26. Bölüm

12.2K 573 9
                                    


Nazeli soğuk ve eşyasız eve ilk vardıkları zaman ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Soğuk evde çocuklar huysuzlanmaya başlayınca Mahir yakacak bir şeyler bulmaya çıkmıştı. Süleyman ablasının yanına oturmuş korkuyla onu izliyordu. Yüzündeki kurumuş kan ve şiş yüzü ile korkunçtu. "Ablacığım," dedi temkinli sesiyle.

Reyhan göz kapaklarını zar zor araladı. Sanki bir birine mıhlanmıştı. "Efendim," pürüzlü sesi sanki yabancıydı. Süleyman o küçücük yüreğini öfke sarmıştı. Ablasını bu hale babasını getirmişti. Babası kötü bir adamdı!

Ablasının yüzünü işaret etti. "Çok acıyor mu?" dedi korkuyla. Reyhan başını iki yana salladı. Süleyman başını ablasının koluna yasladı. "Bir daha babamın seni dövmesine izin vermeyeceğim. Önüne duracağım ve seni koruyacağım," dedi ağlamaklı Süleyman. Reyhan kardeşinin dedikleri üzerine yüzünde minicik bir tebessüm peyda oldu. Benim küçük kahramanım, diye içinden geçirmeden edemedi.

Mahir içeri kucağında odunlarla girdi. Eski sobayı odunlarla doldurup tutuşturdu. Boş evin içi odun dolu sobanın sıcaklığı ile yavaş yavaş ısınmaya yüz tutarken Mahir karısının yanına yere oturdu. "Mahir ne yapacağız böyle?" diye mırıldandı. Kucağında uyuklayan küçük kızdan bakışlarını alıp birbirine yaslanmış iki kardeşe baktı. Soğuk betonda oturuyorlardı.

"Bilmiyorum ama bu akşam böyle geçsin yarın ben bir hal çaresine bakacağım," dedi sıkıntıyla. Ne yapacaktı? Sıfırdan nasıl bir düzen kuracaktı? Köyde ki her evde elektrik sistemi yoktu, bu ev gibi. Gecenin ayazı çökerken boş ev ancak ısınmaya başlamıştı. Süleyman'ın öksürmesi üzerine Mahir onu kucağına almak istemişti ama Süleyman bunu reddetti. Bunun üzerine Saadet Mahir'in, Süleyman da Nazeli'nin kucağındaydı. Üç çocuktu uyumuştu. Karı kocanın ağzını bıçak açmıyordu.

Karanlık evde soğuk betonun üzerinde oturan karı koca üşüyordu. İçeriye penceren dolan ışıkla ikili şaşırmıştı. Kaşlarını çatan Mahir kucağındaki kızını uyandırmadan kalkıp camdan baktığında yüzünde bir gülümseme oluştu. Nazeli şaşkınlıkla kocasına baktı. Onu böyle gülümseten şeyi merak etti. Kalkıp kocasının yanına gitmek istedi ama kucağında uyuyan Süleyman yüzünden kalkamadı. "Ne oldu Mahir?"

"Erol yatak yorgan getirmiş motorla," dediğinde Nazeli kucağında uyuyan çocuğu uyandırmak zorunda kalmıştı. Süleyman'ın anlamsız bakışlarını umursamadan Reyhan'ı kaldırıp diğer odaya soktu. Ortalar da gözükmese onun için daha iyi olacaktı.

Erol ve karısı Nazeli'nin, Mahir'in ve çocukların yataklarını, kıyafetlerini ve birkaç kilim getirmişlerdi. Mahir kardeşinin onun yanında durmasıyla mutlu olmuştu. Mahir ve Erol eşyaları eve getiriyordu, iki kadın ise yerleştiriyordu. Bir çuval unda getirmişlerdi. Erol abisinin ona karşı mahcup olduğunu fark etti. Teşekkür ediyordu ama abisinde alışık olmadığı bir burukluk vardı. Olay sıcak diye üstelemedi. Geldikleri gibi sessizce gittiler.

Bütün yatakları yere sobanın olduğu geniş odaya sermişlerdi. Herkes yatağına yatıp sıcaklıkta mayışarak uyudular.

Sabahında sobanın üzerinde Erolların getirdiği birkaç bir şey ile kahvaltı hazırlamıştı Reyhan ile Nazeli. Mahir kahvaltı eder etmez ilçeye gitmişti. Birinden motor bulup birkaç parça eşya ve yiyecek alacaktı. Reyhan ile Mahir hiç göz göze gelmiyordu. Aralarında bir kelam dahi geçmiyordu. Reyhan ise suskundu. Kimse ile bir şey konuşmuyordu. Yatağın içinden çıkmak istemiyordu. Nazeli Mahir gelene kadar çocuklarla oyalandı. Reyhan'ı konuşturmaya çalışıyordu ama genç kız kaçamak cevaplar ile kaçıyordu.

Süleyman ise bu evde canı sıkılıyordu. Gün boyu Nazeli'ye eve gidelim, diye tutturuyordu. Ne kadar burası artık bizim evimiz dese de Süleyman anlamıyordu, anlamak istemiyordu.

NAZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin