BEN

10 1 0
                                    

Eskiden ben dert dinlerdim. Dertlerine derman olurdum. Onca insanların yarasına merhem olurdum. İnsanları anlardım, anlamaya çalışırdım. Gözlerinin içine bakar onları anlardım. Onlar ağlar ben göz yaşlarını silerdim. Ben neşeli bir insandım. Gittiğim yere mutluluk, neşe saçardım. Hayatı anlar, anlamaya çalışırdım. Her küçük bir derdi bile gözümde nimet sayardım. Ufacık şeylerden mutlu olur sevinirdim. Dert nedir bilmezdim. Ağlardım belki ama dizilere, filmlere ağlardım. Düşerdim dizim açılırdı ona ağlardım. Şimdi ise göz yaşlarım kurumuş, bütün neşeler hüzünle nefretle dolmuş. Artık dışıma değil içime ağlıyorum. Hıçkıra hıçkıra, yutkunarak ağlıyorum. İnsanlara olan güvenimi kaybettim. Sevmeyi sevilmeyi unuttum. Kendimi, insanlığımı kaybettim. 

Kendime bir not: Artık ne olup biterse üzme kendini. Hayat çok kısa yaşamayı bileceksin. İnsanları anlamak zorunda değilsin, zaten onlarda kendilerini anlamıyor. Sen artık yaşamaya bakacaksın. Her gününü son gününmüş gibi huzurula yaşayacaksın. Yine ağlayacaksın ama gülmeyi bileceksin. Dünün bugünü olabilir, ama bugünün yarını olacağı meçhul. Sevgilerle kal!

Gülümse başkalarına muhtaç kalma.
Ağla ağla ki kimsenin canı yanmasın.

______________________________________________________

Ben bu hayatta çok şeyden vazgeçtim. Kimseye demediğim, anlatamadığım hayallerimden vazgeçtim. Hayatı hep siyah beyaz yaşadım, renk katmadan. Beni anlamayanlara zorla anlatmaya çalışmadım. Onlar üstüme geldikce ben sustum. Hep susturuldum. Ben içimde binlerce kırgınlık saklar, ama gülücükler dağıtırım. Gece çöktüğünde sessizce ağlayanım. Ben gündüzden çok geceyi sevdim. Belki de sevmeyi çok abarttım. Aldandım işte gündüzün aydınlığına, oysa ki anladım gece eşsizmiş, onca paramparça yürekleri birer birer yıldızların içine haps etmiş. Onlar ne kadar çok göz yaşı dökerlerse o kadar çok parlarmış yıldızlar. Göz yaşından süzülen sözlerin güzelliğimiş geceyi aydınlatan. Kimsesizlerindir gece, ama sessizliğin de esen hafif rüzgarın sesidir sessizliğine ses katan. Gece mutsuzların çaresidir. Bir umuttur aslında. Çünkü kalbi paramparça olan karanfil sadece gece nefes alır. Çiçeğin güzelliğine gölge düşerken ay aydınlatır tüm güzelliğini. Kırmızısının en güzel yanını. Karanfilin yapraklarından süzülürken birer birer yaşlar, ay ve yıldızlar dimdik tutu verir ayakta. Yalnızlığın evreni dir. Yoksulluğun, kaybolmuşun evidir, yuvasıdır gece. Çaresizliğin umududur gece. Onca güzel kalplerin aydınlatıcısıdır. Geceyi küçümsemeyin, herkes uyurken yıldızlar eşlik eder. Geceler en iyi dosttur bana. Sen yokken yıldızlar eşlik etti yalnızlığıma. Unutma ki damla damla süzülürken gözyaşların pencerenin önünde, ay ışık saçtırır gözlerine. Sen geceye yıldızlara anlat derdini en iyi onlardır anlayan seni.

Senin göz yaşı döktüğün yerde güller açar.

______________________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

______________________________________________________

Bugün ağlarsın yarın gülersin dediler.
Size soruyorum nerde bu yarınlar?

______________________________________________________

Baksan gösterecek çok şey var.
Ağzımı açsam anlatacak çok dert var.
Kalemi elime alsam yazacak çok söz var.
Ama anlayacak kul yok!

_______________________________________________________

Bazen hani olurda göğüs kafesin sıkışır gibi olur, dünyan daralır. Nefes almak bile zor gelir.
Bunalırsın bıkarsın herkesten her bir şeyden. İstediğin için değil, o an öyle gelir işte.
Değer verdiğin kim varsa anlamaz seni. Bu davranışına darılır küserler, hatta daha da üzerine gelirler. Kavga edersiniz hiç yoktan. Sebepsizce iki yürek incinir. Aslında suçsuzken en büyük suçlu olursun. Zaten mutsuzsundur bir de bu kırgınlık eklenir üzerine. Özür dilemek için yollar ararsın, değmeyecek insanları yüceltirsin. Incitirler incinirsin. Kırarlar kırılırsın. Ama ağzını açıpta söz etmezsin. Hep içine atarsın. „Başım gözüm üstüne“, der çekilirsin. Bilmezler kaç yaprak döküldü vakti gelmeden ağaçların dalından. Kaç mevsim eksitildi, kaç gündüzler söndü yüreğinde. Hep geceler açtı içinde. Bilmezler kaç Karanfil soldu gönlünün bahçesinde. Gurur derler ya hani, her defasında ezip geçtikleri. Kırarsın özür dilersin. Kırarlar yine sen özür dilersin. Hayat böyledir. Binlerce iyilik yaparsın bir iyiliği çok görürler. İhtiyaçları olduğunda çıkartırlar seni ceplerinden, kullanır kullanır sonra atarlar. Sen nice karanfiller ekersin her dört bir yanına, takılı verirler gül bahçesinde. Solu verir Karanfillerin, bir suyu çok görürler. Rabbin doğru yolda olanları çok iyi bilir. Yunus Emre ne demiş „Kırma dostun kalbini; Onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini; Sulamaya ibrik yok.“. O kadar haklı ki ama anlayacak insan yok. Onlar bir gülü yaşatmaya çalışırken Rabbin sana binlerce Karanfil verir. Yeri gelir unutulursun, kötü olursun yinede bildiğinden şaşma. Yanlış yapıyorlar diye sende yanlış olma. Onca insan bir doğrunun peşinden koşuyor diye, senin yürüdüğün yolun yanlış olduğu anlamına gelmez. Belki onların yürüdüğü yolun sonu uçurumdur, bilemezsin. Bırak giden gitsin. Gidenin yolu zaten bellidir. Tutunmaya çalışma o düştüğünde elbet seni de çekecektir. Kanayan her bir yaranı sadece sen sararsın. Yarana merhem arama bulamazsın. Sabretmeyi bilirisen senin de yüzün güler Karanfilim!

Acele etmek sabra mani olur; muradına erişemezsin.
– Ibn-i Sina -

_______________________________________________________

Kimse zoru sevmez.
Bu yüzden gül yerine
Papatyayı seçer.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayaller Hayatın parçasıdır Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin