◇Şamarcı Söğüt◇

1.1K 127 93
                                    

Yeni bölüm sınırı: 22 Oy!

Lupin'in kapısını çaldı ve gelen izinle içeri girdi.

"Ne yaptın?" diye sordu, arkasından kapıyı kapatıp Remus'a yaklaşırken.

Remus konuşmadan önce yüzünü sıvazladı, "Sirius'a bahsetmedim... Sanırım bir şeyler kesinleşene kadar susmak en iyisi."

Rose kendini koltuğa bırakırken iki seçeneği düşündü. O kız... Gerçekten Regulus'un kızı mı, yoksa... en ufak ihtimalle Sirius'un kızı olabilir miydi?

"Kahretsin!" dedi yüzünü ellerine gömerek. "Neden ölü gibi gösterilsin ki!"

"O ufak bir ihtimal, Rosy. Umalım da... kız doğru söylüyor olsun." dedi Remus. Düşünceleri tamamen ikiye ayrılmış olarak, en iyi arkadaşının 'yaşayan' kızına kavuşmasını isterdi tabii ki. Fakat... yıllar sonra çıkagelmiş bir kızı nasıl kabul ederdi? Kesinlikle büyük bir kafa karışıklığı yaşanacağı kesindi.

"Umarım doğrudur." dedi Rose kaşlarını çatarak.

Remus hafifçe güldü. "Doğru çıkmasını en çok sen istiyorsun galiba?"

"Ne- hayır! Doğru da olsa, yanlış da olsa..."

Remus, "Kıskanmazsın yani?" dedi tek kaşını kaldırarak.

Rose yerinden fırladı. "Sen böyle saçma saçma düşünmeye devam et, Aylak. Ben derse gidiyorum."

Kapıya yöneldi, tam çıkacakken yerinde durup ayağını yere vurdu. "İlk ders Karanlık Sanatlara Karşı Savunma..." Bıkkınlıkla bakan gözlerini Remus'a çevirdi.

"Evet, sanırım dersimiz için bana yardımcı olabilirsiniz, Bayan Black."

"Sen bu kadar gıcık değildin? Ne oldu sana, Remy?"

"Profesör'ün ile böyle konuşmak olmaz. Babana mektup gönderebilirim bak?" diye savurdu Remus, sahte tehditini.

"Evet, iyi ki Ruh Emici olayını ona anlatma demiştim, olayın Romanınını yazıp göndermişsin babama." dedi Rose sinirle.

"Bilmeye hakkı vardı-"

"Bu sabah bana gönderdiği mektubun uzunluğunu görmeliydin! Boyumdan daha uzun falan?" diye çıkıştı, elini boyundan yukarıda tutarak.

"Seni düşündüğü için onu suçlayamazsın, Rosy. Neyse, hadi bakalım, derse geç kalmayalım."

*

"Bir Böcürt'ü püskürten büyü çok basittir. Lütfen tekrar edin, Riddiculus."

"Riddiculus!" diye tekrarladı tüm sınıf.

"Pekâlâ, çok güzel." dedi Profesör Lupin. "O zaman, denemeye ne dersiniz? Gönüllü olan var mı?"

Rose etrafına baktı, kimsenin el kaldırdığı yoktu. Anlaşılan kimse herkesten önce korkuları ile yüzleşmek istemiyordu.

Emin olamayarak öne doğru iki adım attı.

Lupin gülümsedi, "Güzel," dedi. "Asanı hazırda tut, Böcürt'ün en büyük korkuna dönüşmesine izin ver ve sonra işini bitir."

"Pekâlâ, basit!" diye mırıldandı Rose kendine. Asasını sertçe kavradı ve Remus'un Böcürt'ün içinde olduğu dolabı açmasını bekledi.

slчthєrín kαlвí / hαrrч pσttєr İkíz /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin