38

3.5K 177 126
                                    

DERİN

Apartmanın önünde sevgilimin içeriden çıkmasını bekliyordum. Onu o şekilde yaralı görünce aklım tekrar yediği dayağa kaymıştı. Bu şekilde her yerinden kan akarken bana morali bozuk gibi bakmasına dayanamadığımı fark etmiştim. Çok az bir zaman olmuştu tanışalı evet, ama çok fazla şey paylaşmıştık. Bu kadarcık sürede bile bana kendini çok iyi tanıtabilmişti. Fedakardı bir kere, sevdiği kişinin arkasında duruyordu. Duygularını belli edebiliyordu ve diğer insanların dediklerini umursamıyordu.

Bakıldığı zaman, gerçekten mükemmel denebilecek özellikleri vardı. Onun hakkında böyle düşündüğümü biliyor muydu, emin değildim. Şimdi burada boş boş dikilirken bugün yaptığım hödüklüğü daha iyi düşünebilir hale gelmiştim. Toprak bütün zamanını benimle geçirmek isterken, okulu ekip maçta beni desteklemeye gelirken ben ona mesaj bile atmamıştım. Harbiden, tam bir salaktım. Sevgilim aşağı iner inmez mümkün olan her türlü şekilde ondan özür dilemem gerekiyordu.

Ben düşüncelerimin arasında kendimi azarlarken cebimde titreşen telefonum ile kendime geldim. Ekranda Toprak'ın çiçekli bir filtreyle çekilmiş fotoğrafını gördüğümde hemen parmağımı dokunmatik ekranda kaydırdım ve sevgilimin sesini duymak üzere telefonu kulağıma götürdüm.

"Alo Toprak? Bir şey mi oldu?" Eve gidip ailesine haber vereceğini söylediği için şu anda beni telefon ile aramasının olumlu bir sebeple olacağını düşünmemiştim. Kaşlarımın kendiliğinden çatıldığını biliyordum, boştaki elim de yumruk halini almıştı. İki saniyede endişenin vücudumda gösterdiği reaksiyon buydu.

"Bir şey olmadı, sakin ol. Babam yemek hazırlamış, annem de bu halde nereye gidiyorsun, söyle arkadaşın buraya gelsin dedi." Söyledikleri ile kafamı kaldırıp evinin olduğu katı bulmaya çalıştım. Hissetmiş gibi ben yukarı baktığı anda kafasını camdan çıkardığında ister istemez gülümsemiştim. Buradan bakıldığında çok küçük görünüyordu. Normalde iri bir çocuk olsa da benim yanımda biraz daha sıska kalmasını da seviyordum.

Telefondaki sesine cevap vermediğimi fark edip boğazımı temizledim. "Sen yukarı gelmemi istiyor musun? Annenlere beni hakkımda bir şey söyledin mi?" Şu anda yanında olmak için parmak uçlarıma kadar uyuştuğumu hissetsem bile temkinli Derin'i arkada bırakmak zordu. Sesimin ister istemez şüphe barındırması da bu yüzdendi.

"Arkadaşım dedim Derin. Merak etme senin fikrini almadan seni erkek arkadaşım olarak aileme tanıtacak değilim." Biraz önceki düz ses tonunu bile bu sitemkar sese tercih ederdim. Ağzımdan çıkanların o anlamda olmadığını söylemek istiyordum. Sadece ailenin ne tepki vereceğini bilmediğim için temkinli davrandım, demek istiyordum. Ama madem beni erkek arkadaşı olarak  tanıtmamasının tek sebebi benim görüşümü almamış olmasıydı; o zaman ben de yukarı çıkar anne babasının elini sıkarken kendimi onun sevgilisi olarak tanıtırdım.

Kısık bir onay mırıltısı çıkardım ve Toprak telefonu kapatırken evden çıkarken üstümde en azından düzgün bir kot giydiğime şükrettim. Apartman kapısından gelen sesle adımlarımı oraya doğru yönelttim ve merdivenlerden çıktım. Bu sırada sürekli iş gezisine çıkan ailem ve çoktan kendi evine çıkmış olan abim sayesinde evin boş olduğunu söyleyip söylememek arasında geziyordum. Ebeveynleri tutucu olmasa bile kendimi Toprak'ın erkek arkadaşı olarak tanıttığımda ve evde yalnız olacağımızı söylediğimde muhtemelen benimle gelmesine izin vermezlerdi. Fazla düşünme alışkanlığım bütün beynimin alarm sesleriyle yankılanmasına sebep olurken ben çoktan erkek arkadaşımın oturduğu kata gelmiştim bile. Derin bir nefes alarak dört kişilik asansörün kapısını ittim ve karşımdaki çelik kapının ardında beni bekleyen sevgilimi görür görmez otomatik olarak gülümsedim. Beni beynimi kaplamış düşüncelerimden arındıran tek bir şey varsa o da bakışlarıydı.

ARE YOU GAY? | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin