Esta yatağında kitap okurken ve Rose da tüm bu konuşulanları düşünürken birden odanın kapısı açıldı.
"Kızlar, sizi görmek isteyen... biri var." dedi yetimhane müdüresi. Normalde tatlı ve iyi bir kadındı. Ama şimdi gözleri etrafı korkuyla izliyordu.
Açık kapıda başka bir şey belirdi. Kocaman biri.
"Hagrid?" dedi Esta yattığı yerden kalkarak.
"Selam kızlar. Merhaba Esta, ne çok büyümüşsün sen." dedi Hagrid. Sonra gözü Rose'a kaydı. Annesinden aldığı gözleri ve babasından aldığı saç rengi ile aynı kardeşiydi.
"Sen, Rose olmalısın. Esta sana bir şeyler anlatmıştır. Bugün seninle Diagon yoluna gideceğiz. Okul eşyaların için. Esta, sende bizimle gel istersen, ben Harry ile ilgilenirken sende Rose'a göz kulak olursun." dedi Hagrid.
"Benim göz kulak olunmaya ihtiyacım olmaz herhalde." dedi Rose.
"Ee... şey... Tabii olmaz. Sadece ilk defa diye şey ettim. Esta en az bir kere gitmiştir."
Rose Hagrid'in dediğine göz devirdi. "Şimdi mi gitmeliyiz?"
"Evet. Geliyorsun değil mi?"
"Hı hı."
"Ama eşyalarını alınca, seni Dumbledore'un yanına götürmem gerekiyor. Hogwarts'a."
Rose umursamadan küçük çantasına su ve gerekli olabilecek birkaç şey koyup çıktı. Yetimhanenin dışında bir çocuk bekliyordu. Rose ile aynı gözlere, aynı saç rengine sahipti. Onu da yanlarına alıp metro ile bir yere gittiler. Hagrid'in söylediğine göre Çatlak Kazan'a. Çatlak Kazan'a girince barmen adam Hagrid'e, "Her zamankinden mi Hagrid?" diye sordu.
Hagrid, "Hayır Tom, önemli bir görevim var. Biliyorsun, Potter'lar- ehem- Potter için buradayım." dedi. Rose ise etrafı inceliyordu. Hagrid'in dediğini duymamıştı. Gözlerini etraftan ayırdığında herkes Harry'nin elini sıkıyor, Rose'a ise endişeli bakışlar atıyorlardı. Rose da aniden bastıran agresiflikle gözlerini devirdi. Korkulacak neyi vardı ki?
Sonunda kalabalığı yararak taş bir duvarın önüne geldiler. Hagrid pembe bir şemsiye çıkardı ve duvara bir kaç kez tıkladı. Taşlar kayarak önlerinde ki yolu açtılar. Koskocaman bir yoldu bu, iki yanında da dükkanlar uzuyordu. Bir anda Rose'un içinde ki tüm agresif düşünceler yerini rahat duygulara bıraktı. Sanki... daha önce de büyü dünyasında yaşamıştı.
"Burası bana neden tanıdık geliyor?" diye sordu Esta'ya.
"Belki de annen ve baban getirmiştir seni. Küçükken yani." diye cevapladı. Yola devam ettiler.
İlk olarak, büyücülerin Bankası olan Gringotts'a gideceklerini söyledi Hagrid. "Bir şeyi emanet etmek istiyorsan, Gringotts dünyanın en güvenli yeri- Hogwarts'ı saymazsak."
Hagrid kocaman bir bina olan Gringotts'a girerken, Rose ve Esta dışarıda beklediler. Hagrid böyle söylemişti çünkü. Rose, kasada parasının olmasını garip bulmadı, ne de olsa kendisi melezdi, elbet vardı parası.
Hagrid ve çocuk içeri gireli daha bir dakika olmamıştı ki bir kadın yanında bir çocukla göründü. Esta'nın yüzü parladı. Yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Rose bunu ilk defa görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
slчthєrín kαlвí / hαrrч pσttєr İkíz /
FanficArkadaslar simdi tikladiginiz bu kitaptan yavasca cikiyosunuz "Benim değer görmek için bir yara izine ihtiyacım yok! Hiç bir Potter'a da saygım yok!" Potter ikizlerinin hikayesidir. Bazı kısımlar orjinal hikâyeden (çok) farklı ilerlemektedir. ======...