cümlesi ile istemsizce gülmeye başladım. Elini tuttuğum elimi bırakmadan kolumu omzuna attığımda benimle birlikte gülüyordu.

***

Toprak: Seni bekliyorum

(İletildi: 15:58)

(Görüldü: 16:10)

Derin: Nerdesin?

Toprak: Soyunma odasındayım yavrum nerede olacağım?

Derin: Tunç Hoca takımla konuşuyor

Derin: Bekle beni seninle özel olarak konuşmak istiyorum dedi

Derin: İstersen bekleme

Toprak: Saçmalama, belli ki bizim hakkımızda konuşacak

Toprak: Yanına geliyorum

Derin: Koruyucum musun sen benim Toprak

Derin: Bir dur allah aşkına djlfösösşs

Toprak: Koruyucunum bebeğim, sorun mu var?

Toprak: Şimdi o beyinsiz adam seni takımdan çıkarmak ister falan

Toprak: Engel olmak için yanında olmam lazım

Derin: Götü yer mi sence beni takımdan çıkarmayı?

Derin: Bir hafta sonra maçlar başlıyor ve takımda benden daha iyi oynayan adam yok

Toprak yazıyor...

(Görüldü)

Toprak yazıyor...

Toprak: Ulan baya da iyi oynuyorsun harbiden

Toprak: K A L K T I

Derin: Ajskfşfşüsüdi seninki de kalkmaya yer arıyor

Toprak: Konu sen olunca 🥵

Toprak: Neyse geliyorum yanına

Derin: Tamam canım

Toprak yazıyor...

(Görüldü)

Toprak yazıyor...

Toprak: Canım diyen dilini yalarım

Derin: Yalarsın bi ara

Toprak: 😋 yani az sonra

Toprak: Geldimmmmm

Derin: Gördüm

(Toprak çevrimdışı)

(Derin çevrimdışı)

***
Ayyyy içimde sıkıntılar varrrrr göz mü değdi nedir...
Kötü gözle bakanın gözü çıksın anacım...
Siz de kendinize iyi bakın, kötü niyetli insanların yanına yaklaşmayın ❤️
-özge