15. Bölüm (M)

1K 54 15
                                    

Chanyeol parmaklarını kısa olandan çekerken onu dikkatle inceledi. Gözbebekleri büyümüştü ama gözleri berrak ve odaklıydı. "Hâlâ benimle misin kedicik?" Baekhyun utangaç bir şekilde gülümseyerek hafifçe başını salladı.

"Hâlâ seninleyim."

"Güzel," dedi Chanyeol onu şöyle bir öperek. "Burada bekle." Çekyatın üzerindeki şilteyi kapıp yere serdi ve bir ucuna yastığını yerieştirdi. Sonra da ışıkları kapadı. İzleyebilecek olanlara gösteri sunma niyetinde değildi. Yerde, pencereden uzakta olacaklardı ve Chanyeol yine de dövme dükkânının tabelasının ışığı sayesinde Baek'i görebilecekti. Baekhyun'un ellerini tutarak yere oturmasına yardım etti, sonra kendisi de bir koluna dayanarak onun yanına uzandı. Yine biraz öpüşmeyle işe başladı ama artık çok daha hızlı ilerliyordu. Çok geçmeden Chanyeol genç olanın rahatladığını hissedince, devam etmek için güven duydu. Dudaklarını genç olanın çenesinden aşağı gezdirerek boynunu öptü ve sonra yine yukarıya çıktı. Kulağına vardığında ona planlarından bahsetti. "Şimdi seni soyacağım tatlım. Bu güzelim vücudu öpmek ve her tarafına dokunmak istiyorum. Bunu yapabilir miyim?" Baekhyun hafif bir iniltiyle belini hafifçe büktü. "Bana yanıt vermen gerekiyor Baek."

Baekhyun başını ona çevirip soluksuz bir "evet" dedikten hemen sonra dudaklarını onunkilere kenetledi. Genç olanın bu kadar ufacık bir adımı bile Chanyeol'un cayır cayır yanmasına sebep oldu. Deli bir mağara adamı gibi genç olanın kıyafetlerini parçalamamaya çalışarak hızlı bir şekilde çıkardı. Onun teninin hissedebilmek için tişörtünü de çıkardı ama Baek'e çok fazla ve çok hızlı gelmemesi için kot pantolonunu üzerinde bıraktı. Chanyeol birkaç saniye içinde tekrar yerini aldığından Baek'in korkularının yüzeye çıkmasına vakit kalmamıştı.

Chanyeol tekrar Baek'in boynuna odaklandı ve öpücükleri arasında onu cesaretlendirmeye devam etti. Ona ne kadar güzel, ne kadar özel, ne kadar cesur olduğunu söyledi. Bunu yaparken de genç olanın karnını okşayıp yavaşça göğüslerine doğru kaydı. Göğsünün sert ucunu ağzına aldı. Önceki gece bu göğüsleri ve beyaz boynu yiyip bitirmişti. Şimdiyse onlarla oynuyor, öpücükler konduruyordu. Baekhyun sırtının kavisini artırdı, bu onun anı yaşadığının açık bir göstergesiydi ve bedeniyle onu cesaretlendiriyordu. Chanyeol genç olanın göğüs başının etrafını yalayarak bir elini kasıklarında gezdirdi. Mantıken bir insanın şeker tadında olamayacağını biliyordu ama bu durumu başka nasıl açıklayabileceğinden de emin değildi.

Genç olanın teni ipek kadar pürüzsüz, deniz suyu şekerlemeleri kadar da tatlı ve yumuşaktı. Ve onu delicesine yiyip bitirmek istiyordu. "Dur!" diye bağırdı Baek ve avuçlarıyla omuzlarını ittirdi. Chanyeol'un dünyası dururken kalbi yerinden oynadı. Anında kafasını yukarı kaldırdı ve kısa olanın gözlerinin sımsıkı kapalı olduğunu ve dişleriyle alt dudağını ısırdığını gördü. "Hey, gel buraya." Baek'i kolları arasına alıp yanağını onun başına dayadı. "Anlat bana. Ne oldu?"

"Yine olmaya başladı. İşler belli bir noktaya ulaştığında içime kapanıyorum. Sanki bir şekilde şu an ile o zaman arasındaki farkı ayırt edemiyor gibiyim." Chanyeol elini genç olanın saçlarında gezdirerek elinden geldiğince sakinleştirmeye çalıştı. Bir çözüm ya da bunu atlatması için en ufak bir ipucu bulabilmek için kafa patlattı.

"Şu an ile o zaman arasındaki en büyük fark benim, öyle değil mi?"

"Evet," diye mırıldandı Baek onun omzunda. "Ama benim aptal vücudum bunu anlamıyor gibi görünüyor."

"Hey, vücudun şu an benim en sevdiğim şey, bu yüzden ona hakaret etmezsen sevinirim." Baek ona hafifçe gülümseyip göğsüne vurdu.

Gözyaşlarından iyidir.

kafes dövüşü 2 || chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin