Rose, aniden biri tarafından bir kompartımana çekildi. Aynı zamanda koltuğa da fırlatıldı.
"Selam ucube." dedi Drew Lestrange.
"Sen... senin de burada olacağını düşünürken yanılmamışım." dedi Rose. Drew, kendini Rose'un yanına attı.
"Ben hep bu dünyanın içindeydim. Sadece sen saftın. Sana 'Cadısın' dediğimde inansaydın keşke."
"Peki ben neden buradayım?"
"Seçmen gereken arkadaşları tanı istedim." dedi.
"Arkadaşlar derken bu kız, bu... Malfoy ve sen misin?"
"Şu anlık evet."
Drew'in cevabına karşılık Draco Malfoy kıza elini uzattı. "Draco Malfoy."
Rose bir kaç saniye uzattığı ele baktı sonra da elini tutup adını söyledi. "Rose Black."
"Ne?!"dedi Drew aniden.
"Ne var, soy adıma karışasın mı geldi?" dedi Rose kaşlarını çatarak.
"H-hayır. Şey... benim annemde bir Black. Bellatrix Black." dedi Drew. Ne diyeceğini bilemiyordu. Demek Dumbledore kıza gerçeği söylememişti.
"Sirius... yani babam bahsetmişti annenden. Ama senden bahsetmedi."
Arada ki gerginlikten rahatsız olan Pansy Parkinson ayağa kalktı ve elini uzattı, Rose'a.
"Pansy Parkinson." Rose onunda elini sıktı.
"Bulabileceğin en iyi arkadaşlar biziz. Melezlerle arkadaş olmak pek yaptığımız bir şey olmaz ama... Black kanı taşıyorsun. Soylu bir kan. Yani sana bir kıyak geçebiliriz." dedi Drew. Yüzünde minik bir gülümseme vardı.
Birden kompartıman kapısı açıldı.
"Onun daha farklı arkadaş seçeneği var, Lestrange. Sanırım size kalmadı o kız." dedi Esta gözlerini kısarak.
"Sen öyle sanmaya devam et. Hem... başkalarının işine karışma. Kendi kararını kendi verebilecek biridir eminim." diye karşılık verdi Drew. İkisi arasında garip bir anlaşmazlık vardı. Bunun nedenini Rose bilmiyordu ama elbet öğrenirdi.
"Gel Rose. Seni diğerleriyle tanıştırayım." dedi Esta. Rose ayağa kalktı. Drew'e karşı hâlâ kin doluydu. Esta ile birlikte dışarı çıktı.
"Takılacak başka birini bulamadın mı?" dedi Esta.
"Ben onlarla takılmıyordum. Zorla çekildim zaten." dedi Rose gözlerini devirerek.
"İyi, gel bakalım birileriyle tanışalım. Doğru kişilerle." dedi ve onu bir kompartımana itti. "Merhaba. Oturabilir miyiz?" diye sordu Esta, kompartımandakilere.
"Tabii." dedi kızıl saçlı, çilli çocuk. Oturdular.
"Ben Harry Potter, o gün pek iyi tanışamamıştık." dedi Harry. Elini uzattı. Rose da uzattığı eli tuttu. "Rose Black."
Sonra kızıl saçlı çocuk elini uzatıp konuştu. "Ron Weasley."
"Aa, Weasley ismini duymuştum. Siz de bizim gibi 'Kanıbozuk' olarak adlandırılan ailelerdensiniz." dedi Esta gözlerini devirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
slчthєrín kαlвí / hαrrч pσttєr İkíz /
Fiksi PenggemarArkadaslar simdi tikladiginiz bu kitaptan yavasca cikiyosunuz "Benim değer görmek için bir yara izine ihtiyacım yok! Hiç bir Potter'a da saygım yok!" Potter ikizlerinin hikayesidir. Bazı kısımlar orjinal hikâyeden (çok) farklı ilerlemektedir. ======...