"Mahir ağam Nagihan yenge! Nagihan yenge ölmüş nefes almıyor!"
İkisi de o an şoka girdiler. Bir an beyinleri işlevlerini yerine getirmedi. İlk kendini toparlayan Mahir oldu. Üstüne bir şeyler giydi saniyeler içinde.
Kocasının haraketliliği ile kendine gelen Nazeli bacağına don giyip fistanını hemen başından geçirdi.
İkisi odanın kapısını açtı ev hızla alt katta koştular. İkisinin de dillerinde tek dua vardı. "Lütfen ona bir şey olmasın!"
Nazeli bu düşünceyle içi yandı adeta. O arkadaşının kocasının koynunda zevkten kıvrılır iken o zavallı arkadaşı ölümün pençeleri altında can çekişiyordu. Gözleri sulandı.
Alt katta indiklerinde çalışanlar oradaydı. Mahir hızla konuştu. "Reyhan veya Süleyman'a dikkat edin aşağı inmesinler!" diye emir verdiği gibi ilk karısının odasına girdi.
Kalbi tekledi Mahir'in.
Nagihan yatağında uzanmış o çok yavaş olan nefesleri kesilmişti. Siyah saçları yastığına yayılmıştı. Burnundan ağzından ve kulağından çıkan kanlar yüzünde kurumaya yüz tutmuştu.
Nazeli arkadaşını bu vaziyette görünce dudaklarından dökülen çığlığa engel olamadı. Bir an ayakta duramayacakmış gibi oldu. İki bükül kaldı. Elini ağzına götürdü. Atamadığı çığlıkları dışarı çıkmak için debelenmesine sanki mani olurmuş gibi dudaklarını eline koydu. Gözlerinden akan yaşların farkında değildi bile.
Mahir yıllardır, gençliğinden bu yana yatağını paylaştığı kadının, çocuklarının annesini bu vaziyette görmek acı vericiydi. Evlatları geldi gözünün önüne anneleri ile mutlu olan evlatları! Allah'ım ben tek başıma ne yapacağım evlatlarımla, diye düşündü. Omzunda hissettiği sıcak elle arkasını döndü. İkinci karısı Nazeli'ydi. Bir an düşüncelerini dile mi getirdiğindi düşündü.
Nazeli kocasının bitik halını görünce dayanamayıp elini omzuna koymuştu. Kocasının o ıstırap dolu bakışları ile bir kere daha yandı.
Reyhan aşağıda duyduğu hareketlilik ile yatağından kalktı. Zaten bu gece ne hikmet ise gözüne bir türlü uyku girmemişti. Acaba annesi mi hastalanmıştı yine! Hızla kalktı yatağından hastalanmadıysa bile yanına kıvrılır uyurdu.
Odasından çıkan Reyhan hizmetlilerden birisini babaannesi ile konuşurken gördü. Babaannesi hızla aşağı doğru yöneldiğinde Reyhan kaşlarını çattı. Ne oluyordu? Hizmetçi ile göz göze geldi. "Reyhan ne oldu bir isteğin mi var?"
"Yok, abla annemin yanına ineceğim," diye cevap verdi bir yandan merdivenlere doğru gidiyordu. Merdivenlerin başındayken fark etti annesinin odasının önünde ki kalabalığı.
"Annenin yanında Mahir ağa var. Gitme, uygun olmaz!"
Ama Reyhan kadının dediklerini duymadı tahmin ettiği şey olma ihtimali var mıydı? Olamazdı! Hızla koşarak indi merdivenlerden. "Anne!" diye bağırdı. Gözleri dolmaya başlamıştı. "Annem!" hızla odaya girdi.