Nazeli derin bir nefes aldı. Zihni bulanıklaşıyordu. Bu olamazdı. Reyhan'ın hızla kapıya doğru koştuğunu görünce Nazeli bacakları iyice fersizleşti. Kocasının kanlar içinde hali canlandı gözünde. Ölü gibi baktığını...
Nazeli korkuyla bir adım attı kapıya doğru her ne olduysa bununla yüzleşmesi gerekiyordu. Sonra bir ses duydu. Mahir'in gülüşüne benziyordu. Bulanıklaşan zihnine can kazandıran bu tını ile daha güçlü bir adımla kapıya yürüdü. Kocasının kanlı canlı bedeni açık kapıdan gözüküyordu. Nazeli öyle bir nefes aldı ki sanki günlerdir nefessiz kalan ciğerlerine ile defa hava bahşediliyordu. Kolunun altında genç Mahir'i anımsatan biri vardı. Sonra kaynanasının o oğlana sarılıp ağladığını görünce büyük bir rahatlama sardı bedenini.
Mahir karşısında şaşkın ağlamaklı gözlerle kendilerine bakan karısını görünce kaşları çatıldı. Ne olduğuna anlam veremedi. Kolunun altındaki Sedat'ı şehre giderken görmüştü. Arabaya bineceği sırada arabadan inen kardeşi ile ona sıkı sıkı sarılmıştı. Sedat ailesine sürpriz yapmak istemiş habersiz çıka gelmişti. Zarife Hanım kaç zamandır görmediği oğlunu karşısında görmenin heyecanı ile bağırmış ağlayarak oğluna sarılmıştı.
Nazeli kapıya yaklaştı. Gözlerini kocasından alamıyordu. O iyiydi değil mi? Gözlerini kocasının bedeninde gezdirdi. İyiydi. Gözlerini kapatıp şükür etti. Yanaklarından süzülen yaşların farkında dahi değildi. Mahir karısının ağlaması ile canı sıkılmıştı. Annesi o gidince bir şey mi demişti acaba?
Sedat kapıda dikilen kadına baktı. Hemen önünde olan yeğenine ise sevgi ile gülümsemişti. Nazeli "Hoş geldin," dedi titreyen sesiyle. Sedat kadına bakıp zoraki bir tebessüm ile başını aşağı yukarı salladı. Nagihan bu eve gelin geldiğinde Sedat küçüktü. Şimdi o kadının yerini başka bir kadının alması onu üzmüştü. Zehra'nın "Soğukta durmayalım içeri geçelim," diyen sesi ile herkes içeri girdi.
Herkes oturma odasına girerken Mahir karısının kolunu yakalayıp selamlığa soktu. Burada kimse yoktu. Nazeli baş başa kalmalarını fırsat bilerek hızla kocasına sarıldı. Yanaklarından dökülen yaşlara mani olamadı.
Mahir kollarının arasında ağlayan kadına anlam veremedi. Elini karısının sırtına koyup sıvazladı. "İyi misin Nazeli?" Nazeli başını olumsuz anlamda sallayıp kocasının boynuna gömdü burnunu. Ona bir şey oldu düşüncesi yıkmıştı Nazeli'yi.
"Ne oldu biri bir şey mi söyledi sana?" Mahir karısının bu haline endişeleniyordu. Bir süre bekledi karısı sakinleşip kollarının arasında çıktığında karısının yüzünü inceledi. Islak yanaklarında ellerini dolaştırdı. "Güzelim ne oldu?"
"Ben..." diye mırıldandı Nazeli. Burnunu çekip kocasının gözlerinin içine baktı. "Sen gidince içime kötü bir his yerleşti," elini tam kalbinin üzerine koydu. "Buramda bir sıkıntı oldu. S... sonra annen oğlum diye bağırınca," o an yaşadığı korku aklına gelince hıçkırdı. "Ben sana bir şey oldu sandım. Aklım çıktı."
Karısının onun için böyle endişelenmesi onu gülümsetmişti. Karısının alnına şefkatli bir öpücük kondurdu. "Üzülme iyiyim ben," karısının kokusunu içine çekti derin derin. "Asıl sen üzülürsen ben iyi olamam."
Nazeli kocasının dudaklarına doğru uzandığında koçasıda ona yaklaştı ve dudakları buluştu. Hasretle öptü karısını Mahir. Nazeli kocasının derinleşen öpücüğünden nerde olduklarını hatırlayarak kaçtı. Ağladığı belli olmasın diye yanaklarını sildi. Mahir ile beraber çıktılar selamlıktan önce Mahir girdi oturma odasına sonra Nazeli.
Nazeli eltilerinin yanına oturduğunda Süleyman yanına geldi hemen. Amcası Sedat'ı hatırlamıyordu. O askere gittiğinde yaşı küçüktü. Süleyman başını Nazeli'nin dizine koydu. Nazeli Sedat'ın bakışlarını üzerinde hissedince huzursuzlandı. Bakışlarının kucağında yatan oğlana çevirdi.