ARE YOU GAY? | bxb

40

Hepinize uzun bir aradan sonra merhaba demek garip yapdşdldşdş

Buralarda yoktum bildiğiniz üzere, ben yokken hikayeler okunmaya devam etti. Yeni keşfeden insanlar olduğu gibi tekrardan dönüp yeni bölüm atmış mıyım diye kontrol eden ballar da vardı. Hepiniz çok değerlisiniz, çok teşekkür ediyorum ilginiz ve sevginiz için.

Ben iyiyim, her şey güzel. Umarım sizler de iyisinizdir. Yeni bölümlerde görüşürüz, daha fazla uzatmıyorum hakdkdld öptüm 💋💋💋💋
-ö

TOPRAK

Yan tarafımda uzanmış yüzünü bana döndürerek yavru köpek bakışları atıyordu. Biraz önceki sevişmemizin etkisinden çıkmayı başarabilirsem yeşillerinde kaybolacaktım ama öyle ağırlaşmış hissediyordum ki yüzümde gülümseme ile gözlerimi kapatıp yatmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Sonunda çenemi kavrayıp yüzümü kendininkine çevirdi. "Neden hiçbir şey söylemiyorsun? Hala mı sinirlisin?" Endişe kokan sesine karşı gülümsemeye devam ettim vücudumu yan döndürerek yüzünü kavradım. 'Benim sana uzun süre sinirli kalma ihtimalim mi var amına koyayım?' demek istiyordum. Bunun yerine dudaklarımı hala ıslak ve pembe görünen dudaklarına bastırdım. Dilimi araladığı ağzına sokup diliyle buluşturduğumda etrafımızda anında tutuşmak için hazır bekleyen ateşi hissedebiliyordum. Onunlayken hep böyle bir ihtimalin içindeydim işte.

"Uyuştum galiba, ondan konuşamadım." Dillerimiz birbirinden ayrıldığında kısık sesli bir mırıltıyla sorusuna cevap verdim ve ufak bir gülümsemeyle kıvrılan dudaklarını yaladım. "Uyuşturuyorsun beni..." Baştan çıkarıcı tona büründürmek istediğim sesim genizden gelen bir hırlama gibi çıkmıştı. Gülümseyen yüzünün düz bir tona büründüğüne ve beni belimden sıkıca kavradığına bakılırsa tam da istediğim etkiyi elde etmiştim. Of ulan! Onu etkileyebiliyor olmak öylesine güzel bir histi ki... Kendimi hep olduğumdan daha çekici hissetmemi sağlıyordu.

"Korktum..." Belimdeki elini kalçama doğru ilerlettiğini hissedebiliyordum. Alt dudağımı dişlerim arasına alıp inleme olasılığımı düşürmeye çalışırken göğüslerimizi birleştirmek için yatakta ona doğru kaydım. Her hareketim birbiriyle çelişiyordu, amına koyayım! Bir insan dengemi ancak bu kadar bozabilirdi herhalde. Normalde de çok dengeli bir insan değildim ama hiç bu kadar dağıldığımı hatırlamıyordum.

"Korkma... Benim sana uzun süre kızgın kalabilmem hangi evrende mümkün ki?" Gülerek elimi ensesine götürdüm ve burnuna bir öpücük bıraktım. Hareketime karşılık kalçasındaki elini bacağıma götürüp vücudunun üstüne atmama sebep olmuştu. "Şanslı biriyim ben." Tamamen içinden gelerek söylediğine emin olduğum sözlerine karşılık daha önce hiç gülmediğim bir tarzda güldüm ve biraz da rol yaparak cevapladım. "Tam olarak ne için şanslısın? Anlatsana biraz..." Gülme sırası ona geçmiş gibi kahkaha atmıştı.

"Anlatmak isterdim ama sözcüklerle aram iyi değil." Dudaklarını çeneme bastırdı ve öpücüklerini boynuma doğru ilerletip yüzünü oraya sakladı. Tamamen çıplak olsak bile onunlayken bedenimin çıplaklığından başka bir şeye odaklanabiliyor oluşuma şaşırarak sevgimin boyutuyla bir kere daha yüzleştim. Abayı falan değil komple evi yakmıştım amına koyayım! Üstelik daha fazlası yansın istiyordum. Böyle metaforlarla daha önce işim  olmamıştı ama önceden yapmadığım şeyleri yapmaya Derin'le başlamıştım zaten.

Boynumda dışarı saldığı sıcak nefeslerini hissedebilirken dudaklarımı araladım. "Seni ilk gördüğümde 'oha amına koyayım gözlere bak' demiştim." Onu okul koridorunda gördüğümde aklımdan geçen şeyi onunla paylaştım ve tepkisini görmek için bekledim. Belime sardığı kollarını sıkılaştırıp güldü ve basketbol oynayıp terlediğim için nasıl koktuğundan emin olamadığım boynumda dinlenmeye devam etti.