◇Ruh Emici◇

1.3K 135 121
                                    

Yeni bölüm sınırı: 15 oy, 25 yorum!

Hogwarts'a yolculuk zamanıydı. Harry Potter'ı bir kez daha görecekti, bu sefer gerçekleri bilerek. Sirius, 'Peter Harry'ye ulaşmışsa çoktan ona da anlatmıştır' demişti.

Rose da Harry'nin biliyor olmasını istiyordu, en azından duyduğu nefretin sebebini ikisi de biliyor olacaktı.

Sirius'a el sallayarak bindi trene. Sirius'la o zamandan sonra daha da yakın olmuşlardı. Daha bir
baba-kız edasıyla hareket ediyorlardı. Rose babasını, Sirius da kızını buluyordu onda. (Tıpkı Harry ve Sirius'un birbirlerinin 'James' olduklarını düşünmeleri gibi)

Tren hareket etmeye başlayınca kendine bir kompartman bulmak için dolaşmaya başladı. Kimse olanları bilmediği için garip bakışlarla bakmıyorlardı ona.
-Rose'un kesinlikle sevmeyi reddettiği- Dumbledore, okul kayıtlarını Rose Potter olarak değiştirmişti fakat o her zaman Rose Black olacaktı, Sirius Black'in kızı...

Aslında aradığı kompartmanı buldu ve içeri daldı.

"Merhaba," dedi içerideki altın üçlüye.

Harry'nin bakışları birden değişirken hafifçe öksürdü, "Merhaba."

Rose'un gözleri sadece Harry de kalırken istemsizce mırıldandı. "Babana çok benziyorsun, ama gözlerin annene çekmiş."

Harry ise ne diyeceğini bilemeden öylece bakakaldı. Hermione, ağzı bir karış ikisini izleyen Ron'a karşı uyarıcı bir tonda öksürdü.

"Biraz konuşalım mı?" dedi Harry. Başını olumlu anlamda salladı, Rose. İkisi de kompartmandan çıkarken içeride uyuyan biri çarpmıştı gözüne, yüzünün yarısını gördüğünde anladı. Remus Lupin.

Koridorun boş bir köşesine gittiler.

İkiside birbirine bakıyorlar sadece. Harry, bu uzun sessizliği bozdu.

"Öğrendim, sanki geç oldu ama..."

"Senden," diye araya girdi Rose. "Senden neden nefret ettiğimi şimdi daha iyi anlıyor olmalısın."

"Bu benim suçum değildi,"

"Bende düşünüyordum, ailesi Potter için ölmüş, dediklerinde neden senden 100 kat daha fazla nefret ediyorum diye. Ama evet, bu senin suçun değil, ama benden seninle gerçekten ikiz kardeş gibi olmamızı bekleme. Son üç yılda gördüğüm o sevgiyi sana gösterebilecek bir kardeş değilim. Senden yine nefret edeceğim, bu asla değişmeyecek. Ama en azından ikimizde suçun
-sende değil- kimde olduğunu biliyoruz."

Tekrardan sessizlik ortamı ele geçirdi.

Harry, Rose'un bakışlarına anlam veremeyerek, "Suçun annemde olduğunu düşünmüyorsundur umarım." dedi.

"Suç annendeydi, Potter-"

"Ama-"

"Sakın! Sakın bana o kadını koruma, en azından bana karşı koruma... ben onun kızı değilim, ne olursa olsun onu affetmeyeceğim. Benim için ölmesine de gerek duymuyorum, benim değer görmek için bir yara izine ihtiyacım yok, hiçbir Potter'a da saygım yok!" dedi adımlarını geriye doğru atarak.

"Sende bir Potter'sın!" dedi Harry, gereğinden fazla yüksek sesle.

"Ben Potter değilim, Black'im. Ve sende bunu bir an önce kabullen... ikizim."

Oradan uzaklaşarak Malfoy, Parkinson ve Lestrange'ın olduğu kompartmana attı kendini.

"Ah, Rose," dedi Draco oturduğu yerde dikleşerek.

slчthєrín kαlвí / hαrrч pσttєr İkíz /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin