27. Bölüm

419 44 11
                                    

Bütün hafta acı verici bir yavaşlıkta geçti. Chanyeol çok az uyumuş, zamanının çoğunu ambarda antrenman yaparak geçirmişti. Tüm hırsını Dongwo, Yixing ve kum torbasından çıkarmıştı, sonunda hepsi de pes ettiler. Adamlar ona laf yetiştirmeyi bıraktı, kum torbası da Chanyeol'un sürekli darbeleriyle patladı. Arkadaşları onu sakinleştirmeye ve en kötüsünü düşünmekten alıkoymaya çalışsalar da Vinnie'nin o lanet olasıca ellerini Baekhyun'a sürerek onun en kötü kâbuslarını yeniden yaşattığını kafasında canlandırmamak elinde değildi. Hayatı boyunca hiç bu kadar çok dua etmemişti ama Baekhyun'u tekrar kollarına alabilinceye dek onu mümkün olduğunca güvende tutabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdı.

Bir saat önce Yixing'in, Sicoli'yi yakalayıp Baekhyun'u kurtarma planlarını bir kez daha dinlemişti. Yixing onu evin arka tarafına çekerek bir elini omzuna koymuştu.

"Unutma, senin görevin anlaşmaya uyuyormuş gibi davranmak. Baekhyun, Sicoli'yle birlikte arenada değilse fazla uzakta olamaz. İşler istediği gibi gitmezse diye çocuğu yakınlarda tutmak isteyecektir. Baekhyun onun kozu."

Her ne kadar dostuna inansa da ve plan gayet sağlam görünse de Chanyeol'un kafasının içinde, yanlış gidebilecek yüzlerce olasılık dönüyordu.

"Onu kurtaracağız Yeol. Sana söz veriyorum."

"Evet ama kurtardığımızda ne durumda olacak acaba? Koca bir hafta boyunca Tanrı bilir ona neler yaptılar."

"Onu seviyor musun?" Chanyeol başıyla onayladı. "Hem de beni korkutacak kadar çok."

"O zaman iyileşmesi için sen ona her türlü yardımı edersin. Tıpkı daha önce yaptığın gibi..." Chanyeol gözlerini kıstı. Yixing'e, Baek ile olan ilişkilerine dair detaylı bir şey anlatmamıştı. Bu kendisini daha dengesiz bir hale getirdiği için Baekhyun tutsakken ondan bahsetmek istememişti. "Daha önce ne olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu şüpheli bir şekilde.

"Dongwo'nun ağzı gevşek olduğundan biliyorum," diye yanıtladı Yixing sırıtarak. "Hadi bakalım, gösteri zamanı."

Chanyeol arenadaki giyinme odasında yeterince volta atmış, ellerini bantlamış ve hazırlanmış, dövüş için çağrılmayı bekliyordu. Dongwo parmağında bir bant rulosunu çevirerek ve bacağını sinir bozucu bir hızda sallayarak köşede oturuyordu. Zaman o kadar yavaş ilerliyordu ki sanki geri gitmekteydi. Kapı açıldığında gelenin, kendisini maça götürecek biri olduğunu düşündü. Ama onun yerine onlarca farklı şekilde öldürmeyi planladığı adamın çelik grisi gözlerine baktı.

"Ne bok yemeye geldin Sicoli?"

Adam, kumaş pantolon ve bir polo yaka tişört giymiş olmasına rağmen yine de çok zengin görünmeyi başarıyordu. Ellerini pantolonunun ceplerine kaydırırken sahte hayal kırıklığını göstermek istercesine, "Cık cık," dedi. "Ne kadar düşmanca yaklaşıyorsun Park. Tüm bu pislik bir saat içinde biteceği için daha iyi bir ruh halinde olacağını düşünmüştüm."

"Çok beklersin," dedi Chanyeol, eklemlerini kıtırdatmak için her bir yumruğunu diğer avcuna vurarak. Sicoli, bu iğneleyici yorumdan azıcık bile etkilenmeksizin gülümsedi.

"Sanırım haklısın. Sadece bol şans dilemeye gelmiştim."

"Baek nerede?" diye sordu buyurgan bir şekilde.

"Sully ona şimdilik göz kulak olüyor. Sen kendi performansınla ilgilen, ben de çocukla ilgileneyim." Arkasını dönüp kapıyı açtı ama dışarı çıkmadan önce durakladı. "Ah, bir şey daha var. Bu geceki maçta bir değişiklik oldu. Görünüşe bakılırsa, asıl rakibin bacağını kırmış ve maça çıkamayacakmış." Bir korkuluğa yenilse bile bir şey fark etmezdi zaten. Chanyeol kollarını göğsünde kavuşturdu. "Demek öyle. Peki yerine kimi bulmuşlar?"

kafes dövüşü 2 || chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin