2. Bölüm

756 74 13
                                    

"Nasıl gidiyor Jongin?"

"Daha iyi zamanlarım olmuştu dostum. İş ve düğün planlama stresi yüzünden Sehun normalden biraz daha gergin bir kontrol manyağına dönüştü. Eh, iş ilanları bölümüne şeytan çıkarma ayini için bir genç bir de yaşlı rahip ilanı vermeyi ciddi ciddi düşünüyorum. Üstüne kardeşi Baekhyun için endişeleniyor. “

"Yeni bir haber çıkar da canavar biraz rahatlar diye beni aradın yani, öyle mi?"

"Şu noktada her şeyi deneyebilecek durumdayım ama gazete ilanından önce seni arayayım dedim. Timsahlı köyde neler oluyor bakalım? Birlikte kaçıp bir kumsalda bebek yapmakla meşgul olduğunuzu söyle lütfen."

"iyi haberler istediğini sanıyordum."

"Dalga mı geçiyorsun? Bu harika bir haber olur. Böylece evlilik sayesinde kardeş oluruz ve MMA'daki ilk İrlandalı-Asyalı ekibini kurarız. Afişimiz ne kadar havalı olur, bir düşünsene. Logomuzu yonca şeklinde kesilmiş bir yin-yang yaparız." Chanyeol bir elini yüzünde gezdirdi. Jongin'in ne kadar yorucu olabileceğini unutmuştu. Dışarıdan bakanlara bir şekilde sakin ve rahat görünürdü ama ona dostum diyebilecek kadar şanslı olanlar, herifin üç şeye harcadığı sınırsız enerjisinden haberdar olurdu. Bu üç şey: Dövüş, sörf ve Baekhyun'un abisi Sehun ile olan ilişkisiydi. Bunun haricinde Jongin, işler sarpa sardığında tamamen güvenilebilecek türden bir adamdı. Chanyeol tam da bu yüzden şu anki durumundaydı. Çünkü Jongin'e borçluydu. Hem de fazlasıyla. Sehun’dan çok büyük bir yardım istedikten sonra son kaldığı yerden kaybolduğu dışında Baekhyun'un durumunun detaylarını bilmiyordu. Jongin ve Sehun özel bir dedektif tutmuşlar, adam da genç olanın Alabaster'da olduğunu bulmuştu. Ama Sehun, Baekhyun'un başının hâlâ belada olmadığına inanmamıştı.

Jongin, Chanyeol’u işte o zaman aramış, Baekhyun'un neler yaptığını ve iyi olup olmadığını kontrol etmesi için birkaç haftalığına Louisiana'ya gitmesini rica etmişti. Genç olanın hoşuna gitse de gitmese de birkaç haftalık Baekhyun'un izleme görevi üç aya uzadı. Chanyeol periyodik olarak Jongin ya da Sehun'a rapor vererek, üzerinde düşünme zahmetine girmediği hisleri yüzünden değil de arkadaşları uğruna orada kalmayı sürdürdüğüne dair tezgâhı devam ettiriyordu. Chanyeol elini kot pantolonunun cebine soktu.

"Keşke yardım edebilseydim ama burada yeni bir şey yok. Aynen devam işte."

"Eh, yine de Baekhyun'un başının hâlâ belada olmasından iyidir," dedi Jongin. "Bir de yarın Sehun'u bir tekne gezisine çıkaracağımı söylemek için aradım. İki hafta olmayacağız. Tamamen kafayı yemeden biraz rahatlayıp gevşemeye ihtiyacı var. Baekhyun için de endişeleniyorum ama benim önceliğim nişanlım ve biz geri dönene dek her şeyi senin halledebileceğine eminim." Chanyeol başıyla onayladı. "Altı aydır başına hiçbir iş gelmedi. Bir şeyin olma ihtimali sıfır, o yüzden sen kendi sevgilinle ilgilen. Burası bende."

"Teşekkürler dostum."

"Eh, büyük gün yaklaşıyor, öyle mi?" Jongin'in derin iç çekişi minik ahizeden oldukça net bir şekilde duyuldu. "Emin değilim. Sehun günü şimdiden iki defa iptal edip değiştirdi. Bu tekne gezisi aslında balayımız olacaktı. İş ya da işlerin hazır olmaması bahanesiyle düğünü erteleyip duruyor ama ben asıl sebebi biliyorum."

"Onun evlenmekten kaçacak birisi olduğunu düşünmemiştim."

"Mesele o değil kardeşim. Baekhyun'un aramalarına yanıt verip merasime gelmeyi kabul edeceğini umuyor hâlâ." Chanyeol bunu duyunca göğsüne bir şeyin saplandığına yemin edebilirdi. Bir elini ağzında gezdirdi. "Bunu duyduğuma üzüldüm dostum. Umarım düğün için Baekhyun'u birkaç kez daha araması işe yarar."

kafes dövüşü 2 || chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin