YB | 17 | Nikotin Çiçeği

16.1K 1.1K 1K
                                    


İşaret ve orta parmağının arasındaki tuttuğu beyaz sigara bendim. Tütün... Nikotin cinsinden yaprakları olan bir bitkinin kurutulmuş halidir. Bu bitki yaz aylarında pembe çiçekler açar.

Kız çocuklarının en sevdiği renktir pembe. Hayalleri süsler pembe. Oyuncak bebekleri giydirir pembe. Annemizin odasına gizlice girip makyaj masasından çaldığımız rujun rengidir pembe. Tatlı aşk romanlarının kapağıdır. Yağmurun damlaları akıttığı kısa saçlı kadınların şemsiyesidir. Liseli sevgililerin okul çıkışında bir ara sokakta aşkını ifade etmek için verdiği gülün rengidir. İlk sürdüğün oje, eline aldığın kahve bardağı, taktığın küpe, giydiğin kazak, telefonun kabı, yattığın yastık, boynuna doladığın fular, ağzına attığın çilekli sakızdır. Romantik hayatlardaki panjurların rengidir pembe.

Benim pembem nikotin çiçeğinin pembesiydi. Bu çiçeğin özel bir kokusu vardı. Lezzeti ise acıydı. Pembe çiçekleri nikotin yapraklarının üzerinde salkım salkım dururdu. Sonra pembe çiçekler solar, nikotin yaprakları bitkimin sapından koparılır, kurutulur, kıyılır, işlenir. Acı tütün bembeyaz kağıtlara sarılır, köküne de aynı çiçeğin sapı gibi olsun diye topraktan filtre takılır.

Savrulursun oradan oraya, alınırsın satılırsın fakat önünde sonunda birinin parmaklarına yerleşir, dudaklarında hayat bulursun. Benim sigaramın sahibi parmaklar ilk olarak filtremi dudaklarına götürdü. Kırmızı... Hafiften ıslak, nemli gibi dudaklar. Hayatımın başlangıcını, nerede ekildiğimi, nerede sulandığımı, nerede çiçek açtığımı, nerede dalından koparılıp dudaklarındaki sigara olduğumu bilmiyordu. Ben artık nikotin bitkisi değildim. Artık pembe çiçeklerim yoktu. Sadece muazzam dudakların arasındaki aciz bir sigara dalıydım. Asıl hayatım şimdi başlıyordu.

Usulca ucumu ateşe verdi. İlk nefes... Dudaklarından ağzına, oradan genzine, oradan da soluk borusuna ilerledim. Göğsü şişti, bronşlarının içinden iki akciğerine daldım. Beni içinde tuttukça zehrimi bronşçuklarına kadar saldım, şişkin akciğerlerinin bütün ayrıntılarına kadar gezindim. Dumanı dışarıya üfledi... Zehrim içerde kaldı, kötü koku havaya salındı.

Nikotin ne kadar bağımlılık yapardı?

''Eva.''  

Çoktan kararmış havada zaten üzerinde olan gözlerimi onda tutmaya devam ettim. 

''Alaz.'' 

Sigarayı kavrayan parmaklarını direksiyona koyup bana doğru döndü.

Tebessüm etti. ''Nezaket Hanım'a söylediğin şarkı...'' Devamını getiremedi fakat ben bakışlarından anladım. ''Kuşların şarkılarından daha güzelsin dedi ya sana, bence Nezaket Hanım'ın hafızası tamamen kaybolmamış, hala aklının içinde bir yerlerde insan deliliğin getirdiği, kusursuz mükemmellik var.'' 

Kızardım. Mahcubiyetle başımı yana eğdiğimde önüme düşen kısa tutamları sigaralı parmaklarıyla kulağımın arkasına aldı. Parmak uçları kulağımın altından çeneme dolaştı ve başımı tekrar yukarıya kaldırdı. Gözlerime baktı. 

''İçinden geldiği için şarkı söyledin, değil mi? Bilgi almak için değil.'' diye sordu fakat bu bir soru değildi aslında. Cevabı eklerde saklı olan cümlelerdendi. Dudağımın kenarıyla gülümsedim, anladı. ''Büyüyorsun... Sana küçük bir kız çocuğu olarak kalırsan, seni istemeden öldüreceğimi söylemiştim. Beni şimdi anladığını çok iyi biliyorum.'' 

Çenemi kavrayan parmaklarındaki sigarayı baş ve işaret parmak ucumla tutarak aldım. Tepkisiz kaldı.

''Büyümek... Büyümeyi içimde hep nasıl dillendirdim, biliyor musun?'' 

Söylememi istediğini belli eder bir şekilde tek kaşını kaldırdı. Sigaradan içime bir duman çektim. Bu sefer öksürtmedi.

''Kapı eşiğinin kenarlarına yıllar geçtikçe çizilen boy çizgileri gibi... Heyecanla aynanın karşısında durursun, kendine bakarsın. Uzadığını düşününce koşturarak odanın kapısına varırsın. Eline aldığın kırmızı kalemle yeni boyunu belirlemek için kapının kenarına yaslanırsın ve... Tam kafanın üzerinden bir çizik atarsın. Eski çizgilerden daha yukarıda olan bir çizgi.''

Yara Bandı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin