Sirius kapıyı aralayıp açtıktan sonra geri geçildi ve Rose'un eve girmesini izledi.
"Yol boyunca yüzün neden asıktı senin?" diye sordu kız çantasını sertçe koltuğa atarken.
"Yol boyunca dediğin, cisimlendik... baba. 2 saniye" dedi Rose iki parmağını havaya kaldırıp kendini de koltuğa bırakırken.
"Sorun nedir, söyle bakalım?" Yüzünde ki ciddi ifadeyle birlikte kızın karşısına oturdu.
"Sorun, Potter..." Sirius'un yüzü kasılırken korktuğu şeyin başına gelip gelmediğine emin olmak istiyordu.
"Hani senin okulda en yakın arkadaşın olan Potter'ın oğlu olan Potter, Harry Potter, Aziz Potter, Seçilmiş kişi, mükemmel kişi, en iyi kişi-" alayla tüm lakapları sıralarken Sirius onu durdurdu.
"Sakin ol bakalım, Potter sana ne yaptı?" diye sordu.
"Hiçbir şey... ama sevmiyorum onu. Nefret ediyorum, Nef-ret!" Başını geriye atıp tavanı izledi, Rose.
"Kimlerle arkadaşsın sen?" Sirius'un ani sorusuyla hızla kafasını kaldırdı kız, sonra da alayla güldü. "Lestrange ve Malfoy'dan bahsettiğini anlıyorum, ama onlarla arkadaş falan değilim, onlar kendi çöplüklerinde doya doya boğulabilirler. Parkinson sadece... arada bir Granger, o da sadece kütüphanede- çok çalışkanım da." diye ekledi sonunda."Peki, benim çalışkan kızım, ama boş yere, ortada hiçbir sebep yokken birinden nefret edemezsin."
"Ne yapmamı istersin, okul açılınca gidip boynuna mı atlamalıyım? Sevmiyorum- onu görünce... benden bir şey çalmış gibi, çok değerli bir şey... Üstelik Profesörler tarafından özel bir ilgi görüyor. Bu yılın sonunda aptal bir taşı Voldemort'un elinden kurtardı diye Slytherin'e kattığım tüm puanlar yok sayıldı ve Gryffindor Bina kupasını aldı, Ha bir de McGonagall'ın- ("Bir profesör hakkında iyi konuş." diye uyardı Sirius.) Harry'i yasak olmasına rağmen Quidditch takımına ekledi, ve bir süpürge verildi, neyse ki son maçı kaçırdı da Binalar arası Quidditch kupasını Slytherin aldı." Nefes almadan söylediği onca cümlenin sonunda derin bir nefes aldı.
"Harry, Quidditch takımına mı seçildi?" diye sordu Sirius.
"Evet!" dedi Rose hızla ayağa fırlayarak. "Evet, James Potter'ın da ödülü var hatta, ikisiyle de çok gurur duyuyor olmalısın. Bu arada beni dinlediğin için teşekkürler!" Yanından çantasını kaptı ve hızla odasına çıktı, Sirius'un arkadan bağırmasını umursamayarak."Rose! Bekle biraz!"
Rose, odasının kapısını kapattı ve derin nefesler ala ala yatağına ilerleyip oturdu.
"Kim bu Potter, benimle ne ilgisi var?" Başını yastığa gömdü ve istemeden kendini uykunun kollarına bıraktı.
"Kızım, Rose'um..." diye fısıldadı Kızıl saçlı kadın, kucağında ki bebeğe. Daha yeni doğan kızına gülümsedi tüm içtenliği ile.
Yattığı yerde yanında oturan adama döndü, ve onun kucağında ki diğer bebeğe. "Oğlum..."
O an bir aile olmuşlardı, ayrılmayacaklarından eminlerdi. Ama fark etmediler ki, biri aileye fazlaydı ya da öyle olmalıydı. Güç için her şeyi yapacak olan, bu hissi hepsine aşılayacaktı.
Sahne değişti, Kızıl saçlı kadın elleri titreyerek koltukta oturuyordu, yanında kollarını omzuna sarmış olan adam kadına bir şeyler anlatmaya çabalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
slчthєrín kαlвí / hαrrч pσttєr İkíz /
FanfictionArkadaslar simdi tikladiginiz bu kitaptan yavasca cikiyosunuz "Benim değer görmek için bir yara izine ihtiyacım yok! Hiç bir Potter'a da saygım yok!" Potter ikizlerinin hikayesidir. Bazı kısımlar orjinal hikâyeden (çok) farklı ilerlemektedir. ======...